Beşiktaş'ın özellikle Avrupa Kupaları'nda eskilerin şık deyimi ile makûs bir talihi vardı. İnönü'de çoğu defa gelen turlar sanki dönüş biletini de önceden almış gibi rakibin cebinde gitmişti. Ligde de Gordon sistematiğinin ötesinde Beşiktaş, problemler yumağı içinde ezeli rakiplerinin hep arkasında kalıyordu. Ama ne zaman ki Lucescu piyangosu Akaretler'e düşüverdi, Beşiktaş her iki platformda da takım oyununu beceren, iyi düşünüp iyi oynayan planlı programlı bir futbol topluluğu olarak karşımıza çıkıverdi. Bizim ülkenin baykuş yorumcuları Lucescu için "Daha durun bakalım, Beşiktaş rakip mi buldu ki" diye bugüne kadar Beşiktaş'ın kucağındaki başarılara hiç Lucescu payı tanımadı. İşte dün akşam İnönü'de yaklaşık 10 yıllık aradan sonra Avrupa futboluna damga vurma hazırlığındaki Dinamo Kiev, 1-0 öne geçmesine rağmen alaşağı ediverildi. Maçın skorunu bir kenara bırakalım; kendi evinde oynayan bir takıma karşı D.Kiev'in bir film gibi kontrataklarını Beşiktaş'ın böğrüne saplamasını bekleyenler, oyunu bir satranç zenginliğinde planlamış Lucescu'nun tuzaklarında ancak izleyebildiler. İşte futbolun alfabesinde de ilerlemiş sınıflarının kitaplarında da yer alan önsözün uygulamacılarından biri, Lucescu'nun takımı Beşiktaş'tır. Yani, futbolda başarı, sağlam savunma prensipleri üzerinde ancak yükselebilir... Beşiktaş, hem ülke klasiği hem de yapısal özellikleri açısından kontratağa çabuk çıkabilen rakibine koca oyunda sadece bir buçuk porsiyonluk tehlike sundu. Kontrollü oyundan bir saniye bile şaşmayan Beşiktaş, rövanşa hayli önemli bir avantaj taşıdığı akşam, bir de üstüne üstelik yaralı-bereli bir takımla mücadele etti. Birinci golün sahibi menisküs, üçüncü golün sahibi kanser şüpheli... Lucescu'nun diriltmeye çalıştığı Sergen tribünde... Uçuk İlhan cezalı... Ahmet ciddi arızalı... Ve işte bu Beşiktaş, süper hocasının tezgâhladığı sanki bilgisayar çıkışlı oyunuyla Mart ayı yatırımı yaptı. Beni bu oyunda en çok sevindiren oluşum ise inanılmaz şık hareketlerle iki maçtır kaleleri döven ama skor tabelasını değiştiremeyen arızalı sağlam Nouma'nın herkese ıslık çaldırtan golü idi.