Kemal Abi'nin haftalığı

A -
A +

lucescu da hata yapar... Diyorlar ki, senin Denizli'ye karşı özel bir kinin var... Yok yahu! Biz gazeteciyiz. Kimseye tutkun olmaya, kimseye kin beslemeye hakkımız yoktur. Olmadı da... İşte şimdi de kalemimizi Lecescu'ya sivrilteceğiz. Onca başarı getiren uygulamadan sonra, hele hele ki Barcelona'daki mükemmel oyun planından sonra nasıl olur da Ankaragücü maçında hem Ümit Karan'ı, hem Murat'ı, hem Arif'i onbire koyarsın sayın Lucescu? Olacak şey mi? Haa fazla gol atmak adına dersen, o zaman tam şişersin. Çünkü ne kadar çok hücum oyuncusu, o kadar az pozisyon demektir. Zaten bu üç oyuncudan Arif'in dışındakilerin kanatta iş yapma özellikleri de yok... Murat'la Ümit aynı tip oyuncular. Bu yanlış Galatasaray'ın Ankaragücü'ne kaybedişinin başlıca sebebidir. Ve Lucescu maçın gidişatı içinde bu kurgudan asla vazgeçemeyerek yanlışını katladı. Hayret! önce terim'i kutlayalım! Fatih Terim hoca, İtalya gibi tutucu bir ülkede "2001 yılı en iyi teknik direktörleri" anketinde Capello'nun ardından ikinci seçildi. Bu, Türk futbolu adına, Türkiye adına büyük bir gururdur. Hem de Fatih hoca görev yaptığı iki takımı da yarıda bırakmış olmasına rağmen ikinci olabiliyorsa, demek ki, Çizme'de kendine yeni yeni kapılar açık demektir. Bir kere daha gözlerimizi yaşarttın sevgili hocam... İzin verirsen bir futbol tutkunu olarak gözlerinden ve alnından öpeceğim... briegel'in tuzağı! Alman hoca stajyer ya... F.Bahçe'ye öyle bir tuzak kurdu ki... Öf öf... Kendi evinde olmasına rağmen kontratağa dayalı oyun felsefesi ile oynayarak, takımının potansiyelini mükemmel değerlendirdi. Sanırım Briegel, bundan böyle en kolay maçları bile kendi sahasında da olsa aynı oyun felsefi ile oynatır. erdoğan hoca dondu mu? İnönü'de kötü bir hava vardı. Erdoğan Arıca'nın herhalde beyni dondu. Dondu ki, rakibin sisteminde en iyi kullanılacak yer göbek olmasına rağmen ve elinde iki adet süratli ve teke tekte kolay adam geçme özelliği olan siyahi iki forvet olmasına rağmen, bunlar kanatlarda görev yaptı. Hayret! Demek ki, eksiğimiz çok... Sadece fizik güç, konsantrasyon, motivasyon pompalamak yetmiyor... zafer'den eski hocalarına ders! Trabzonsporlu Zafer, bu ülkenin derinliğine en çabuk ve en dengeli top taşıyan ve taşıdıklarını da gole çeviren bir numaralı futbolcusudur. Ama ne var ki, Briegel'den önceki hocalar Zafer'i o fiziğiyle savunmalara yapıştırarak oynattılar ve harcadılar. Briegel geldi ve gördü veya tanıyordu. Şayet Zafer bu formatıyla oynasın, bu sezon en fazla gol yapan oyunculardan biri olur. eeee, Beşiktaş nasıl? Bu sütunların okurları anımsayacaklardır; Beşiktaş'ın Ankaragücü maçında dörtlü savunmaya geçişiyle yükseleceğini iddia etmiştim. Hatta hatta Ronaldo transfer edildiğinde, piyango çarptığını, bu oyuncu sayesinde dörtlü savunma modelinin daha çabuk randıman vereceğini vurgulamıştım. Öyle de oldu... Son dört maçtır savunmaya çekilirken, çift ön libero ile arka göbeğin önü de mükemmel kapatılmaya başladı. Ve Beşiktaş Fenerbahçe'yle Galatasaray'ın ensesine oturdu. Daum gibi bir Alman hocanın ülkesinin modelini bırakarak bu sisteme geçmiş olması da futbol adına bir kazançtır. Hele hele Nihat'tan gelecek parayla sistemin iki veya üç oyuncusu da transfer edilirse, o zaman karşımıza yeni bir Galatasaray çıkacaktır. bravo denizli! Tabii Denizli her hafta konuk oluyor. 469 gündür maç oynamamış Serkan'ı da yaktı, Fenerbahçe'yi de... Neden tek forvetle oyuna başlamaz. Andersson'u özellikle kullanacağı bölümde değil de, kullanamayacağı bölümde kullandı. Orta alanın aklını karıştırdı. Hakan'ı dışarı alarak acaba ne düşündü? Artık daha fazla Denizli yazmanın bir anlamı da yok... Eser ortadadır. Dokuz önemli maçta sıfır çeken bir hocaya daha fazla eleştiri yöneltmek de boşuna bir mesaidir. Haaa bir de şunu hatırlayalım, Denizli hep hedeflerimizden şaşmadık diyor. Yapma yahu! Fenerbahçe 94 yıldır aynı hedefe yönelmiştir... Bunu hatırlatmak isterim. xavi olayına dikkat edin! Barcelona-G.Saray maçının bana göre en önemli olayı, evsahibinin ön liberosu, oyundaki yönetmeni ve bu sezonki pas zenginliğinin mimarı Xavi'nin devrede oyundan alınışı idi. Demek ki, Rexach sezon başından bu yana ilk defa sistem değiştirmek zorunda kaldı. O G.Saray'a evet ama, A.Gücü maçındaki üç forvetli G.Saray'a hayır! sağolasın mhk! Geçen Çarşamba bu sütunlarda, MHK ve federasyonu uyararak, hiç olmazsa devre sonuna kadar sayıları dokuz veya on olan birinci sınıf hakemleri 1.Lig'de kullanmasının uygun olacağını belirtmiştim. Bu hafta öyle yaptılar. Ali Aydın, Erol Ersoy, Serdar Tatlı ve diğerleri... Yani baba dokuz hakem sahadaydı. Sonuç mu? Tık yok... Hem de F.Bahçe de, G.Saray da mağlup... İşte bu kadar basitti. O halde devam... Başınıza iş aramaya bu süreç içinde ne gerek var ki?.. güreşteki faciaya devam... Galiba geçen haftaydı, sporda parayla bir yere varmanın mümkün olamayacağını belirtmiştim. İşte son yılların başarılı grekoromen takımı da gitti. Osman Şansal dostum kolları sıvayıp, güreş takımlarının teknik heyetlerinde yabancı ithali yapmalıdır. Yoksa gösteriyle bir yere varamayız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.