Kemal Abi'nin haftalığı

A -
A +

İlhan Mansız; ya körlere kalırsa!..Geçen hafta burada İlhan Mansız'a yeni turizm elçimiz olduğu için teşekkür etmiştim. Ama aynı İlhan, binlerce kilometre uzaklardan kendisini görmeye gelen, sahada futbolunu alkışlamak için yırtınan çekik gözlülere büyük ayıp etti. Bir Kadıköylü olmama rağmen bulmakta zorluk çekeceğim Nevzat Demir Tesisleri'ne kadar zahmet eden hayranlarının yüzüne bile bakmamış. Aman İlhan, şu anda seni göklere fırlatan futbol aynı zamanda dünyanın en nankör mesleğidir haaa... Sakın bunu unutma! Bir gün gelir, değil çekik gözlü, kör bile bulamazsın etrafında... Kahn'ın diskotek cezası! Bayern Münih'in ünlü kalecisi Oliver Kahn, izinsiz diskoteğe gittiği için hocası tarafından 50 bin Euro cezaya çarptırılmış. Haber, gazetelerde mini mini yer aldı. Aslında manşete çıkacak bir haberdi. Neden mi? Bizdeki, ameliyatlı bacakla baston desteğinde aynı yerlere gidenlere ve onları en hayranlıkla izleyen yöneticilere ders olsun diye... İspanya'daki yangın! Beşiktaş, Alaves gibi güçlü bir rakibi tam yenerken, kornerden gelen bir topla beraberliğe yakalandı. Vay anam! Ortalık bir anda toz duman oldu. Serdar başkan bile, "FIFA'ya gideceğiz" gibi affı olmayan bir yanlış içinde isyan etti. Yapmayın beyler! Daha tur geçilmedi. İlhan yakaladığı pozisyonları gol yapsaydı, hiç kornerin lâfı mı olurdu? Tamam, hakem tercih haklarını İspanyollar'dan yana kullanmış olabilir ama, bunun bir de rövanşı var... Bunu düşünelim şimdi... Sakin olalım... Beşiktaş, bu işin en sonuna kadar gidebilecek bir ivme yakaladı. Havayı germeyelim... Çünkü UEFA'nın tribündeki gözleri temsilcileri hakemlerin es geçtiklerini rapor ediyorlar... Aman dikkat! Kimse gol diyemez! Ben böyle bir basını dünyanın hiç bir yerinde görmedim. F.Bahçe'ye yaranmak adına ne fizik, ne matematik, ne de futbolun ana felsefesi ile bağdaşabilecek bir yayın yaptılar. Neymiş, Yunanlı kaleci topu içerde tutmuş. Hatta bir gazete gitmiş aynı kalede mankenle fotoğraf çekmiş ve top 11 santim içerideydi diye yayın yapmış. Oha! Televizyon kameralarının çekim yaptığı yer aşağı yukarı altı pas gizgisiyle penaltı kirecinin arasında bir yer... Gazetelerin fotoğrafları da aynı yerden. Buradan bakarsanız 11 santim dışarıdaki topu bile içerde görürsünüz. Çizgiye aynı uzaklıkta, kalenin arkasına düşen bir yerden çekim yapın, o zaman da topu hep içerde görürsünüz. Yani tek direk görebildiğiniz yerden çekim olmadıkça buna gol diyemezsiniz. Anladınız mı, sevgili yağdanlıklar? STAR TV'nin haber anlayışı! Cuma akşamı geç saatlerde STAR'ın spor haberlerini izleyeyim dedim. En sıcak, en taze haber de, doğal olarak günün lig maçı Trabzonspor - Diyarbakırspor'la olmalıydı. Üstelik bir de görüntüleri de almaya başlamışlar. Ama nerede? Önce F.Bahçe'ye yağdanlık oldular, ardından Beşiktaş'a... Eh, G.Saray'ı da sıraya aldılar. Bekle ki aktüaliteye geçsinler... Nerede? Neyse, son haber olarak Trabzonspor maçının sonucunu ve görüntüleri verildi. Peki, be adamlar, madem F.Bahçe'yi, Beşiktaş'ı verdiniz, Denizlispor aynı gece maç oynamadı mı? Dahi Lorant! İlk futbol maçından bu yana, bilmem kaç yıl geçti ama, hiç bir takım ne kendi liginde, ne de uluslararası alanda savunmasının her iki kanadını da birer devre boş bırakarak oynamamıştır. Peki, bugün oynayan var mı? Var efendim! Fenerbahçe... Panathinaikos maçının ilk yarısında savunmasının sol tarafı, ikinci yarısında da sağ tarafı adamsızdı. Oralara, zaman zaman Johnson, zaman zaman Ogün, zaman zaman da Fatih dikkat kesilmeye çalıştı. Lorant dua etsin de, rakipte dengeli ve süratli kopup gelen ve iyi top çıkaran kanat adamı yoktu. Yoksa rövanşa gitmeye bile gerek kalmazdı. Afferin pek muhterem Hıncal Uluç! Vallahi pes! Şöyle bir adam olamadık be! Hıncal Uluç dostumuz diyor ki, "İşte Lucescu! G.Saray'da olduğu gibi, Beşiktaş'ta da aynı hataları yapıyor. Takımı geri çekerek korkak davrandı ve beraberliği davet etti..." Vallahi ayıp be! Hiç korkan adam, Nouma'yı oyuna sokar mı? Amaral'ı alır mı? Bunlardan hangisi savunma bilir ki? Korkak olsaydı, kenarda ne kadar savunmacı varsa, örneğin Tolga falan, onları oyuna alırdı Lucescu... Şu Lucescu'nun rezil ettiği medyanın bu kesimi hâlâ televizyonlarda ahkâm kesiyor, gazetelerde köşe sahibi oluyor. Milletin "Aziz Nesin taraflı" bölümü de bunları hâl izliyor, okuyor. Ben bu duruma düşsem, vallahi utancımdan sokağa çıkmam be! Ama bunlar tükürükle yağmuru bir türlü birbirinden ayırt edemediler. Derslik ofsayt! G.Saray-Göztepe maçının son dakikasında Ayhan'ın attığı gol tam anlamıyla bir derslik ofsayttı. Acaba diyorum Göztepe'nin hocası kasıtlı biçimde mi bir oyuncu bıraktı? Kim bilir? Peki topu atan Ümit Davala'ya ne demeli? Belli ki futbolcular ofsayt kuralını bilmiyorlar. Peki, yardımcı hakem? Peki, orta hakem? Onlara da, arkadaşlarına da bu görüntü ders olarak gösterilmelidir. Denizli'nin büyük başarısı! Açık ve net; kimse Denizli'den, Avrupa'nın son yıllardaki en güçlü takımlarından olan Çek takımı karşısında bu sonucu beklemiyordu. Maçın ilk yarısını izledim. Denizlispor hemen hemen pozisyon vermeden oynadı. İkinci yarı da böyle geçmiş. Hatta Denizli pozisyon bulmuş... Bravo Rıza! Şimdi rövanşta hücum sandalına fazla binmeden oynamak gerekli. Çünkü bu Çekler, dünyanın en iyi kontratak yapan ekollerinden biridirler. Trabzonspor - 2000! Sakın ola ki, efendi tarihte yanıldın, şimdilerde 2002'deyiz demeyin. Diyarbakırspor maçında izlediğim Trabzonspor, UEFA şampiyonu olan Galatasaray - 2000'le bir çok öğede benzerlik gösteriyordu. Ve bunu, çok iyi oynayan Diyarbakırspor karşısında gösterdi. Samet, demişti ki, "Adamı bulunursa dörtlü oynatırım..." Bulmuş... O Erdinç nereden çıktı? Erman da zaman içinde daha az pozisyon hatası ile oynayacak. Hasan'la Ali Şen tam sistemin aradığı adamlar... Hüseyin zaten Ümit Milli Takım'da ön libero işini iyi yapıyordu. Bu sayede Aurello, Fatih ve Mehmet Yılmaz'a yakın oynayıp oralarda iyi işler yapar. Takım mükemmel! Pres müthiş! Alan daraltma neredeyse Galatasaray - 2000'e yakın! Devam et Samet!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.