Kemal Abi'nin haftalığı

A -
A +

Yarım takımla, yine de iyi! Hangi takımdan bahsettiğimi, sanırım anladınız. Bizim Basketbol Milli Takımımız, ikibuçuk oyun kurucusunun toplam 11 sayısına ve de sayı atmayı sadece üçlüklere bağlamış İbrahim'e rağmen, Litvanya gibi bir devi pisi pisine elinden kaçırıyorsa, vallahi de bravo! Adamların oyun kurucusu tek başına 22 attı... Türk basketbolunun hence en önemli sıkıntısı budur. Aydın Örs kardeşimin Tutku'yu üç faulden sonra dışarı alması doğru da, maçı Kerem'le tamamlaması, onun kadar bu işi bilmesem de, bana gaflet gibi geldi. Neyse... Ne yapıp yapalım, bir, hatta o da yetmez, iki Naumoski yetiştirelim... Yoksa... Düşünmek bile istemiyorum.. Çünkü elimizde koca bir Avrupa ikinciliği var... Löw meselesi! F.Bahçe'de Aziz Yıldırım'ın ilk getirdiği hoca Joachim Löw, son günlerde kulübün başına ciddi dertler açmış durumda... FIFA Löw'den dolayı F.Bahçe için temiz kağıdı vermemekte direniyormuş. Böyle devam ederse, F.Bahçe yurt dışından getirdiği yeni oyuncularına lisans alamaz. Bir de bu Löw'ü keşke kalsaydı diye yorumlayanlar var... Haa, karakteri böyleymiş deyip geçmeyeceğim. Bir de teknik direktörlüğünü tartışalım... Nerede Löw? Avusturya dağlarının yamaçlarında bir yerlerde. Hepsi o kadar! Beşiktaş'ın en büyük rakibi Sergenciler! Evet, iddia ediyorum, zaten alınırken de bu iddiamı ortaya koymuştum, Beşiktaş'ın en ciddi rakibi içindedir. Bu rakiplerin en tehlikelisi de Sergen Yalçın'dır. Bu Sergen, takım Antalya'ya çalışmaya giderken, kimden, hangi gerekçeyle için almışsa, İstanbul'da kalmıştır. Kalmıştır da ne yapmıştır? Tedavi mi olmuştur? Hayır! Pehlivan görüntüsündeki kilolarından arınmak için bir eylem mi yapmıştır? Hayır! Peki ne yapmıştır? Gazetelerdeki fotoğraflara göre bayan arkadaşı ile gece kulübüne gitmiştir. Ve bu Sergen'i, Sanlı Sarıalioğlu adeta korurcasına gazetesinin sayfasına getirmiştir. Yarın Vedat Okyar da, ya da başka gizli Beşiktaş rakipleri de aynı şeyi yaparlarsa şaşmam... Ama Lucescu çok kurnaz! Çoktan önlemini aldı ve bir vatandaşını daha getirdi. Sizce Sergen'e yol göründü mü? Bülent Yavuz otobüs mü bekliyor? MHK Başkanı Bülent Yavuz, ikinci yarı başlamadan düzenlemiş olduğu geleneksel hakem seminerinde çok ilgimi çeken bir lâf etmiş: "Gece oturup infaz bekliyoruz..." Kimi kastettiği belli... Başta Erman Toroğlu, sonra da Ahmet Çakar... Tabii ki bunları sollamaları az kalmış birkaç papağanı daha... Bülent hoca; sen önce kendi hakemlerine sahip çık! Sebilane bardağı gibi ekranlara diziliveriyorlar. Onların yerine komiteden arkadaşlar çıksın... Sonra, infazı beklemeden sen infazı yapacaksın ki, bu papağanlara lâf düşmesin! Nasıl mı? Bak; İnter'i yakan hakemi altı ay kızağa aldılar. Hem de ertesi gün... Bu kadar basit! Siz bunu yapabilirseniz, inafza ne yer, ne de zaman kalır. Bu infazcılar da bir bakarsın, karı-koca kavgalarını ayırmaya veya körüklemeye dönük programlarına ağırlık verirler... Ne dersin hocam? Rebrov düşündürdü! Rebrov'un transferi, hava alanında F.Bahçeli bazı taraftarlarca çok olumlu karşılanıp, bir hayli fazla gürültüye sebep oldu. Ancak Rebrov'un ayağının tozu ile verdiği demeç biraz fazlaca düşündürücüdür derim. Şöyle dedi, Ukraynalı futbolcu; "İki sene önceki halime dönebilmek için F.Bahçe'yi seçtim..." Burası Darülaceze mi? Bu ne demek? F.Bahçe'de bu transferler kimin eseri? Ben eminin ki, şu anda F.Bahçe'de görevli olan teknik adamlar veya yöneticilerden bir teki bile bu Rebrov'u çıplak gözle izlememiştir. Varsa izleyen çıkıp açıklasın... Terim hoca hakikaten söyledi mi? Gazetelerde okudum. Onların yalancısıyım. Fatih Terim hoca demiş ki, "Gidenlerin yerleri doldurulamayacak. Onları gönderip, yenileri almak bir riskti ama, buna girdim..." Sahi hocam; bunları söyledin mi? Ben inanmak istemiyorum. Bunu birileri yine uydurmuş olmalı. Yoksa, benim tanıdığım Fatih hoca, ne Christian, ne Almaguer, ne de Felipe için böyle bir şey yapar... Bir Revivo, bir Xavier gidenlerle kıyaslanamaz bile... Yani gelenler, gidenlerden kat kat üstün... Bana göre tabii ki... Bence Terim hoca kafa bulmuş! Rezil bir spor medyası! Ben bu mesleği 35 senedir yapıyorum. Bir gün, bir an geliyor bazen bu mesleğe verdiklerimi haram ediyorum, bu kadar süre kaldığıma da kahrediyorum. Neden mi? Revivo, F.Bahçe'den kopma aşamasında, G.Saray bahçelerinde flört ederken, başta bir zamanların koca Hürriyet Gazetesi olmak üzere spor basını neler yazmadı. Ne saçmalıklar peşinde koştu. Yok efendim, hahambaşı konuştu, konsolos fikir öne sürdü, Türkiye'deki İsrail cemiyetlerinin görüşleri alındı. Yahu, yıllardır süregelen mâlûm savaş süreci içinde bile böylesine bir görüş anketi düzenlenmedi. Düzenleseydi, belki de bu kadar kan akmazdı. Bir profesyonel futbolcunun bir kulüpten bir diğerine transferine din, politika, dil karıştırılır mı? Böyle basına lânet olsun! Xavier tutarsa! G.Saray'ın son numaralarından biri, sahada çıplak gözle defalarca izleme fırsatını bulduğum Portekizli Xavier... Fizikman mükemmel, dörtlü alan savunmasını hem sağ dışta, hem de sağ içte, yani tandemde yıllardır oynayan bir usta... G.Saray'ı severse, uyum sağlamayı geciktirmezse, katkısı büyük olur. Aferin be İlhan! Yine bir gazete haberine göre - ki, bu haberleri en büyük diye geçinen veriyor - Beşiktaşlı İlhan, sevgilisini çok özlediğinden, özel uçak kiralayıp Almanya'dan getirtmiş... Allah Allah! Benim bildiğim kadarı ile İstanbul'la Almanya'nın her şehri arasında her gün sefer var. Hatta bazı iller arasında günde birden fazla sefer de var... Hem THY, hem de Lufthansa Taksim - Karaköy gibi çalışıyor. Acaba İlhan'ın sevgilisi nerede oturuyor? Haber doğruysa yine bizim Ömer Üründül'ün yorumu aklıma geldi. Ömer dedi ki, "Beşiktaş senin favorin ama, bu takımda patlamaya hazır o kadar çok bomba var ki... Bir patlarlarsa, dışarıyı değil, içeriyi yıkarlar..." Vallahi galiba doğru söylemiş...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.