Kemal Abi'nin haftalığı

A -
A +

Bunlar nasıl yardımcı! F.Bahçe - Beşiktaş maçına sürpriz ameliyatım sebebiyle ne staddan ne de televizyondan dikkat kesilebildim. Gece geç saatlerde özetlerden fikir sahibi olmaya çalıştım. Hakem Ali Aydın, benim özetlerden gördüğüm kadarı ile sanki fena maç yönetmemiş. Ama Beşiktaş'ın lehine çalınması gereken iki penaltıyı atlamış. Ancak burada pozisyonlar defalarca gösterildiğinden, benim görüşüm, her iki yardımcı hakemin de, o hava şartlarında aşırı etkilenmiş olabilecek Ali Aydın'a gerekli desteği göstermeyişleriydi. Çünkü her iki pozisyon da, yardımcı hakemlerin tuttukları çizgiye yakın bölgelerde gerçekleşmiştir. Buranın altını özellikle çizmek istiyorum. Pozisyonlar ters taraflarda oluşsaydı, o zaman yardımcı hakemlere bir af çıkartabilirdik. Ama yan hakemlikten bir dizi yetki kazanarak yardımcı sıfatıyla ciddi biçimde söz sahibi olmaya tırmandırılmış, elinde bayrak bulunan arkadaşların, o her iki pozisyonda da mâlûm işareti çakarak Ali Aydın'ı uyarmaları gerekiyordu. Bunu yapmadıkları için ben her ikisinin de yardımcı apoletini sökerek yan hakem çıplaklığına itiyorum. Futbolda kriz! Yok yok, bu öyle ağır skorla kaybedilmiş bir maçın yaygarası değil... Bu, kulüplerin en önemli maddi dayanağı, televizyon yayın gelir musluğunun artık "Tısslaması..." Digitürk'ün yayın taksitlerini ödeyememesi üzerine, Futbol Federasyonu bankadaki teminatı bozdurup, bir nefes aldırmıştı. Ama geçen günlerde ne teminat yerine konulabildi, ne de kulüplere hakedişleri ödenebildi. Şimdi durum tam anlamıyla feci... Üstelik, iki aya yakındır maç da yoktu. Yani, öyle veya böyle gişe geliri de olmadı. Şimdi çık işin içinden çıkabilirsen... Federasyon devre arasında yeni bir ihale açmaya niyetlendi ama, kulüpler "Ya sabır" çekip, durdurdular. Yani sizin anlayacağınız, dekoder mezarlığına yeni bir ceset gelmek üzere... Suat Usta, ustayı geçemedi! Galatasaray'ın, Hollanda'dan transfer ettiği Suat Usta, F.Bahçe'nin de listesine girmiş olmasına rağmen, Cemil Turan'ın "Bizde oynamaz, orada da oynamaz" yorumu üzerine Florya'ya bırakılmış. Haber çok sağlam kaynaklı... Bakacağız ve kim haklı göreceğiz... Toshack'ın yolu! Şu bizim anlı şanlı futbol otoritelerinin, yere göğe sığdıramadıkları ama, bana göre bu futbol dünyasının en büyük tüccar hocalarından Toshack, İtalya İkinci Ligi takımlarından Catania'dan kaçmış. Zaten kaçmasa, kaçırırlardı. Gördünüz mü bizim spor basınının ne derece sağlıklı görüşe sahip olduğunu... Vah benim spor medyam vah! Hürriyet'te okudum. Hasan Şaş'ın menaceri Mehmet Söykök, "Talip çok. Ama hiçbir kulüple sözleşme imzalamadık. Zaten Hürriyet'te İlhan Söyler'den başka kim ne yazarsa hepsi yalandır. Sadece İlhan Söyler'in yazdıklarına inanın" demiş. Vay anam vay! Yani bir futbolcunun menaceri tüm spor basınını yalan yazanlar topluluğu olarak göstermiş. Hadi bakalım temizleyin! Sonra Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, Antalya'da veryansın edince kızıyorlar. Haaa isim açıklaması gerekirdi. Bu doğru... Ama zaten işaret ettikleri "Biziz" diye ortaya çıktılar. Yani ar namus tertemiz... Bunu bile tiraj ve reyting malzemesi yaptılar. Vallahi pes! Vallahi hayret! 05 Edi için bize de yazdılar. Yazsınlar... Zaten size de 05 Edi'leri savunmak yakışır. Oğuz'a bravo ama... Oğuz Çetin belli ki çağdaş sistemde ısrarcı olacak. Buradan bakarsak doğru yolda olduğunu görüp kutlamak gerekir. Ama o ağır sahada Tuncay'ın soyunma odasına gönderilip, kuru sahada bile zor giden Ortega'nın oyuna alınışı yanlıştır. Bu arada yeni transferler gösterdi ki, tabii Beşiktaş maçının değişikliklerine de bakarak, arızalı yerlerin adamları değil, genç, geleceği olanların yerleri tehlikededir. Öyle görünüyor ki; Serhat, Tuncay hatta hatta Ceyhun ve bana göre çok alternatifli Ali Güneş de kulübedeki kombinelerini, bu haftaki A.Gücü maçından başlayarak alacaklar. Bence yazık da olacak. Al sana yeni bir Lucescu zaferi daha! Bu ülkeye geldiğinden beri Türkiye'deki çoğunluğu teşkil eden, sözüm ona spor otoritelerine göre; çeribaşı, bilgisiz ve korkak olan Rumen hoca Lucescu, yepyeni ve içinde teknik adamlık dehası yatan zaferlere imza atmaya devam ediyor. Ve Lucescu'yu yukarıda işaret ettiğim sıfatlarla niteleyenler de yazılarını yazmaya, televizyonlarda yorumlarını yapmaya devam ediyor. Ne ülke değil mi? Aynı Lucescu; Tolga, Zago ve Ahmet'le arka üçlüyü kurduğundan, yani topu oyuna dengeli sokma adına yaptığı bu kurguyla, bir kere 10 üzerinden 10'un yarısını çoktan haketmiştir. Sonra da F.Bahçe'nin savunmadaki en canlı, en fazla hamle yapabilen, en süratli oyuncusu atılınca da Yasin'i oyundan alıp 3-4-1-2'ye dönerek çok çarpıcı bir teknik adamlık hüneri göstermiştir. Bu uygulması da tam not almasının hakedişidir. Ulema yorumcularımız Lucescu'yu eleştirmeye devam etsin. Hatta hatta stadların önünde kendilerine uzanan mikrofonlardan, "Bu adama derhal uçak bileti verilsin ve gönderilsin" demeye devam etsin. Benim gibi, G.Saray'dan ayrılma havası estiğinde "Lucescu'yu almayan enayidir" görüşündekiler de birinci sınıftakilerle aradaki farka keyiflenmeye devam etsin. Basının tepesindeki Bush'lar! Benim 35 yıllık gazetecilik ve 60 yıla dayanan yaşamımın son 15 yılı hariç, geride kalan süreçte gazete manşetlerinde patron tepişmesine şahitliğim yoktur. Yüksek tirajlı gazeteler arasında ne Ercüment Karacan'ın Kemal Ilıcak'a, ne Erol Simavi'nin Ercüment Karacan'a, ne Dr. Enver Ören'in Nadir Nadi'ye, yani hiçbir patronun diğerini lekeleyen demeçlerine ve hazırlattıkları düzmece haberlere rastlamamışımdır. Bu ne ayıp şey! Ama zaten Aydın Doğan Bey, Fatih Altaylı'ya açık açık, bir itiraf anlamında, şunu söylemiş: "Ben gazete patronluğuna iş için girdim, silah olarak değil..." Gerisini konuşmaya gerek yok. Bu cümleden her şey açık açık belli. Fatih Altaylı başka türlü anlamış ve teşekkür etmiş. Eeee o sütunu da zaten oralarda başka türlü vermezler... İstanbul'a teslim oldular! Gaziantepspor Başkanı Celal Doğan, Kemal'i 2 milyon 200 bin dolar karşılığı F.Bahçe'ye satınca, sevinç naraları atmış. Gazetelere de "Allah, F.Bahçe'den razı olsun" diye demeç vermiş. Demek ki, İstanbul'un üç büyükleri dışında şampiyonluk falan kovalamaya kimselerin niyeti yok... Sakın ola ki, bizim oyuncu turşusu kurulmasından yana olduğumuz sanılmasın. Ama önce hedefi vurur, sonra değişime gidersin. Zaten Gaziantepspor'un niyetinin şampiyonluk olmadığı 4-3'lük F.Bahçe maçından belliydi. Yazık! O zaman sağlıklı yaşam koşusu yapın! Hem daha masrafsız, hem de daha sağlıklı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.