Sarı kart yoğunluğuna bir de kırmızı ekleyen Başakşehir dakika dakika oyundan düşerken, Fenerbahçe Nani'nin bir füzesiyle 3 puanı cebine koydu…
Fenerbahçe'nin, bizim ligde oyunu her iki yönüyle de topluca oynayan Başakşehir karşısında ortaya ne koyup koymayacağı çok çeşitli biçimde tartışıldı, yorumlandı. Ancak savunmadaki eksikliğini Mahmut'la doldurmaya çalışan, dolayısıyla orta sahasında karşılama eksikliği olabilecek Başakşehir'den ben kısıtlı bir direnç ve çok fazla olmayacak hücum girişimleri bekliyordum. Ama Fenerbahçe'nin Diego'suz kalmış orta alanı fazla çeşitleme yapabilme özelliğinden yoksun kaldığından ev sahibi ve kaliteli kadro etkinliği sanki sınırlı kalıyordu. Nani'nin topla çok fazla oynayışı, Fernandao'nun da rakibin iyi sıkışması sebebiyle istediği topları alamayışı dakika dakika skor tabelasının kitlenir hale geleceğinin sinyaliydi.
Başakşehir'in oyunun genelinde hamle, rakibi topun olduğu bölgelerde tatlı sert de olsa karşılama özellikleri, bizim dört büyükler maçlarının hakemi olmayan dünyanın en iyi hakemini de ağzından düdüğünü düşürmez hale getirdi. Böylece bir sarı kart yoğunluğu yaşayan Başakşehir dakika dakika oyundan aşağıya doğru inmeye başlarken bir de oyuncu kaybetti. Badji'nin ikinci sarısı doğruydu da, birinci sarısı neyin nesiydi?
Tabii ki Pereira'nın üç oyuncu değişikliğini birden 59'da tamamlaması, sanıyorum son maçların 10 kişiyle de olsa kaybedilmeyişinin bir cesaret yansımasıydı. Yenik duruma düşmesine rağmen hem de 10 kişiyle Başakşehir'in maçı kurtarma adına ortaya koyduğu yürekliliği ve de futbol yapısını da alkışlamak lazım.
Liglerde, yani hele hele üst düzey liglerde, kadroların içinde ne kadar kötü oynasalar da maharetleri fazla olan oyuncuların, olmadık yerlerde bile maç kazandırmaları gerçeğini dün akşam net bir şekilde izledik. Nani'nin bitirici vuruşu, Fenerbahçe'nin hanesine 3 puanı yazdırıverdi…
MAÇIN ADAMI
Nani…
KIRILMA ANI
Badji'nin
gördüğü kırmızı