F.Bahçe'nin G.Birliği, G.Antep ve Konya maçlarını içeren yanlış kadro ve hatalı oyuncu değişiminin Daum tarafından oynanmış kumar olduğunu belki de yazıp söyleyen tek spor yazarı idik. Dün akşam da Bursa'da savunma görevlerini çok sağlıklı şekilde yerine getirmenin yanı sıra hücuma da iyi top taşıyan Kemal'le Marco'yu kulübeye çeken Daum, Rebrov'u, Tuncay'ı, Serhat'ı ve Van Hooijdonk'u geriye dönülmez hücumcular olarak sahaya sürmüştü. Buna sigorta olarak da Ümit'in yanına Selçuk'u koymuştu. Bu tam anlamıyla F.Bahçe'yi orta sahasıyla ileri ucunu kopararak oynatmak anlamını taşıyordu. Buna karşılık Bursaspor belki de sezon başından bu yana ilk defa F.Bahçe'nin orta saha zaaflarını keşfetmiş, hücuma dikine çabuk çıkan, bunu yaparken de ayağa ve koşu yoluna pasla rakibi ekarte eden bir oyun plânlamıştı. Bu oluşumlar, Bursa'yı sayısız pozisyonla buluştururken, F.Bahçe'ye de tam anlamıyla tıknefes oynayan bir takım görüntüsü getirmişti. Bir ölü top F.Bahçe'yi öne geçirmiş ama maçın kazanılabileceği sinyallerini oyuna hiç yüklememişti. Nitekim, Bursaspor doğrularıyla iki kopya gol atıp öne geçiverdi. Bundan sonra Daum'un son 3 maçtaki kumarının en büyüğünü oynadığına fal taşı gibi açılan gözlerimizle şahit olduk. Hem Yusuf, hem Kemal hatta hatta bu da yetmiyormuş gibi Semih de oyuna alınmıştı. Bu resmen iki yedili ile rest çekmekti. Ama ne var ki; Hagi de onca yıllık futbolculuk ustalığına rağmen çok ciddi bir teknik direktör yanlışı işledi. Yakup'la Orhan'ı oyundan alıp, iki tane genci sahaya yemlik olarak atıverdi. Oysa, F.Bahçe ileri ucuyla dün akşam sık sık yerleşim hatası yapan geri dörtlüsünü birbirinden kimsenin yapıştıramayacağı şekilde ayırmış, resmen intihar etmeyi düşünmüştü. Şayet, Yakup'la Orhan oyunda kalsalardı, sanıyorum Bursaspor yürüye yürüye Daum'a bu son kumarını farklı bir mağlubiyetle ödetebilirlerdi. F.Bahçe'nin elindeki geniş kadro ne yazık ki Daum tarafından sadece kumar oynanırcasına kullanılmaktadır. Kumarın sonunun da ne olduğunu bu alışkanlığı olanlar çok iyi bilirler.