Monaco ile Porto arasında oynanan Şampiyonlar Ligi finalinden sonra şayet bizim mâlûm kulüplerimizin, mâlûm yöneticileri Monaco tarafında olsalardı bugün gazete sütunlarında seller gibi akan gözyaşları, televizyonlarda da hiddetten köpürmüş ağızlardan çıkan salyalara tanık olurduk. Neden mi? Monaco'nun yüzde yüz gol pozisyonu formatı taşıyan 3 atağı yardımcıların yanlış bayraklarıyla ofsayta takıldı. Bunlar maçın öyle anlarında oluştu ki; Porto'nun eline sıkışan kupa Monaco'ya geçebilirdi. Ama ne Monacolu yöneticiler, ne teknik adamlar, ne de futbolcular koskoca bir Şampiyonlar Ligi kupası kaybedilmesine rağmen çıtlarını çıkardı. Bu tablo, bu resim Türkiye'de her sene kendini şampiyon olmak zorunluluğu ile çirkinleştiren kulüplerimize ders olmalıdır. Ancak bence olması mümkün görünmemektedir. Çünkü bizim o kulüplerimiz ki; şampiyon olduktan sonra bile hâlâ sızlanıp ağlayabilmekte, öteye beriye sataşmaktan, saldırmaktan kendilerini alamamaktadır.