Lucescu'dan ayıp etmeye devam!
Mircea Lucescu... Hani şu çeribaşı... Hani şu Hıncal Uluç Ağabeyin, TBBM'den yurt dışına atılmasını istediği futbol adamı... Hani şu Mehmet Demirkol'un, adı geçtiğinde burun, dudak bükerek yorumladığı teknik direktör... Galatasaray ve Beşiktaş'tan sonra bir futbol harikasını da Shakhtar Donetsk'te bizlere, pardon futbol dünyasına sunan adam... Sadece bu kadar mı? İlhan Mansız gitti de Beşiktaş ondan şampiyonluğu kaybetti diyenlere, UEFA Kupası'nı kazanmış dokuz Galatasaraylının gidişini bile problem yapmadan zaferler elde ederek ders vermiş teknik direktör... Ukrayna'daki bu mütevazı kulübe, şampiyonlukların yanı sıra, sattığı oyuncularla yaklaşık 60 milyon euro kazandıran hoca... Ne diyorlar, kapak mı, neydi? Bekleriz; 20 Mayıs'ta Şükrü Saracoğlu'ndaki UEFA finaline... Yusuf-Delgado'dan neden vazgeçtin hocam? Mustafa Denizli Hocam, bilindiği gibi şapkasından tavşan çıkarmada en birincidir. Ankara'da da Yusuf'la Delgado'yu aynı takımda oynattı. Hani sordulardı ya, "oynarlar" mı diye... Ondan... Sonra mı? 1-1 olduktan sonra Delgado neden çıktı ki hocam? Pardon, bir de övgü... Cisse'yi sahada görünce midesi kalkanların mideleri sağlığına kavuştu ya, bu bile iyidir. Uygun nasıl intihar etti! Yok, yok ne urganla, ne silahla... Bülent Hocam, bizim ligin orta alanda en iyi toparlanan ve öne gidebilen takımlarından Belediye'ye karşı kendi orta alanını Musa, İbrahim ve Murat'tan kurup, hem Kamanan'ı, hem Tum'u, hem de Mehmet'i oynatarak yaptı bunu... Sonuç mu? Devrim tehlikeye atıldı, işte bu kadar... Bu da Polatsilin mi? Hasan Şaş'la Ümit Karan'ın bu halleriyle oynatılmalarının kariyerlerine kara bulut taşımak olduğunu sanırım benden başka yazan, söyleyen olmadı. Baktık ki, Kayseri'ye bile götürülmediler. Bu operasyon acaba kimin işi? Hani yeni bir ilaçtan söz ediliyor ya... İster misiniz, Galatasaray da kullanmaya başlamış olsun. Spor medyası iyice şaşırdı! Şansal Büyüka, Lig TV'de diyor ki, "Bülent Uygun, İnter'e gitse de, Mourinho'nun soracağı şeyler olabilir..." Yok deve! Cemal Ersen, Milliyet'te, rahmetli Hasan Doğan'ın, Ünal Karaman'ı milli takıma getirmek üzereyken işin bozulduğunu ismini vermediği birinden öğrendiğini yazıyor... İsim yok. Doğru mu, yalan mı? Yerseniz! Kanaltürk'te, Ahmet Çakar'la Sinan Engin terbiye dışı kapışıyorlar... Organize işler mi, yoksa değil mi? Seyredene sormalı ki, hastalık kimde, daha doğru teşhis edilebilsin... Spor basını, neredeyse firesiz, Güiza'nın golünde Alex'in asistinden bahsediyor. El insaf! İspanyol topu 35 metre taşıdı ve attığı şut rakibe çarpıp gol oldu. Bir izleyicim mail atmış. Diyor ki, "Maradona'nın 1986 Dünya Kupası'nda İngilizlere attığı golde de ne asist vardı..." İşte böyle gülünç oluyorsunuz, dikkat! Pardon bitmedi. Gürcan Bilgiç diyor ki, "Siz bundan sonra başkan görün..." Yani Aziz Yıldırım'ı işaret ediyor. Yoksa yeniden Samsun-Fenerbahçe maçı günlerine mi gitti dersiniz? Semih, kurbanlık koyun mu? İnanılır gibi değil... Takımının en hayati gollerini at... Ligde gol kralı ol... Yüksek futbol bilginle top tutarak, pas yaparak takımının rakip sahaya yerleşmesinde başrolü oyna... Sonra, takımında kim kollanmak isteniyorsa, kime kıyak yapılmak isteniyorsa, kimin ağzına bal çalınmak isteniyorsa, ye kemendi çekil kulübeye... Ya da ilk on bir dışında kal, bazen on sekize bir gireme, ya da yedeklerin arasına katıl... Siz ey teknik direktörler; Semih'i şamar oğlanına çevirdiniz haaa... Trabzon zar mı atıyor? Song evde kaldı. Selçuk yedek... Ve Trabzonspor iki maçta yedi gol attı. Bakalım zar mı, yoksa engin bilgi ve görüş mü, kokusu yakında çıkar... Ömürsün Alaattin Metin! Bizim meslektaş Akşam'da diyor ki, "Alex büyük oyuncu... Fenerbahçe elden çıkarmaya kalksa beş, on milyon euro kazanır..." Hadi yahu! İki sezon önce 19 golle kral olmuş iken ve de takımı da şampiyon iken, mukavelesi de bitmişken neden birileri çıkıp da talip olmadı? Hem de iki yaş daha gençken... Alaattin, yoksa biri mi istedi böyle yazasın diye? Hani yeniden 3 milyon euro sayıldı da, eleştiriler oluyor ya...