Lucescu'nun dersini de atladınız

A -
A +

Beşiktaş Teknik Direktörü Lucescu, Chelsea maçından sonra sıcağı sıcağına yaptığı açıklamada, ders niteliği taşıyan çok önemli sözler kullandı. Ama bizim spor medyası, o maç sonrası sözlerin en hafif olanlarını alıp kullandı. Zaten başkası da beklenemezdi ya... Neyse... Şimdi Lucescu'nun, o her kulübün antrenman veya maç sahasına vecize gibi asılması gereken sözleri ben size yazayım... Aynen şöyle: "İyi takım olup, bunu akıllı, sağlıklı savunma ile pekiştiren takımların evsahiplerini ne hale düşürdüğünü bir kere daha gördük. Aynı duruma biz de Lazio maçında düşmüştük." Aman bu dersi mutlaka çalışın! Daum'un çaylakları! F.Bahçe Teknik Direktörü Daum, üç maçı, hem de Şükrü Saracoğlu'nun çok ötesinde peş peşe kazandı. Kazandı diyorum, çünkü onun kumarı sayesinde oldu bu işler... Önce G.Antepspor Teknik Direktörü Nurullah Sağlam yedi, sonra Ersun Yanal hoca Mustafa Özkan - Veysel değişimini yapamadığı için yuttu, en sonunda da Hüsnü Özkara, ileriden bir adam alıp, yerine diri bir orta saha koymadığı için teslim oldu. Aslında Daum, koca orta alanı, üç maçta da bir oyuncusuna bırakmıştı. Ama nerede bunu kullanacak teknik adamlık ustalığı... Bunların sözleşmesi yaldızlı mı? Fatih Terim hoca, hem kendini, hem de G.Saray'la ilgilenen kim varsa, hepsini rahatlatacak bir uygulamayı kaçırdı. Neydi bu? Şuydu: Sebat maçı 3-0 olduktan sonra, De Boer'i alıp yerine Ömer'i, Mondragon'u alıp yerine Aykut'u koyacaktı. Bu oyuncuları oynatıp, bir resmi maçta görebilmek için bundan daha büyük bir fırsat olabilir miydi? Terim hoca işte bu fırsatı kaçırdı. Yoksa De Boer'le Mondragon'un sözleşmelerinde, sakatlık dışında yerlerine başkaları oynayamaz paragrafı mı var? Ama hemen şunu söyleyeyim; ben G.Saray'ı o akşam spor basınının tam tersine, temel futbol olguları açısından eski oyunlarına göre bir hayli basamak atlamış gördüm. Alaattin ve teşkilat! Bizim Alaattin Metin, F.Bahçe'de iktidarda kim varsa, ona dolanır. En son da, Sadettin Saran'ın, aynı zamanda Amerikan vatandaşı olduğunu yazmış. Yani kongre öncesi, muhtemel adaylardan birine markaj anlamıdır bu... Zaten Alaattin'in de içinde bulunduğu mâlûm teşkilat değil miydi, Ali Şen'in de göbek adını Türkiye'ye "Haydar" olarak açıklayan... Garip ama gerçek! Bakıyorum da, Beşiktaş'ı yazanların hemen hemen tamamı, ellerindeki büyük hoca Lucescu'yu övmek yerine, kulübü onca borca sokmuş, bir sezonda üç kaleci alıp göndermiş, yani yapıyı temelinden sallamış Daum'a iltifat yarışındalar. Eee, nankörlüğün böylesi de, ister misiniz cezasız kalmasın... Şampiyonlar şimdi ne yapıyor? Süreyya Ayhan ve çikolata şampiyon Elvan acaba şimdi ne yapıyorlar? Bizde, futbolun dışındaki başarılı sporcular ancak müsabakaya çıkarken hatırlanır. Ama yanlış... O zaman futbolu da maçlar oynanana kadar unutun! İşte belki grekocular da bu yüzden inişe geçmiş olamazlar mı? Rebrov dava açmalı! F.Bahçe'nin Ukraynalı oyuncusu Rebrov'un, hafta içinde İngiliz basınına bizim seyirciyi aşağılayan demeçleri çıktı. Rebrov, Konyaspor maçından sonra bunları yalanladı. Bu kadarla yetinmesi beni hiç tatmin ekmez. Rebrov'un, ya kendi, ya da kulübün avukatları kanalıyla bu demecinin çıktığı İngiliz gazetesini veya gazetelerini dava etmesi gerekir. Daum'un fesi! F.Bahçe Teknik Direktörü Daum, Kapadokya'da başına fes takmayı reddetmiş. Alt tarafı bir magazin fotoğrafı idi. Ama Daum bunu yaparsa, Atatürk'e karşı çıkmış olacağını öne sürmüş. Bari diyorum, aynı Daum, orada kafasına fes takmış ne kadar insan varsa, hepsini güvenlik güçlerine ispiyon edip tutuklattırsaydı.... Hayret be! G.Saray, Ali Sami Yen'e taşınmalı! Arada milli maç var. Sonra da G.Saray Rize'ye gidecek. İçeride oynayacağı ilk maça kadar neredeyse 20 gün var. Bu süre Ali Sami Yen'e dönebilmek için yeterlidir. Ben olsam, Sebat maçının ertesi sabahı bu hazırlığa başlardım. Yine de geç kalınmış değil... Çünkü, Amerika kıyılarını alt üst eden benzeri bir fırtınanın yaklaşmakta olduğu açık ve nettir. Dikkat! Van Hooijdonk'a yazık oluyor! Ben bu görüşümü haftalar önce dile getirmiştim. Demiştim ki, "F.Bahçe, orta alanına bir oyun yönlendirici, top tutup, takımı sahaya yerleştiren, pasör bir oyuncu alamadığı için Van Hooijdonk'u yıpratıyor... " Gerçekten de yirmi sene yüklenmediği kadar sorumluluk alan Van Hooijdonk, ikiye bölünmüş olarak yavaş yavaş düşüyor. Zaten gövde-bacak dengesizliği yüzünden sakatlıklarını uzun sürede atlatabilen bu yıldıza özlem çekmek, şayet yaşanırsa, transfer yanlışından kaynaklanmış olacaktır. Sebat'ın güme giden golü! Ben bu satırları, cumartesi akşamı G.Saray - Sebat maçından sonra bulduğum fırsat içinde yazdim. Yani buraya kadar olanını... Sebat'ın iptâl edilen golü bana göre bal gibi goldü. Yardımcının top inene, yani herhangi bir Sebatlı oyuncuyla buluşana kadar beklemesi gerekirdi. Ama o, hemen, pozisyonla ilgisi olmayan ve bulunduğu konumdan kaçmaya çalışan oyuncuyu görüp, bayrağı çekti. Zafer Önder İpek'in yapacağı birşey yoktu, uydu... Bunlara dikkat edelim, sevgili yardımcılar! Coşkun Sabah haklıymış! Ünlü udi Coşkun Sabah, bir televizyon yayınına katılıp, bizim hakemlerin İlhan Mansız'a İngiltere'deki ihlâlden dolayı iki sarı kartı gösteremeyeceğini iddia etmişti. Sevgili Sabah'a kızacaktım ki, Konya'da Tuncay'a, Elazığ'da da Tümer'e aynı ihlâlden dolayı Kuddusi ve İsmet sarı kart gösteremedi. Bu kartlar hem de ilkler olacaktı. Dikkat! Hesabını iyi yap "Şerefli yazar" Spor yazarlarını şerefsiz olarak niteleyen mâlûm yazar, belli ki, dünyadan haberi olmadan sallayıp, yazıyor. Demiş ki; "G.Saray'ı da Şampiyonlar Ligi'nde Sergen taşıdı... Ayıp yahu! Yöneticisi olduğun kulübün de, hemen çok yakın tarihini bilmiyorsan, vah vah vah demekten başkaca yapılacak şey yok. Neden mi? G.Saray, Lucescu'lu ilk sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finalist olurken, Sergen mi vardı? A.Hassan kumar mı oynuyor? Mısırlı, köküne kadar müslüman Ahmed Hassan'ın kumar oynadığını sanmam ama "İlk onbirde yer almadığım için sıkıntılıyım. Ara transferde menajerimden takım bulmasını isteyebilirim" diye bir futbol kumarı oynamış. Lucescu'nun böyle restlere karnı toktur. G.Saray'da, Şampiyonlar Ligi'nin üçüncü haftası oynanırken Popescu, Ümit Davala ve Hakan Ünsal "gidiyoruz" demişlerdi, o da çiçeklerle uğurlamıştı.Popescu bıraktı, Hakan bıraktı bırakacak, Ümit de Almanya'ya kaçmasa aynı akıbete uğramak üzereydi. Ahmed Hassan'a bu anılar uyarı olursa ne âlâ... Yoksa, Lucescu, bu sözler üzerine alternatiflerini hazırlamaya başlamıştır bile... Güreşte acı son! Osman Şansal'nı Güreş Federasyonu Başkanı olduğu günlerin hemen sonrasında, sporda her şeyin başının para olmadığını, tam tersine akıl olmadan paranın işe yaramayacağını yazmıştım. Sayın başkan, bir genç meslektaşım aracılığıyla üzüldüğünü ve karşılıklı oturup görüşmemizi istemişti. Kısmet olmadı. Ama bizim grekoculara da, hem de en krallarına, altın madalya kısmet olmadı. Yazık! Aynı başkan, ata sporuna yurt dışından müslüman olması şartı ile güreşçi transfer edilebileceğini de açıklamış... Şimdi iki kere yazık sayın başkan.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.