Mahmut Uslu kardeşim; Kanal D'nin konuk olarak katıldığın 23 Aralık 2003 akşamki 3. Devre programında, F.Bahçe'nin ruhunu, tarihini, parlak geçmişini zedeleyen, hatta aşağılayan beyanlarını tuhaf jestlerin eşliğinde işitmekten, görmekten, tepeden tırnağa sporcu bir ailenin ferdi olarak büyük üzüntü duydum. Ülkemin ay-yıldızlı formasına nice zaferler yaşatmış büyük bir F.Bahçeli futbolcunun, yani bugüne kadar kimseye nasip olmamış Ordinaryüs Prof. lakaplı Lefter Küçükandonyadis'in adını, elinle "Yürrü" anlamıyla ittikten sonra, "Artık Lefter mefterin şampiyonluklarını kimse hatırlamıyor. Onlar bitti. Şimdi stad, sosyat tesisler, başkan var" şeklindeki çıkışın büyük bir ayıptır. Mahmut kardeşim; tarihini bilmeyen, tarihini inkâr eden, geçmişini iyi bilmeyenlerin sonunun kaçınılmaz şekilde hüsran olduğunu, bilmem hatırlatmamda fayda var mıdır? En azından senin, basketbol coachluğu yaptığın dönemlerde, yani tanınmaya ihtiyacın olduğu günlerde bu satırların yazarı Kemal Belgin'in verdiği desteği, hatta hatta Efes'deki sınıf arkadaşlarına seni önermesini, sanırım ya da inşallah unutmamışsındır. Zaten bu satırları da, o günlerin sıcak dostluğuna dayanarak yazıyorum. Yani seni, süratle gittiğin uçurumun eşiğinden kurtarmak için... Mahmut kardeşim; sen veya senin gibiler veya senin gibi düşünenler veya senin gibi tarihle bağlantı kuramayanlar ancak Lefter'in adını böyle kullanırken bu ayıbı işleyebilirler. Yoksa, F.Bahçeli olup da, hatta Türk olup da Lefter'i unutabilmiş gerçek sporsever var mıdır? Lefter'i seyretmemiş olabilirsin... Ama bir F.Bahçe yöneticisi olarak bilmediklerini de öğrenmek mecburiyetindesin. Mahmut kardeşim; sen kafanı hiç yorma! Lefter, bu ülkede, hatta oynadığı yabancı ülkeler Fransa ve İtalya'da hiç unutulmamıştır. Unutulmayacaktır da... Monaco'daki ikinci Monaco-G.Saray maçından önceki son idmanda, Nice'in eski kaptanı 75 yaşındaki Arjantinli Gonzales'in şu sorusu hâlâ aklımdan çıkmamıştır: "Lefter ne yapıyor? Ne oyuncuydu o?.." Şimdi burada önemli olan nedir Mahmut biliyor musun? Bak söyleyeyim... Sen de yaşlandıktan sonra, ya da onu da bırak, yarın yönetimden çıktıktan sonra hatırlanmandır. Yani birilerinin çıkıp, "Bizde Mahmut diye bir yönetici vardı ki..." diyebilmesidir. Ama bu ne kadar zor! İlk çim idman sahasını yapan Ömer Çavuşoğlu, kamp binasını inşa eden Metin Aşık, kulüp binasını yenileyen, yüzme havuzu yapan Vefa Küçük, kapalı salon yapan Tahsin Kaya ne kadar hatırlanıyorsa, siz de o kadar hatırlanırsınız... Ama ya Lefter? Mahmut kardeşim; sen veya bugünkü yönetimden kim olursanız olun, hiç biriniz Lefter kadar hatırlanamazsınız. Sadece Lefter kadar mı? F.Bahçe formasını yıllarca ıslatmış, şampiyonluklar yaşatmış, sembol olmuşlar kadar hatırlanmanız mümkün mü? Türkiye'de milyonlarca kişiyi F.Bahçeli yapan sarı kazaklı Cihat Arman kadar iz bırakmanız mümkün mü? Bu ülkenin bütün betonlarını üst üste yığsanız bile sizler unutulmaya makûmsunuz... Çünkü; F.Bahçe Spor Kulübü, çok büyük bir spor kulübüdür... Ama sadece spor kulübüdür. Ve kendisi ile özdeşleşmiş sporcularıyla, bugün dünyada olmayanlarıyla bile, el ele, iç içe, kalp kalbe yaşamaya devam edecektir. Yani Lefter hancı, sizler yolcusunuzdur, Mahmut kardeşim! Mahmut kardeşim; bu hassasiyetimi şahsım adına gösterdiğimi sanma! Bunu, Türk sporu, büyük F.Bahçe'nin gerçek efsane futbolcusu Lefter ve onun gibileri için gösterdim. Yoksa, bu bizim Efes'e hoca yapmak için kulis yaptığımız Mahmut deyip geçiverirdim... Bilmem anlatabildim mi? Sen sen ol, yöneticisi olduğun F.Bahçe Spor Kulübü'nün tarihini öğren, ona saygılı ol ve de sporcularının başarılarıyla övün... Yoksa, o müthiş beton yığınlarını bir gün, Allah korusun, tabii bir afet alıp götürüverir... Ama Lefter'in adını hiçbir şey götüremez...