Malumun ilanı!

Günümüz Fenerbahçe’si Jose Mourinho’nun başında olduğu Pogba’lı falan Manchester United’ı İngiltere’de yenemezdi.  Bunu futbolla yatıp kalkan kime sorsanız aynı görüşte birleşirdi tek istisnası olmadan. Bu, maçın ana fikriydi. Peki, yan fikirler neydi?
Fenerbahçe’de korner veya ceza sahası yakınlarındaki duran topları kullanma görevi Van Persie’ye verilmiş ise bence bunun arkasındaki sır şudur; Van Persie’nin yüksek toplara kalkacak hali ve rakiple topun arasına geçecek fizik direnci olmadığından, işi böyle idare ediyor. Devam edelim, Manchester United ile deplasmanda oynadığınıza göre ataklarınız seyrek olacak, hücuma giderken eleman sayınız az olacak, genelde uzun toplar kullanmak durumunda kalacaksınız, o zaman emekli hocaya, ‘Hani nerede Emenike’ diye sormak lazım. Ben bu soruyu sorarken Emenike’nin şu kadar gol atıp, bu kadar gollük pas vereceği iddiasını taşımıyorum. Ama her oyunun bir felsefesi bir stratejisi olmalıdır.
Fenerbahçe’nin başlangıçtaki Neustadter, Mehmet Topal ve Souza’dan kurulu orta sahası topları alıp giden Alper ve Volkan’la ve de bitmiş Ven Persie’yle hangi hücumu oluşturup geliştirebilirdi ki? Savunmada Fenerbahçe’nin çok kişi tarafından göklere çıkarılan tandem oyuncularının da başta Kjaer olmak üzere, zamanın ne Uche’si, ne Högh’ü vasatında olduklarına da hiç inanmadım.
Şöyle bir toparlarsak klasik değiş olarak; Fenerbahçe Manchester’da tabii ki kazanamayacaktı bugünkü haliyle, berabere de kalamayacaktı normalde ama bütün hatları arasında yolgeçen hanı görüntüsü vermemeliydi.
Zaten Avrupa Ligi’nde Fenerbahçe’nin ne bir ideali, ne bir hedefi vardı Aziz Bey’in kendi sesi ve görüntüsünden yaptığı açıklamasında. O zaman dönün liginize, en azından seyircinizi yeniden kazanın derim...

Fener zaten bu Manchester’ı yenemezdi. Ama her oyunun bir felsefesi, bir stratejisi olmalıdır. Peki, ne oynadı bizimkiler?

Maçın Adamı

Kazandırdığı penaltı ve yaptığı servislerle maçı koparan isimdi.