Ne tuhaf

İngiltere ile İsviçre'yi karşı karşıya getiren ve herkesçe İngiltere'nin peşin favori gösterildiği oyun, hiçbir dakikasında sürpriz sinyalleri veremeden geçti ve bitti. İngiliz Milli Takımı, çuvalla pound eden oyuncuları ile tıpkı bizim geçen seneki şampiyonumuz F. Bahçe kadar rakibine orta sahadan geçiş izni tanıyor. Sonra da kendi ceza alanı çizgisi üzerinde savunma örgüsü kurarak kalesini pozisyondan korumaya çalışıyor. Bunu Fransa maçında da uygulamışlar, hani neredeyse az kalsın tabeleya da yansıtacak olmuşlardı. O maçta da Fransa'nın en formsuz oyuncuları Henry ile Trezeguet, bu çağımıza çok tuhaf gelen oyun anlayışına ceza kesememişlerdi. Dün akşam da İsviçre gibi sınıfı bile olup olmayacağı tartışılan bir takım İngiliz savunmasının önüne kadar her türlü futbol mesaisi ile kolayca geldi, ama anlaşılan o ki artık bastona ihtiyacı olan Chapuisat, ilk 11'de olduğuna göre daha sonra girenleri de dikkate alırsak İsviçre'nin sınırları içinde değil forvet, forveti andıran bir oyuncu bile yok. Benim ligimden 3. sınıf santrforları bile İsviçre Milli Takımı'na koysaydım, İngiltere'nin bu tuhaf, çağımıza hiç uygun olmayan futbol anlayışı yeni bir cezanın altında kalabilirdi. Oyuna sonradan giren 7 numarala Cabanas bana göre dünkü ve önceki maç dahil, İsviçre'nin en akıllı, bugüne en yakın oyuncusu, ama hocası öyle forvetler bulduğuna göre Cabanas'ı da keşifte geç kaldı. İngiliz takımı, top rakibe geçtiği zaman tuhaf biçimde kendi ceza alanına birikirken topu kazandığında da adresi bulunmakta sahadaki en kolay oyuncu olan Beckham'ı kullanıp onun kesme vuruşlarından ilerideki çabuk ve süratli oyuncuların önüne top düşürtüyor.Bunun dışında İngiliz Milli Takımı'nın klasiğine bile neredeyse rıza gösterebilecek bir futbol fukaralığı yaşanmaktadır. Arka solda oynayan Ashley'in önünün boş bırakılışı İngiltere'yi tek kanadı ile uçmaya çalışan bir uçak görünümüne sokuyor. Bu formatta oynayan bir İngliiz takımı, yarın Hırvatistan'a kaybedip elenirse kimse yeni şaşkınlıklar yaşamamalıdır. Eriksson, İngiltere'yi "yüksek at, dönene vur" klasiğinden pasla oynatmaya çalıştırıyor ama bu ihracat kısırlığı sürdükçe, ada içinde kalanlardan bunu beklemek galiba hayalcilik olacak.