Nihat, Yıldıray olunca...

A -
A +

Milli Takım'ın Makedonya oyununa hazırlanırken ve çıktıktan sonraki en ciddi ve oyununu olumsuz etkileyecek handikapı Yıldıray'ın cezalı oluşu ile alternatifinin bulunmayışı idi. Plaj sefacısı büyük kurtarıcı Sergen de olmayınca; bu görevi üstlenebilip, bir de becerecek eleman yoktu. Emre'nin Yıldıray rolündeki adeta geriye sayışı, Tugay, Ergün ve soldan İbrahim'le çıkışlarımızda Hakan - Nihat ikilisiyle futbolun gerektirdiği hiç bir diyaloğu kuramamamıza sebep oldu. Üstüne üstelik, Tayfun'un sahadaki en ölü adam, yani adeta hiçbir şey yapmayan adam rolünden bir türlü çıkamayışı da Makedonya'nın Fatih Akyel'in üzerinden bizi zor durumlara düşürmesine sebep oldu. Bu sıkıntıları yaşarken; pozisyon bulabilmemiz ancak ve ancak ölü toplar, yüksek ortalar, kontrataklar veya Nihat'ın füzesindeki ferdi özelliklerle gerçekleşebilirdi. Milli Takım, devre arasında soyunma odasına giderken, bizim gazetenin elemanlarıyla birkaç arkadaşa maçı koparabilme formülünü ve onun tek olduğunu şöyle karaladım kağıdın üzerine: Nihat'ı, Yıldıray'ın rolünü oynadığı yakın bir yere çekip; Okan'ı oyuna almalıyız. Ve de oyundaki tek adeta cansız oyuncumuz Tayfun'un yerine de oraya hem hücumda, hem savunmada canlılık kazandıracak Gökdeniz'i sokmamız lâzım. Baktım; Milli Takım ikinci yarıya benim devre arası tatilinde kağıda karaladığımın tıpatıp aynı formatıyla çıktı. Çıkınca da; savunmadan orta sahaya getirdiğimiz toplarla, en azından Nihat'ın konumuyla rakibin savunması ile orta bloku arasındaki bilinmezi çözmüş olduk. Bu oyundaki gayretimizi, efor sarfiyatımızı iki güzel golle süslememizin yanı sıra, artık doğru dürüst atak sergilememizi ve pozisyon bulmamızı sağladı. Yani; sistemin içinde çok önemli bir yer tutan orta sahayla ileri uç arasındaki arka forvet diye adlandırdığımız eleman eksikliği ve de Emre'nin o işi başaramaması yüreklerimiz ağzımızda belki de Portekiz vizesi korkuları yaşattı. Bu arada sözünü etmeden geçemeyeceğim bir oyuncu var. Tabii ki; Hakan Şükür. Uzun süre maç oynamamış bir uç adamı olarak ikinci golde asistini yaptı. Üçüncü imzasını atarken, Milli Takım forması altında bi zahmet siz sayınız, gol torbasını doldurdu. Bir görüşüm daha olacak. Üçlü savunmanın kenarında iyi işler beceren Beşiktaşlı İbrahim'in eğer uzun süre kullanılacaksa, dörtlünün kenarında oynamasını mutlaka öğrenmesi gerekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.