Medyanın en etkili kısmı, yani yazılı ve görsel basın, geçtiğimiz cumartesi akşamı oynanan G.Saray - F.Bahçe maçının, bence en çok üzerinde durulması gereken, futbolda anarşinin kaynağı olarak açık açık kendini tanıtmış dört sahnelik bir trajediyi haber yapmış ama, üzerinde durmadan geçiştirmiştir. Evet, F.Bahçe Teknik Sorumlusu Oğuz Çetin, G.Saray maçının başında, devre arasında hem gidişte, hem de dönüşte ve maç sonunda Ali Sami Yen'in çimini boydan boya bir koruma ordusu ile geçti. Şayet futbol dünyasında böyle bir tablo gören olduysa hodri meydan! Bilen varsa söylesin de öğrenelim... Ben, Arjantin'de yapılan 1978 Dünya Kupası sürecinde bile böyle bir trajedi izlemedim. Çünkü en uygun ortam oradaydı. İhtilâl olmuştu, dört general ülke yönetimine el koymuştu. Gençler, ihtilâl karşıtlarının nakliye uçaklarına konularak Antantik'e atıldığını gizlice elimize tutuşturdukları pusulalarla bildirmeye çalışıyorlardı. Ama ne bir basın mensubuna, ne bir futbol adamına koruma zorunluluğu getirildi. Şimdi meseleyi irdeleyelim... Dün futbolcu olarak adeta bir balet gibi gezindiği çimende, bugün sivil koruma ordusu ile dolaşan bir futbol adamı bana göre ağır bir suç işlemiştir. Daha doğrusu ki, sanırım böyle olmuştur, ona bu suç işlettirilmiştir. Ne olurdu yani? Oğuz'a, Ali Sami Yen'in tribünlerinden kaleşnikofla ateş mi edilirdi? Birileri sahaya atlayıp boğazına mı sarılırdı? Sahada bulunan devletin resmi görevlileri üstüne mi çullanırlardı? Düne kadar karıncayı incitmemiş, kibarlığı, centilmeniği ile sadece Galatasaraylılar'ın değil, tüm ülke futbolseverlerinin sempatisini kazanmış Oğuz'a ne yapabilirlerdi? Acaba, tüm F.Bahçe yönetimini, teknik adamlarını ve futbolcularını 20 bin G.Saraylı'nın içine atsanız, tek fiske bile almayacak, kılına bile dokunulmayacak kişi kim olabilir ki? Bu tablo futbol tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir. Yapana da, yaptırana da, hatta hatta düşünene de lânet olsun! Asıl acı olanı da, eskiden dördüncü kuvvet olan medyada ne tek satır, ne de tek kelime... Sanki olağan bir teknik adam gezintisi... Haaa, haber olarak yer aldı. Ama hani nerede, bu gösterinin bir spor kepazeliği, futboldaki anarşinin kaynağını yansıtan uygulama olduğunu vurgulayan yorumlar?.. Çünkü kişi karşısındakini de kendi gibi bilirmiş... Öyle derler... Hani yalan da demezler... Şimdi bu tablodan hareketle, şayet bir ülkede teknik adamlar futbol zemini üzerinde sivil korumalarla görev yapmaya başladıysa, Fatiha okumak zamanı gelmiş de geçmiştir... Kim bilir belki de yarın, futbolcular da birer koruma eşliğinde oynayacaklar, böylece sahaya 22 değil 44 veya 66 futbolcu çıkacaktır. Öyle ya, şimdiden kalecilere ve takımların korner kullanıcılarına birer adet koruma gerekmiyor mu? Sonra Avrupa Birliği'ne falan girmeye çalışıyoruz. Hadi canım... Vah, vah, vah! Biz ölmüşüz de, haberimiz yok be!