Önce çok önemli bir durumun altını çizmek istiyorum. Danimarka takımının çeyrek finale Yunan Milli Takımı'nın da finale oturmasına ne sevindim bilemezsiniz. Neden mi? Ben ne Danimarkalıyım ne de Yunanlı, ama Hıncal Uluç, Erman Toroğlu ve Kazım Kanat yarın Türk Milli Takımı Dünya Kupası eleme grubunda bir kazaya uğrarsa "Bu takımlara mı elendik?" demekten şimdiden yasaklı olmuşlardır. Gelelim, maça. Yunan Milli Takımı turnuvanın başından bu yana güçlü güçsüz bütün rakiplerini müthiş bir savunma hunisi içine alarak adeta kıpırdatmadan oynadı. Dün akşamda aynı felaket Çekler'in başına geldi. Kapsis'le Koller'e diğer stoperi ile de Baros'a yapışıp Dellas'ı radar kulesi rahatlığında oynatan Yunan takımı, savunmanın kanatlarındaki ve orta alandaki üçlüsü ile de Çek hucümculara pas aktarımını çok keskin hatlarla önleme ustalığı gösterdi. Kazanılan toplarla da çok cesur ve genelde dikine hucüm da geliştiren Yunan takımı, ikili mücadelelerde, yerden hamlelerde rakibinden çok çok daha profesyoneldi. Sadece Charisteas ve Vryzas'a uzatılan yüksek toplarda Çek takımının tandemi hemen hemen hiç hata yapmadı desek yeridir. Yunan takımının oyunu tutmak, Çek takımının çok çabuk ve iyi top yapan orta alanının vitesini düşürmek adına kurduğu akıl dolu savunma çemberinin beklentisi ya sürpriz bir gol ya da penaltılardı. Ölü toplarda Dellas başta olmak üzere Charesteas'ın hava üstünlüklerini kullanma adına kurgulanmış gol beklentisi iki defa Çek takımının kalecisine takıldı ama santrası yapılmayan ön direk korneri Dellas'ın kafasından finalin vizesi olarak tabelaya yazıldı. Tabii ki Nedved'in sakatlanarak oyunu bırakışı, iyi bir takım kurgusu içinde yıldız oyuncu kullanım işini Rosyky'nin omuzlarına yükler oldu. Bu genç yıldız Koller ve Baros, rakip markajdan kurtulup pas arayışına çıktıklarında klasını göstermeye gayret etti. Bu futbolcunun harika bir şutu da üst direkte patladı. Yunan takımı kupa öncesi yapılan tahminlerde hiçbir şekilde finale aday gösterilmemişti. Hatta bizim müthiş otoritelerimiz de maç maç daha iyi oynayan hucüm tehditleri de savuran Yunan takımını "İlkel futbol oynayan topluluk" biçiminde yorumlamışlardı. Ama Fransa maçında dikkat çektiğim Yunan takımı, futbol felsefesi ve sistem anlayışına uygun oyuncularla beni mahçup etmedi.