Özel düşünceler

A -
A +

Dün geceki derbinin teknik - taktik nitelik ve özelliklerini sıralamadan önce Beşiktaş taraftarının takımına maçı kaybettirebilmek için elinden geleni yaptığını vurgulayarak başlamak istiyorum. Top takımına geçtiği veya geçeceği anlarda stadı yangın yerine çeviren Beşiktaş taraftarı, sözüm ona takımı adına maça ağırlık koyacakmış. Öyle şey olmaz. Hakem İsmet Arzuman yardımcılarını yanına çağırıp, "Maçtan gidiyorum" tehdidinde ya da gözdağında geç kalmıştır. Beşiktaş yönetimi, taraftarıyla yer muhasebesi yapacağına, yarınlarda çok maçları İnönü Stadı dışına kaçıracak bu acayiplikten tribünlerini vazgeçirmelidir. Şimdi gelelim maçın teknik analizine... İki teknik direktörden G.Saray tarafında olanı, yani Terim hoca, Sabri'yi kenar adam gibi gösterip, Beşiktaş arka üçlüsüyle ön liberolarının arasına sızdırarak buradaki bütünleşmeyi bozmayı, sürpriz şutlarla tehlike oluşturmayı ve buradaki oyuna çıkışları engellemeyi planlamıştı. Sabri bunu zaman zaman paniklediğinden tam anlamıyla yapamadı ama bir şutu da Cordaba'nın bakışları arasında direğe vurdu. Beşiktaş'taki hoca Lucescu ise özellikle Pancu'yu Prates'in tarafına yüklendirerek oradaki G.Saray zaafiyetinden yararlanmayı düşünmüş ve bu özel harekât için İbrahim'i de o tarafa doğru çok önde oynatmayı kurgulamıştı. Ama Pancu'nun aklı Giunti'yle Tayfur'un önündeki bölgede kalınca, Beşiktaş takımı Tümer, Pancu, İlhan Mansız üçlüsüyle 20. dakikadan sonra çapraz koşuları bırakıp belli kulvarlar üstünde direkt oynamaya dönünce, G.Saray hem tempoyu kendine göre ayarladı hem de uzun toplarla rakibine bazı korkulu anlar yaşattı. Bu iki taktiksel düşünce ve görevler sonradan Giunti'yle değişikliğe uğrarken, Beşiktaş tarafında Sinan'la da ikili uç forvetine dönüverdi. Ama Beşiktaş burada Tümer'i de oyundan alarak top tutma, oyunu kontrol etme zaafları göstermeye başladı. G.Saray ise Ayhan'ın müthiş soğukkanlılığı ve oyun alanının kalbi dediğimiz orta alanı neredeyse tek başına yönetmesi ve yönlendirmesiyle oyunda hiç olmazsa rakip kaleye yakın olmasa da kontrollü oynayabildi. Terim hocanın önce kaydırmalı üçlüyle kurduğu ve görevlendirdiği defans bir aralık klasik dörtlüye döndükten sonra Beşiktaş'ın çift santrfora gelişiyle yeniden başlangıç halini aldı. Maçın en önemli pozisyonlarını Lucescu'nun hazırladığı taktikten oyunun başlarında Tümer'le İbrahim, Fatih Terim'in hazırladığında da direğe takılan Sabri ve Hakan'dan çabuk hamle yapan Emre Aşık şekillendirdi. Beşiktaş'ın ilk 20 dakikadan sonra aşırı gerginleşip telaşlanması aslında G.Saray cephesinde beklenen bir maç atmosferi olacaktı. Ama tersine oldu. Bu oluşumdan G.Saray savunması başta De Boer olmak üzere tıpkı orta sahası gibi sezonun en dengeli, en organize ve en bilinçli oyununu oynadı. Beşiktaş'ta bu aşırı gerginlik ve onun takıma pompaladığı telaş savunma çıkışlarından tutun da, özellikle rakip cezasahası yakınlarındaki pas alışverişlerini de olumsuz etkiledi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.