Pansuman

A -
A +

F.Bahçe ard arda aldığı mağlubiyetlerden sonra, futbol oynamasını sadece 15 metrekarelik alanda algılayan Denizlispor gibi bir rakip bulup, yaralarına pansuman yaptı. İlk yarıdaki F.Bahçe'de son haftaların müzmin yedeği Andersson, geçen sezondaki performansına yakın bir çizgiye çıkınca, Denizlispor'un savunması zor nefes aldı. Ali Güneş kaçırdığı gollere rağmen, F.Bahçe takımının rakip defansın en can alıcı yerlerine kaçan tek oyuncusuydu. Sarı-lacivertli savunma, dün akşam yine orta sahadaki rakibin pas tezgahını seyredenlere rağmen, yerini hiç kaybetmeden organize olan ve rakibe göz açtırmayan niteliğiyle takımın en güvenilir bloğu oldu. Denizlispor'da anlayamadığım bir Sakıp Özberk garabeti vardı. Geçen sezonun orta sahada yeni bir bahar yaşayan Tolunay'ını liberoya kitlemek ciddi bir teknik direktörlük hatasıydı. Bu sebeple, Denizlispor fizik - güç kapışmalarında F.Bahçe'nin yorgun ayaklarına çok teslim etti. Hele hele Veysel gibi ağır bir tankı, Coulibaly ve Coşkun gibi elemanlar dururken, ileri uca kazık çakması anlaşılır gibi değildi. Dün akşam Mustafa Denizli, Lazetic'i Denizlispor'un futbolu en iyi bilen, en teknik elemanı Timuçin'in karşısına koyarak, doğru bir görevlendirme yapmıştı. Ama aynı Denizli, ikinci yarının başıyla 66.dakikaya kadar süren Denizlispor baskısını ortadan kaldırabilmek için Yusuf - Johnson değişikliğinde bu kadarlık bir rotar yaptı. Sonuçta; F.Bahçe kriz yaşadığı bir dönemde kolay bir rakip bularak en azından bir dahaki maça kadar bir nefes aldı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.