Patlayan UEFA mali denetimi!

A -
A +

Vallahi bizimle dünyada hiçbir ülke yarışamaz.  Ama her konuda haaa... En son örnek de futbolun transfer piyasasında... Aklımda kaldığı kadarı ile “Üç Büyükler” toplam, kiralık veya satın alma ile 18 adet ithalat yaptı. Bir zamanlar gönderilip de geri alınanlar hariç... Hani ne oldu UEFA’nın mali kriterler komitesinin kılıcı? Bize kılıç falan işler mi yahu? Peki, bunun sonucunda ne çıkar? Civciv ve kuş tabii ki... Yani bizim ligin içinden bazı kupalar... Bizim federasyon mu? Var mı öyle bir kuruluş? Ya da var da, nefes alır mı?
Ceza yağsa ne olur!
TFF’nin Disiplin Kurulu yine ceza yağdırdı!.. Fenerbahçe, Galatasaray ve Bursaspor başkanları ile birkaç kulüp yöneticisine... Hem de ne cezalar! 120  ve 180 günlük hak mahrumiyetleri falan... Tonla para falan... Yani resmi yazışmaya imza atamazlar ve de statlarda VİP’e giremezler... Ne ceza ama değil mi? Peki, bu paralar kimden tahsil edilir? Tabii ki kulüp kasasından... İşte bu yüzden o malum yasa çıkamaz... VİP’ten izlemezler de nereden izlerler? Ohooo öyle localar var ki, her türlü konforu olan... Bizde ceza alan sanki ödüllendirilmiş zanneder kendini... Hatta çevresi ve camiası da öyle... O zaman aynen devam zavallı ülke futbolu!
Olimpiyat fiyaskosu!
Bir gazetede, yani olimpiyatları yerinde ekibi ile izleyen bir gazetede liste yayımlandı. Hangi branşlara yılda kaç para harcandığı ve o branşlardaki sporcu, hoca sayısını falan içeren bir liste... Tuhaf rakamlar vardı. Örnek mi, yüzmede sadece bir hoca ama harcanan rakam 25 milyonun üzerinde... Basketbolda 323 hoca varmış... Hani şu liginde yerlilerin pek oynama imkanı olmayan branşta... Bir tek güreş tutarlı rakamlarla dolu... Eh zaten madalyanın yegane kaynağı da orası... Ne dersiniz Sayın Bakanım; yeniden bir planlama yapmak gerekmez mi?
Oğuz Haksever’e...
NTV’deki malum Aziz Yıldırım şovundan sonra gerek ekrandan, gerekse de yazılı medyadan söyleyeceklerimi söyledim, yazdım. Bu arada eski hakemimiz Selçuk Dereli’nin adı geçtiği için programa katılmak adına rejide 15 dakika telefonda bekletildiğini öğrendim. Hah işte burada bir anı canlandı aklımda... Bir zamanlar Atv’de de Aziz Bey canlı yayında stüdyoda konuk edilmişti.  O sırada Sadettin Saran’ın adı geçmiş, kendisi de telefona bağlanmıştı. On beş saniye sonra Aziz Bey, “Ya bu telefonu kapatırsınız ya da ben çeker giderim” çıkışı ile işi halletmişti. Hani bundan sonra aynı niyeti taşıyacaklara... Bir de Oğuz meslektaşa...
Onun adı Fatih Terim!
Bir bomba patladı ki aman aman... Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, durdu durdu Arda, Burak, Hakan, Selçuk, Caner ve Gökhan Gönül’ü  Milli Takım kadrosundan sildi. Yani ana iskeleti.  Hem de Dünya Kupası grup eleme maçları aşamasına gelindiğinde. Maçlarla ilgili basın toplantısında da, “Ben gemiyi karaya bağlamadan, denize kimseyi atmam” anlamında bir açıklama yaptı. Demek ki neler neler olmuş Fransa’da... Bu operasyonun sonucunda Milli Takım’ın başına kötü şeyler gelirse o zaman soru sorulurmuş Terim’e... Zaten bu altılı da olsa, başarı artık zordur.  Çünkü ligimiz yabancı istilasına uğramıştır. Bu arada böylesine bir operasyonu da bu ülkede yerli-yabancı başka hiç bir teknik adam, yönetici falan yapamaz. Ben Hagi’nin bu Terim’in karşısında hazır ol durduğuna gözleriyle tanık olmuş kişiyim...
Karabük ve Osmanlı...
Daha ikinci haftayı geride bıraktık ama bende iki takımın bu sezonu karıştıracağına dair umut var... Biri Karabükspor; hem hocası ve onun oyun kurgusu, hem de kadrosu ile... Diğeri de UEFA Avrupa Ligi’ne de devam eden yine sağlıklı kadro ve sağlıklı düşünen hocası ile Osmanlıspor... Tavsiye ederim ki, bu iki takımın maçlarını kaçırmayınız. Hem futbol izlersiniz, hem oyuncu, hem de oyun kurgusu...
Menajerler...
Galatasaray bir oyuncu getirdi İstanbul’a... Tiote adında... Adam sağlık muayenesinde çakınca da geri gönderdi... Ve de bu acı sondan sonra aynı oyuncunun bir başka kulübe satılmak üzeriyken de sağlık muayenesinde bir kere daha sınıfta kaldığı ortaya çıktı. Peki, bu menajer kimse, bu kulüp oyuncuyu istediğinde neden, “Onu falanca kulübe satacaktık, arızalı çıktı” çıktı diye işi daha başında kestirip atmıyor? Siz siz olun, ey kulüpler, kurun bir sistem ve direkt temas kurun, tabii iki araştırmacılığı da ihmal etmeden!
Biraz da maçlardan...
Trabzonspor’un Gaziantepspor karşısında ne oynadığını anlayamadım... Varsa anlayan lütfen bilgi... Galatasaray, Akhisarspor karşısında iki devre hiç birbirine benzemeyen futbol oynadı. Çarpıcı olanı Denizli hocadan sonra kaybettiği fizik kondisyonu geri kazandığı... Beşiktaş, Oğuzhan’ın da sakatlanıp çıkışından sonra maçı adeta Atiba ve ileri üçlüsü ile oynamak zorunda kaldı. Yani biraz önde, biraz arkada...  Fenerbahçe ise kendi sahasındaki Kayserispor maçına santrforsuz çıkarak yeni bir buluşa imza atacaktı ki... Stoper zengini bir takımın, hem de cepheden gelen duran toplardan 1, 70’lik rakipten iki kafa golü yiyişi de çarpıcı oldu.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.