Saidou yine harcanıyor!

A -
A +

Saidou yine harcanıyor! Geçen sezon Hagi, nedendir, nasıldır bilinmez, İstanbulspor takımını sırtında taşımış Saidou'ya bir türlü ısınamamış ve bu futbolcuyu harcamıştı. Saidou bu sezon da harcanıyor. Yapma demeyin... Baksanıza tek başına orta alanla hem geri bloğu, hem de ileri bloğu bağlamaya çalışıyor. Yani bu defa da tek başına koca bir orta alanın yükünü taşıyacak... Ama ne var ki, futboldan çok anlayan spor medyası Saidou'ya maçlarda altıdan fazla puanı lâyık görmüyor.. Eeee sadece oynatılmayarak değil bazen böyle oynatılarak harcanırsın... Rıza'nın 1975 modeli! Beşiktaş, Kleberson ve Ailton'un katılımı ile hem yönetimini, hem de iki sezondur kahır çeken taraftarını umutlandırdı. Üstelik medyadan da övgü üzerine övgü aldı. İyi güzel de, Beşiktaş'ın savunma modeli, ne orta alanındaki, ne de ileri ucundaki modernizasyona uygun... Savunma 1975 model... Liberolu (Koray) ve çift markajcı stoperli (Gökhan ve İbrahim Toraman)... Malcolm Allison bu düzeni G.Saray'a 1975'te oynatmıştı. Anderlecht'ten de 5 yenmişti. Hani Rıza'nın kulağına küpe olsun diye yazdım. Üçüncü Zaragoza maçı! Real Zaragoza geçen sezon F.Bahçe ile Kadıköy'deki maçı oynamadan teknik direktör Victor Munoz'la kaldıkları Hilton'da uzun uzun sohbet etmiş ve sonrasında da Kapalıçarşı'da dolaşmıştık. Munoz bana hep, "Gerçekten F.Bahçe, hem Alex, hem de Anelka ile çift santrfor mu oynayacak" diye sormuş, cevabı da hep "evet" olarak alınca, "İnanmıyorum, sen beni aldatmaya çalışıyorsun" demişti. Munoz, ben ısrarcı olunca da "F.Bahçe bize karşı bu düzenle 50 maç oynasın, birinde bile kazanamaz" diye bir iddia ortaya atmıştı. Sonuçta iki maçı da Munoz kazandı. Hem de aynı sistem, aynı onbirle... İşte D.Bakırspor da aynı Munoz'un Zaragoza'sı gibi oynadı. Ama Daum, oyunu okuyamama üstadı (!) olduğundan üçüncü balığı da yuttu. Bir farkı, bu defa berabere kalarak... Hanedan var mı? F.Bahçe Başkanı, bir maçlık seyircisiz oynama cezasına şöyle bir tepki koydu: "Bu federasyon da, kendinden önceki gibi... Yani hanedan oldular..." Bakalım, federasyon bu yakıştırmayı yutacak mı? Ya da, "Sizden sonra F.Bahçe Başkanlığı da hanedan olarak mı devam edecek?" diye soracak mı? Yok, böyle bir soru soramazlar da, ama hanedan yakıştırmasına teşekkür mü ederler, onu da bilemem... Oldu mu Tuncay? Milli Takım futbolcusu... Kaybedilmek üzere olan maçı attığı golle en azından berabere bitiren oyuncu... Sakatlanıp çıkmış, kenarda oturuyor... Sonra da maç biterken, hakeme "Şerefsiz" diye bağırıyor... Oldu mu Tuncay? Sonra özür dilemen neye yarar? Kim bilir, belki de sahada dolaşan dolar milyarderlerine sinirlendin ama yine de yanlış oldu... Cemal Aydın havayı dövdü! A.Gücü Başkanı Cemal Aydın, G.Saray yenilgisinden sonra maçın hakemi ile MHK'ya verdi veriştirdi. Sayın Aydın; inanın bana belki de ilk defa bir maç sonrası görüşünüzü kimse ciddiye almadı. İsterseniz Ankara'da bir nabız yoklaması yapın! Hakan Şükür'den yeni ders! Hakan Şükür'le, A.Gücü maçı öncesi, perşembe akşam üstü Ankara'ya gitmezden yarım saat önce, kandil tebriki sırasında konuştum. 39 derece ateşle yatıyordu. Bademcikleri şişmiş, kulaklarına ve sinüslerine vurmuştu. Zorlukla konuşuyordu. Gerets onu Ankara'ya götürmek istiyordu, o da gidecekti... Ve de yedek çıktı... Ama iş başa düştü ve çıktı oynadı... Hani muhaliflerin bilgisi olsun diye yazdım. Kılı dönenler, burnu kaşınanlar "Arızalıyım" diye oynamıyorlar ya... Yoo Melih öyle değil! Konyaspor - Trabzonspor maçının ikinci yarısında Şenol hoca Szymkowiak'ı oyundan alınca, spiker bizim Melih Gümüşbıçak, "Olmadı" anlamında bir cümle kullandı. Oysa, takımın en kötü oyuncusu bu defa Polonyalı idi. Melih gibi sporun ta içinden gelmiş birine hiç mi hiç uymadı. Rekor kimde? F.Bahçe'nin yeni ağzı Nihat Özdemir, "Bizim sahamızda iki yıldır küfür bile yok. Nasıl ceza verirler" dedi... Oysa aynı gün Vatan'ın spor sayfasında, "F.Bahçe 193.5 milyar lira ile ceza rekortmeni" diye bir haber vardı. Ya Vatan'da bir F.Bahçe düşmanı var, ya da F.Bahçe'de hafıza arızalıları... UEFA ne anlatmak istiyor! UEFA, CSKA - Liverpool maçı sırasında tribünlerden atılan ırkçı sloganlar için soruşturma açmış... Tabii ki CSKA kanadına... Yani ev sahibi saflarına... Bilmem bir şeyler anlatıyor mu bu soruşturma? Kimler için mi? Spor medyasındaki amigo yazarlar için tabii ki... Yahu biraz okuyun be! Okuyacaklarınız uzayda değil... UEFA ve FIFA talimatlarında... Yabancı diliniz de olmayabilir. Türkçe'si federasyonda kıyamet... Teşekkürler Atv! Geçtiğimiz çarşamba Atv, Melih Kibar'ı anma gecesini yayınladı. Erol Evgin, Nükhet Duru ve Candan Erçetin'i dinledik, kendimizden geçtik. Kanmadık, uydudan Atv - Euro'dan da izledik. Yani duble kandık Kibar'ın bestelerine... Hele finaldeki tempo... Atv'ye teşekkürler. Bence bu sıcak yaz gecelerinde tekrarı, hem de birkaç kere, yakışır. Efendim; seyircisiz ceza olur mu? Sorunun cevabı, tabii ki olmamalı... Ama var... FIFA'da da, UEFA'da da var. Yani ülke ve takım ayırmaksızın her yerde var. Ama bizim spor medyasına göre F.Bahçe'ye verilince, çok yanlış ve haksızlık... Sanki Türkiye'de ilk defa olmuş gibi yazdılar, konuştular. Eee beyler, bu ülkenin bütün takımlarına aynı ceza verildiğinde, hem de bir kaçına bir kaç defa, neden ayağa kalkmadınız? Yoksa o zaman birileri poponuza bir şeyler batırmadı diye mi? Ayıp be! Bunu TSYD Başkanı da kurula kurula ekranlarda eleştiriyor... Hani dilimin ucuna bir şeyler geliyor ama yakıştıramadığım için çıkaramıyorum. Acaba size ne oldu çocuklar? Gazetelerden okudum. Bazı kameraman, foto muhabiri ve muhabir arkadaşlar, F.Bahçe'nin enerji içeceği tanıtımını protesto etmişler. Sebebi de, orada bulunan sorumluların, "Başkan, fotoğrafının çekilmesini istemiyor" demesindenmiş. Bizim çocuklar da tek kare ve tek kelime almadan işlerine dönmüşler. Harika! Hepinizi alınlarınızdan öperim. Öperim öperim de, inşallah başınıza gazeteniz veya televizyonunuzda bir şeyler gelmemiştir. Olcan neredeydi? F.Bahçe'den hep çok malzeme çıkar... Ne yapalım vermesinler. Gençler maçında, hiç olmazsa bir onbeş dakika neden oynamadı diye bir kaç arkadaş yazdık ya... İşte, bilmeden Olcan'ın sonunu hazırladık galiba... Baksanıza Daum hem de bir iç saha maçında çocuğu 18'e bile almadı... Geleceğe de ancak böyle hoca ile hazırlanılır. Adanalılar ve İzmirliler uyuyor musunuz? Adana Demirspor Başkanı Adem Atılgan, Sabancı ailesine çağrıda bulunarak, Adana futboluna sahip çıkmalarını istemiş. Haber beni çok duygulandırdı. Adanalı değilim ama, Füze Selami, Kartal Yaşar, Muharrem Gülergün gibi efsane Adanalılar'ı çok iyi tanırdım... Bırakın sadece Adana'yı, İzmir'e de sahip çıkacak kimse yok mu? Bulut'lar, Ayfer'ler, Seyfi'ler, Nevzat'lar ve daha nice niceleri de siz İzmirli zenginlere bir şey hatırlatıyor mu? Ne o Fatih Bey, Dolmabahçe Sarayı'nı beğenmiyor musunuz? Olacak şey değil vallahi... Fatih Altaylı zat - ı muhterem, G.Saray, balosunu Dolmabahçe Sarayı'nda yaptı diye tepki göstermiş. Başka yer yok muymuş... Fatih Bey; Dolmabahçe Sarayı'nın neresi size battı ki? Gazeteciler Cemiyeti'nin baloları da orada yapılır ve yapılıyor... Ama senin tip gazeteciler Dolmabahçe Sarayı'na gelirler mi hiç? Yatlar, katlar, patron katları dururken... Atatürk de vefat edecek yer bulamamış anlaşılan... Ah ah; Salih Bozok'lar, Kılıç Ali'ler sizleri tanıyacaktı ki...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.