Sanki bu iş bitiyor gibi…

"Beşiktaş, Başakşehir’den liderliği devraldı ve tabii ki kâğıt üzerinde fikstür avantajıyla son 3 haftaya girdi"

Beşiktaş’ın şampiyonluğa giden yolda en ciddi eksiği; her rakibe karşı aynı oyun kurgusuyla oynamasıdır. Hâl böyle olunca da Beşiktaş’ın oyununu iyi analiz eden hocalar takımlarının kurgusunu doğru belirleyebilirlerse avantaj kapabiliyorlar. Futbol maçı iki takım arasında oynandığına göre siz de rakibin aldığı ve alması muhtemel önlemlere karşı hani alfabeyle belirtiyoruz ya; bu alfabenin en az ilk üç harfi için değişiklikleriniz, yenilikleriniz olmalıdır. Atiba, Oğuzhan ve Tolgay bence bütün bunlar dikkate alındığında Beşiktaş’ın rakibi pasifize eden bugüne kadar yapmadığı plandı. 
Bursaspor, son üç maçtaki ağır yenilgilerin takımı değil, tam tersine oyunu iyi kapatabilen, yani Beşiktaş’a göre oynayabilme planlarını sahaya kurguyla iyi yansıtan takımdı. Orta sahası top yapmakta zorlandı ama savunması dik durmayı becerebildi, ileri ucundakiler de atılan uzun toplara hamleler yapabildiler. Bursaspor’da özellikle Batalla’nın olmayışı Jorquera ve Bilal alışverişlerinde eksiklik olarak hissedildi. 
Maçın en ilgi çekici sahneleri tartışmasız Fabri ile Harun’un karşılıklı müthiş kurtarışlarıyla maçı skorunu tutmalarıydı. Bursa seyircisinin takımıyla barışma maçı anlayışında tribünleri dolduruşu da güzel bir destekti. 
Şenol Hoca’nın Atiba’yı oyundan alarak Cenk’i sahaya sürmesi Bursaspor için bir hücum davetiyesiydi ama futbol öyle bir oyundu ki, Aboubakar ile Cenk’in alışverişi o ana kadar hemen hemen hiç fire vermeyen Bursaspor defansınca önlemedi.
Sonuçta; Beşiktaş, Başakşehir’in iki gün önce teslim aldığı liderliği yeniden kazanıp, geri kalan üç haftadaki fikstür avantajını -tabii ki kâğıt üzerinde- cebe indirdi. Bence bu maçın en önemli yanı 3 maçta 16 gol yemiş Bursaspor’un kendine gelişidir. Tabii ki Beşiktaş’ın da geri kalan maçlarda üç üç yapabilme avantajıyla haftayı bitirmesidir. 

MAÇIN ADAMI:Tolgay 
Beşiktaş’ın bütün doğru işlemlerini yapan oyuncuydu.