Hey gidi günler hey... Bir zamanlar, hakemlerin kararlarını, "Şerefsizlik ve hırsızlıkla" suçlayanlar, şimdi yumuşacık inişlerle, "Hakemin takdiri" olarak değerlendiriyorlar... Eh, gelişme diye de buna derler... Bir küçük farkla; hakemin kararı bu defa kendi avantalarına olduğundan... Bilin bakalım bu yönetici kim? Skibbe çok çırak! Eric Gerets, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin davetlisi olarak İstanbul'daydı... Hemen sorduk; "Skibbe nasıl hoca" diye... "İnstituteur" kelimesiyle cevapladı Gerets... Yani "Çırak. " Peki, Gerets haklı mı? Bence haklı... Çünkü Arda Turan'ın maç sonrası hepimizi telaşlandıran durumu sorulduğunda, "Zaten üç-dört gündür rahatsızdı" diye cevap vermedi mi? Hakan Şükür'ün ölüsü yeterdi! Galatasaray, Baros'a 5.5 milyon euro bonservis ödemiş... Elinde Nonda ve Ümit de var... Bunların toplam maliyetleri şimdilik ne kadar bilemem... Ama bildiğim bir şey var ki, o da, bedavaya bir sezon daha oynayacak Hakan Şükür'ün, Galatasaray'ın şimdi elinde bulunan puana en azından "Altılık" bir katkı yapabileceği idi... Söyler misiniz ey Galatasaraylı bilgeler, ileri ucunuzda topu tutan bir adamınız var mı? Yoksa nasıl takım olarak hücum edebilirsiniz ki... Çünkü öne doğru paslı temponuz da yok... Eh şimdilik Lincoln var, yarın o olmazsa skor tabelasını değiştirenler izine çıkacaklar, bilesiniz... Eyvah Alex! Luis Aragones, uzaktan da olsa, anlayabildiğim kadarı ile en ciddi sıkıntıyı Alex'le çekiyor... Bu oyuncuyu kenarda tutup, yerine göre oyuna sokmak adına kafa yoruyordur... Zaten Fenerbahçe'nin Alex'siz takım savunmasını nasıl yapabildiği ve dolayısıyla da hücuma da daha fazla adamla katıldığını gördük. Hem de Alex'siz duran toptan 4 gol atıldı... Şimdi elde yukarıdaki futbol doğrularını yapan altı yabancılı takım var... Hadi gel bakalım Alex uğruna adam kes... İster misiniz, İspanya Milli Takımında koca Raul'un başına gelenler, Alex'in de başına gelsin... Nobre'yi neden sevemedin Fatih Hoca? Bekledim ki, fırsat bu fırsat, şu özel Avusturya maçında Nobre Milli Takıma çağırılsın... Hani çok da formda ya... Olmadı... Fatih Terim Hocaya sormak isterim; Nobre, bu ülkenin en kötü uç adamı mı? Ülke içinden kadroya aldıklarına bir bak, bir de Nobre'ye... Nasılsa Aurelio ile "Anayasayı bir kere deldiniz" Nobre ile devam etseniz ne kaybedersiniz? Hayır, yarın İspanya maçları var... Bizim uç adamları amma da rahatsız ederler o savunmayı, değil mi hocam? Dr. Selam Gökçe diye biri... Basketbol Federasyonu seçimleri haftaya... Turgay Demirel'e karşı Ankara'dan bir aday var; Dr. Selam Gökçe... Arkasında da Efes, Galatasaray, Beşiktaş gibi devlerin yanı sıra, başkaca ülke basketboluna katkı yaparlar var... Ancak seçimlere dalga-dümen karıştırılacağı şeklinde duyumlar da aldım... Dedikodusunu bile basketbola hiç yakıştıramadım. Neyse... Hemen önümüzde Dünya Basketbol Şampiyonası organizatörlüğü var... Demirel, "Geri alabilirler" alarmı vermemiş miydi? O halde bırakın da alarmsız çalışacaklar gelsin... Lefter'le ilgili ukalalık yapmayın! Önüne gelen Lefter efsanesini bir şekilde gündemine alıp duruyor. Destur beyler! Lefter'le ilgili yanlışa hiç ama hiç tahammül edemem... Geçenlerde de, tarihi bir slogan bir kere daha yanlış hatırlatıldı. Efendim; "Ver Lefter'e, yaz deftere" değildir o slogan... Doğrusunu öğrenin... Aynen şöyle: "Ver Lefter'e, yazsın deftere..." Tamam mı? Yunus Bey'in hesabı! Aman hakem kardeşler, siz, siz olun, bir takım adına daha önce yaptığınız bir yanlışı düzeltmek adına, yarın başka yanlışlar yapmayınız... Yani hesap ödemek sizin işiniz değildir. Bu yolda talimat verenler bile olabilir... Hatta sizi bazı özel vaziyetli maçlara atayarak, çaktırmadan, yol bile gösterirler... Dikkat! Eski Teksas mı burası? Bursa'da Beşiktaş taraftarı yok... Abdi İpekçi'de de yok... Yarın Akatlar'da ve İnönü'de da olmayacak... Yuh olsun! Burası, kovboy filmlerindeki Teksas mı? Demokrasi ile yönetilen bir cumhuriyette bu olur mu? Bir zamanlar başka tür demokrasi ile yönetilen Doğu Alman Cumhuriyeti'nde bile bu yoktu... Ayıp kere ayıp!