Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş kardeşim, ülkeye döndükten sonra ya Fenerbahçe'yi hiç izlememiş, ya da izlediğinden bir şey çıkaramamış. Trabzonsporlu Selçuk'a acıdım bu maçta... Bir kenardan ya Topuz, ya Özer, ortadan Cristian ve Emre, savunmasız kaldığından Alex, yani beş Fenerbahçeliye karşı oynadı Selçuk... 35. dakikada Serkan yardımı gelebildi, ama artık Fenerbahçe sahada büyük güven kazanmıştı. Hep söyler, hep yazarım; futbol iki takım arasında oynanır. Helal olsun Selçuk Dereli! İşte kral insan profili... İşte onurlu davranışın en baba örneği... Selçuk Dereli, UEFA'da klasman atlamayı beklerken ki, bunu çok iyi biliyorum, hak da ediyordu, yerinde saydırılınca, 22 yıldır yaptığı bu işi bırakmaya karar verdi. Alnından öperim. Bundan sonrası için başarılar! Sağlam'la Denizli'nin saat farkı! Ertuğrul Sağlam Hoca, belli ki Türkiye saatiyle hareket edip, düşünüyor. Kurduğu on bir İnönü denizinin koşullarına göre ayarlanmıştı. Ancak ne var ki, Mustafa Denizli Hoca, belli ki Almanya saatiyle hareket edip, düşünüyor. Kurduğu on bir tam havuzda boğulacaklardan kurulmuştu. Bu saat işi de nereden mi çıktı? Maç sonrası Denizli Hocamın açıklamalarını dinlemediniz mi? Az kalsın unutuyordum. Yusuf Şimşek bizim futbolun kendi kendini harcamışlarının başında gelir. Aynı Yusuf, özellikleri nedeniyle iyi bir zeminin oyuncusudur da... Sel gel Mustafa Hoca, aynı Yusuf'u deniz deryaya at. Eeee ne mi oldu? Beşiktaş vapuru tam açılmışken, görünmeyen bir kaya çarpıp battı. Sonra kupa faciası... Tekne su aldı bir kere... Kayserispor kendini yendi! Maç başladı, kenardan Tolunay Hoca, içeriden başta Kaptan Ali Turan olmak üzere oyuncular, hakem Yunus Yıldırım'la oynamaya başladılar. Hal böyle olunca da, Şifo'nun bu defa akıl ettiği kalabalık orta alan maçı kapıverdi. Önce oynayacaksın, sonra varsa engeller onlarla didişeceksin... Kulaklara küpe ola! Dr. Çakar kendini tekzip etti Telegol'de, üstad-ı muhterem Dr. Ahmet Çakar, diyor ki: "Arda'nın golünü iptal ediyorsan, nerede sarı kartı... Sarı kart yok ise, o zaman golü ver..." Aradan çok değil, iki dakika geçiyor ve Dr. Çakar aynen şöyle diyor; "Yok kardeşim öyle her şeye, her ele değen topa sarı kart verilmez..." Buyurun buradan yakın! Rijkaard'ın Noel'i iyi de, ya bizim bayramlar! Böyle şey olur mu? Elano, Leo Franco ve de Kewell, alınlarının akıyla (!) G.Birliği maçından çıktıktan sonra, diğer Galatasaraylı futbolcularla "Noel vedalaşması" yapıp tatile erken çıkmışlar. İzin kimden mi? Yönetimin muhalefetine rağmen Rijkaard'dan... Peki, asıl patron kim? Bu şimdilik cevapsız... Peki, ya yarın bizim Müslüman çocuklar da çıkıp, "Hooop, Ramazan veya Kurban Bayramı bu" deyip de tüyerlerse... O zaman patron ararım işte... Devam edelim... Olacak şey mi? Türkiye'nin tek Avrupa kupalı kulübünün günümüzdeki takımı rakibi ofsayda düşürmek adına yolgeçen hanı konumuna giriyor. Antalya'da iki kopya gol... Sonra Ali Sami Yen'de, Kahe'nin tuhaf saç kesimi yüzünden üşütmüş kafası sayesinde olmayan iki gol... Yahu bu Rijkaard hiç mi top oynamadı diyeceğim, kralını oynadı. Hiç mi hocalık yapmadı diyeceğim, eh onu da Barcelona'da yaptı... Peki, ne? Olsa olsa, daha önceleri de yazdığım gibi, "Uyuyan güzel..." Ya da oyuncularının kulaklarını bulamıyor... Flaş transfer F.Bahçe'yi yakar! Ben şimdiden yazayım da, sonra yazacakların sayısı çığ gibi büyür. Şu andaki Fenerbahçe takımının tek bir oyuncuya dahi ihtiyacı yoktur. Santrfor mu? Eh biri Türkiye gol kralı ve ülke milli takımının birinci santrforu... Diğeri İspanya ligi gol kralı, o ülkenin üç numaralı santrforu... Sol mu? Üçü asil, ikisi devşirme de olsa beş adamlı... Sağ mı? Onu saymaya gerek bile yok... Ön libero mu? Dördü asil, iki devşirme altı adamlı... Stoperler bol bol... Haaa kaleci mi? Bakın ona karışmam... Bu tabloya flaş adam eklerseniz, takımı bölersiniz onu yazayım... Hadi bakalım, kim haklı çıkacak? Kayıkçı kavgası! İşte ülke futbolunun net fotoğrafı... Bir tarafta Federasyon Başkanını ayağına çağırıp havasını alan Kulüpler Birliği Vakfı... Diğer tarafta Kulüpler Birliği Vakfı'nı ayağına çağırıp havasını alan Futbol Federasyonu Başkanı... Tam bir kayıkçı kavgası... Sonuç mu? Civciv de çıkmaz, kuş da... Peki, ne mi çıkar? Hakem faciaları diyeceğim, yine tepki alacağım... Ben en iyisi civcivle kuşa endeksleneyim gene...