Şenol hocama bir soru!

A -
A +

Bakıyorum, örneğin son lig maçında, hem Brozek, hem de Burak var... Volkan bir sağda, bir solda... Ama her hücum teşebbüsünde, hatta rakibin kanat ataklarında mutlaka bir Trabzonspor kanadı kırık kalıyor. Tek kanatlı uçakla uçmaya çalışmak gibi... Şampiyonlar Ligi'nde hem de deplasmanda hem de rakibin bu kadar çabuk ve süratli iki müthiş hücum oyuncusu varken, savunmanın bu kadar önde pozisyon alması ne demektir? Merak ettim hocam, kusura bakma! Galatasaray saçmalamadan kutladı! Galatasaray Spor Kulübü, kuruluşunun 106. yılını geçen hafta içinde kutladı. Yanılmıyorsam tarih 14 Ekim idi... Yani kulübün kuruluş yılındaki rakamların komik şifresine sarılmadan... Yani 19:05 gibi bir saçmalığın peşine takılmadan. Dersler biter mi? Bana söyler mi bir delikanlı, ezeli rakibin kuruluş yılındaki rakamların şifresindeki günde kurulduğunu... Alnını karışlarım vallahi! Az kalsın unutuyordum. Adnan Öztürk, Ali Haşhaş'a bir "Galatasaraylılık dersi" verdi ki, sormayın... Potadaki kupalar! Galatasaray, hem erkeklerde, hem de bayanlarda ezeli rakibini yenerek Cumhurbaşkanlığı kupalarına uzandı. Tabii ki bu sezon kurulan kadroların işidir bu... Hocaların da hakkını teslim etmek gerekir. Demek ki, tebdil-i yönetimde hayır varmış... Hadi canım Lütfi kardeş! Futbol Federasyonu Başkan Vekili, eski milli basketbolcu Lütfi Arıboğan, 3 Temmuzdan bu yana süreci çok iyi ve akılcı yönettiklerini ifade etti. Hadi canım sen de! Bu yönetim biçiminin adı olsa olsa, "nabza göre şerbet yönetimi" olur. Şimdilik Beşiktaş TV... Beşiktaş futbol takımının -halk deyimiyle- adam olma ihtimali pek görünmüyor. Gecelerin eskimiş yıldızları, maçın ve topun sahibi kendisi olduğunu sananlar, maçın 20.dakikasından sonra nefes almada güçlük çekenler, sahada gezinenleri görmeyen, hatalı kurduğu sakat savunma zincirinin farkına varmayanlar falan... Ama şimdilik Beşiktaş'ın bir TV'si var. Çok mu muhteşem programlar var? Hayır! Ama gece 24:00'ten sonra Tuğrul Yenidoğan'ın bir müzik arşivi var ki... Sormayın! Tavsiye ederim. Hele hele 40'ından sonraki Beşiktaş kuşağına... Hani merhem olur diye... Taurasi-Engin Verel; tarihi mesele! Fenerbahçe'yle Galatasaray arasındaki "Transfer kapışmalarının" en hasosu, en tarihe damga vuranı, hiç kuşkusuz, Galatasaraylı Engin Verel'in daha 18 yaşındayken, hem de İtalya'nın Milano kentinde bir ay saklandıktan sonra, İstanbul'a getirilip rahmetli Dr.Semih Bayülken'in evinde 1 Temmuz akşamı Fenerbahçe'ye imza attırılışıdır. İşte 1975 yılındaki bu müthiş bombadan sonra düne kadar hep fasa-fiso gidiş gelişler olmuştur. Yani iki kulüp de bunlardan hiç etkilenmemiştir. Ama ya ABD'li kadın basketbolcu Taurasi'nin şimdilerde Galatasaray formasının içine girmesi? Galatasaray cephesinde 36 yıl sonra alınan rövanş var... Hem de Fenerbahçe'den, güvenilmediği bir süreçte gönderildikten kısa bir süre sonra... Hani tarih dersi olsun diye... Ekrem Koçak'ın anısına ayıp değil mi? Ekrem Koçak'ı tanır mısınız? Kısaca tanıtayım. Türk atletizminin en büyük orta mesafe koşucusu... Fenerbahçe formasıyla yarışan ama şimdi aramızda olmayan bu büyük sporcunun eşi Deniz Hanım, Fenerbahçe Kulübü'ne bir dava açmış. Sebep; müzeye verilip, oradan yok olan büyük şampiyon Koçak'a ait tarihsel madalya, vesaire... Bulamıyorlarmış... Ne önemi var ki? Metris'e sadakat ziyareti yapmak varken... Bünyamin Gezer Bir hakem daha geldi ekranlara... Hem de ne geliş... Mesleğini bile bırakarak... Hadi diyelim ki, Federasyona, MHK'ye bozuktu da, bu yüzden düdüğü astı... Peki, polislik mesleğini bir süre için olsa da bırakmak neyin nesi? Yoksa Emniyet Genel Müdürü'ne, ya da İçişleri Bakanı'na mı da bozuktu? Eh, oda yerine koridor baskınına razı olandan da bu beklenirdi zaten...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.