Sir Alex Ferguson’dan müthiş ders!

A -
A +

Ada futbolunun bir numaralı teknik adamı, menajeri, yani Manchester United firmasının babası, kraliyet tarafından Sir unvanı ile taltif edilen Alex Ferguson geçtiğimiz hafta tüm spor alanlarına asılacak bir cümle kullandı. Mesele, Mourinho’nun Chelsea'den kovulup kovulmayacağı idi... Şöyle dedi Ferguson; "Sanırım Abramovich 10 senede çok şey öğrenmiştir..." Nasıl? Değerli okurlar bunu çevrenize nakledin ve tartışın. Bunu yapın ki, çağdaş spor adamı nasıldır bir kere daha ortaya çıksın...

Ayıp oluyor beyler!

Van Persie'nin Barcelona'ya transfer edileceği palavrasından sonra bu defa da Cardozo'nun aynı yola girdiği yazılıp, söylenmez mi? Ayıp ama! İbrahimovic gibi bir uç adamının bir sezon oynadıktan sonra, “Kusura bakma, bize uyamadın” denilerek kapının gösterildiği günümüz Barcelona'sında bunlar nerede, nasıl oynarlar? İspanyol palavracılarıyla, bizim yerliler duvar pası yapıyorlar...

Juventus’u nasıl yenmiştik ama...

Hatırlarsanız, hem bu sütunlarda, hem de ekranlarda Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ne devam etme şansının sıfır olduğunu, hatta bizim ligde de en iyi beşinci olabileceğini aylar önce yazıp söyledim. Tabii ki bu kadro ile... Eş, dost, okur da "Peki,  Juventus'u nasıl yendik" diye sorgulamaz mı? O kadroda Eboue, Melo, Riera, Drogba vardı... Var mı benzerleri bugün?

Tele hoca!

Sabah’tan Mustafa adlı genç kardeşim Aziz Yıldırım'ı ikici defa dekmanlamış. Yani yukarıdan kulübeye “Tele talimat”... Pereira da maç sonrası bu durumun hatırlatılması üzerine, çocuklarını da işin içine katarak, "Haram yedirmem" anlamında, çeker giderim tavrını sergiledi. Sahne şu: Menajer Hasan Bey kulübede telefonla görüşüyor. Sonra kalkıp teknik direktörün yanına gidip bir şeyler söylüyor ve bunun üzerine de oyuncu değişikliği yapılıyor... Yiyen yer, yemeyen gargara yapar! Pardon unutmadan; Portekizli teknik adam yılda kaç milyon avro alıyor? Başka bir kulüpten yarısını alabilir mi?

Gözünüz de mi kör?

Yayıncı kuruluşun maçlar öncesi vıdı vıdısı gerçekten komik. En son da Fenerbahçe-Başakşehir maçından önce yaşananlar var. Sözüm ona yorumcuya soru soran sunucu, yayından ayrılırken şöyle diyor, "Stat da iyiden iyiye doldu..." Maç arasında alt yazı geliyor, seyirci 25 bin imiş... Yani bizzat sizin ekranınızdan... 55 bin kapasiteli bir statta 25 bin sayısı dolmuş anlamına gelir mi? Benim matematiğim biraz zayıftır da... İllaki yağdanlık mı olacaksınız yani?

Tencerenin dibi...

Hani derler ya, "Tencere dibin kara, seninki benden kara..." Ömer Çatkıç adlı eski bir kalecimiz ekranda kalecileri yerle bir ediyor. Peki, Ömer kardeş; zat-ı alileriniz yüzünden uluslararası bir büyük futbol organizasyonundan elenmedik mi? Hem de taç atışından gol yenilerek... O maçta Hakan Şükür'e yazık olmadı mı? Bitti mi? Hayır! Sizin takım 3-0'dan nasıl da 4-3 kaybetmişti? Kalede kim vardı o akşam?

Şenol Hoca’nın Tolga doğrusu

Derbi öncesi Beşiktaş kalesini Tolga'nın koruyabileceğini hiç mi hiç beklemedim. Çok kişi için sürpriz oldu ama ben ilgilenmedim bile... Çünkü teknik adam eski bir ünlü kaleci idi. Bırakın oynamayı, sahaya çıkmayı, stat hoparlöründen Tolga ismi duyulduğunda bile büyük infial olacağını Şenol Hoca tahmin etmez miydi? Hoca-talebe güzel bir senaryo yazıp uyguladılar bence... Doğrusu da buydu... Kim kazandı? Her şey ortada...

Obra; alemsin vallahi!

Fenerbahçe basketbol takımının ünlü koçu Obradovic, Kızılyıldız maçı öncesi, "Zor oyun, galip gelebilmek için çaba göstereceğiz" demez mi? Şaştım. Çünkü adı geçen rakip bu sezonun bu ligdeki en zayıf ekibi idi. Benim ülkemin üçüncü takımını almamak için türlü dümen çeviren organizasyonun bu takımı nasıl da müsabakalara dahil ettiğine şaşırmıştım. Kim bilir, Obra belki de kendi ülkesine sempatik  görünmek için bu sözleri söylemiş olabilir.  Maç ne mi oldu? Fenerbahçe eğlene güle 19 sayı fark attı.

Rakipler mi?

Şubata çok var... Temsilci kulüplerimiz umarım fazla zayiat vermeden rakiplerinin karşısına çıkarlar. Galatasaray'a takviye de şart. Fenerbahçe, uzun süre resmi maç oynamamış bir rakiple karşılaşacak. Ama gel de Diego'ya bozuk atma... Milli Takım için daha çok zaman var. Umarım stoperler ve son adamlarda fazla zayiat vermeden haziranı buluruz. Kale mi? Dualarımız Babacan ile...

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.