Sol ayaklılar penaltı atamaz mı?

A -
A +

Yahu, hani derler ya, bir yaşıma daha girdim diye... Ne kadar da doğru söylemişler meğerse... Neden mi? Haldun Domaç, Avrupa Futbol Şampiyonası sırasında, "Sol ayaklılar penaltı atamazlar, ya da çok kaçırırlar" demez mi? Tam "Bir yaşıma daha girdim" derken, bu defa da Fatih Terim hoca aynı cevheri ortaya çıkarmaz mı? Sen gel de ikinci yaşına da girme... Yahu bunu da nereden çıkardınız beyler? Size bir değil, bin tane sol ayaklı iyi penaltı atan adam gösteririm. Yakın tarihten mi? Fatih hocam, Arsenal'e ilk penaltıyı Ergün atmadı mı? Hagi kaç tane penaltı kaçırdı? Bakın bakalım henüz bitmemiş olan ve zat-ı âlinizin yorum yaptığı bu şampiyonada sol ayaklılar mı, yoksa sağ ayaklılar mı daha çok penaltı kaçırdı? Off be, off! Şenol Demiröz TRT ekranını galiba İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ambarı zannetti... Hagi ne demek istedi? G.Saray Teknik Direktörü Hagi, geçenlerde yaptığı basın toplantısında, benim geçtiğimiz hafta bu sütunlarda yaptığım bir yorumun altına çaktırmadan imza attı. Hani, Hagi'ye desem ki, "Beni onayla" diye, bu kadarını yapamazdı. Hagi şöyle dedi: "Aldığımız oyuncular hakkında bir yorum yapmam şimdilik yanlış olur. Onları aramızda gördüğüm zaman ancak konuşabilirim. Çünkü ortada şu anda oyuncu yok..." Ben de aynı görüşü geçen hafta burada ortaya koymuştum. Yani, Hagi de, ben de ne Conceiçao'ya, ne de Roque Junior'a inanıyoruz. Nasıl inanalım ki? İnsan, bırakın adamın kendini, imzası bulunan bir belge görse, ona da inanır da... Ama ne belge var, ne de imza... F.Bahçe sokağa para attı mı? F.Bahçe Asbaşkanı Murat Özaydınlı, Beşiktaş, İbrahim Toraman'ı kaptığında "Bizim sokağa atacak paramız yok..." demişti. Ben de Ortega ve Washington'dan dolayı, sokakta dolaşan 20 milyon doları göstermiştim. "O eski işti" diyenler oldu. Peki, Önder Turacı'nın bonservisine verilen 1 milyon 700 bin euro nedir? Kaç dolar eder? İbrahim Toraman'ın bonservisine eşdeğerde mi, değil mi? Hep söylerim, hep yazarım, ağzından çıkanı kulağın duyacak da, daha doğrusu önce beyninden ağzına doğrusu gidecek. Tabii, bizden başka bunları yazan olmadığı için, huzur ve güven içinde paralar sokağa atılmaya devam ediliyor. Sonra da "Basının suçu mu var?" diyorlar.... Olmaz mı? Baş suçlu o... Star'ın müthiş transferi! Star Gazetesi, hani şu TMSF'ye geçen gazete, durmadan, sözüm ona transfer yapıp duruyor. Acaba diyorum, alacak müşteri ararken, Kayserili'nin eşeği boyayıp satmasına mı benzetmek istiyorlar? Onu bilmem ama, yeni transferler muhteşem (!) Desenize gazetedeki gerçek emekçiler yandılar... Çünkü Türkçe'den Türkçe'ye tercüme yapacaklar... Hay yaşşa, Gazanfer Özcan usta! Gazanfer Özcan olmak kolay mı? Tabii ki çok zor... Ama şu Ülker'in reklam metinlerini kim yazıyorsa, o kişi de olmak galiba çok zor. F.Bahçe'yi şampiyon yapan adam Hooijdonk'la Gazanfer ustanın oynadıkları reklam aslında Türk futbolundaki yöneticilerin kafasını, yani gerçek yüzünü tam anlamıyla ortaya koymaktadır. Bana göre aslında bu bir reklam değil, bir kara mizahtır. Hooijdonk'un "Bu hakemlerle kupa bitmez...", "Top bizi sevmedi...", "Önümüzdeki maça bakacağız..." mazeret üretimlerini ben de bir yerlerden hatırlıyorum da, reklamın metnini yazanın hangi kulübün sempatizanı olduğunu doğrusu çok merak ediyorum. Beşiktaş Carew'i alırsa, ne gülerim ama... Beşiktaşlılar çok iyi hatırlayacaklardır... İnönü'de bir 3-3'lük Beşiktaş - Valerenga Avrupa kupası maçı vardır. Hani şu Beşiktaş'ın 3-0'dan 3-3'e yakalandığı maç... İşte o maçta rakibin üç golünü de bu Carew atmıştı... Yani bugün Beşiktaş ileri ucu için adı geçen Valencia'nın Roma'daki kiralık santrforu... O 3-3'lük maçtan sonra Valerengalı yöneticiler, Carew'i her şey dahil 800 bin dolara tapusu ile birlikte vermeyi teklif etmişlerdi. Beşiktaş tarafı da, "Bundan futbolcu olmaz... Golleri bizim zaafımızdan attı" deyip, teklifi geri çevirmişti. Şimdi Carew'e acaba kaç para teklif edildi? Ya da Carew kaça mâlolur? Boşuna dememişler, kaçan balık büyük olur diye... Daum Almanya'ya gider mi? F.Bahçe Asbaşkanı Mahmut Uslu, geçenlerde "Rüştü isterse, kapımız ona açık" demişti. Ayıp yahu! Kuçu kuçu mu çağrıyorsun? Ne demek yani? Rüştü dilenci mi? Rüştü sokakta mı kaldı? Kulüp olarak gerçekten ihtiyacın varsa, oyuncuyu sen çağırırsın... Benim bildiğim transfer yani oyuncu ihtiyacı böyle karşılanır. Ama Mahmut Uslu'nun tavrının sahibinden kaynaklandığını en iyi bilen benim... Çünkü Rüştü, F.Bahçe'den giderken, bir daha geri dönmemek için gitmişti. Yani daha doğrusu gitmesi için her türlü imkân (!) sağlanmıştı. Olabilir... Taraflar profesyoneldir. Ama böyle demeç verilmez. Ayıptır! Tabii anlayana... Bir ibret öyküsü! Önceki günkü bir spor gazetesinde, Vestel için "Bir ibret öyküsü" başlığı ile bir araştırma yapılmıştı. Teknik direktör Mustafa Denizli'nin peşine takılıp Vestel'e giden Hakan Çimen ve Coşkun Birdal'ın ortada kaldıkları haberi yer alıyordu, araştırmada.. Demek ki, biz bir şeyleri hâlâ anlatamamışız... Veya bazıları anlamakta hâlâ güçlük çekiyor... Hıncal Uluç, yorumu sen yap da görelim! Hıncal Uluç'u okumuyorum, okusam daha önce yazardım, başka biri aktardı; yine TRT'de yorum yapan Ömer Üründül'e sallamış... Ve demiş ki, "Beni yine istediler ama ben gitmedim..." Yani isteseymiş, yorumları Hıncal Bey yapacaklarmış. Doğrudur. TRT Genel Müdürü'ne o kadar yağ çektikten sonra, neden olmasın?.. Ama hiç olmuyor. 2002 Dünya Kupası'na da istemişler, yine gitmemiş... İyi ki de gitmedi. Yoksa, ilk turda "eleniyoruz" diye feryat edecek, sonra da dünya üçüncüsü olunca rezil olacaktı. Ama o yine de bir bahane bulup - zaten buldu da - bu başarıyı bile lekeleyecekti, lekeledi de... Yahu usta (!) bir çık, yorumunu yap da, biz de kültürümüzü, bilgimizi genişletelim... Bizi böyle öksüz bırakma!.. Senin engin futbol bilginden bir maç sırasında yararlanamazsak, biteceğiz yahu... Sen ki, NTV'de önceki akşamki yazlık programında Avrupa Şampiyonası'na üçüncülük maçı bile oynattın. Yani UEFA'ya maç bile ihdas ettin. Ah Mazhar Osman ah, dünyaya çok erken gelmişsin! Havuzu mavuzu kaldırın gitsin! Bence 3813 sayılı yasa iptâl edilmeli! Yani ortadan kaldırılmalı... Kaldırılmalı ki, televizyonlardan sadece F.Bahçe ağırlıklı, G.Saray, Beşiktaş ve de az bir şey Trabzonspor'un maçları yayınlansın... Her televizyon, daha doğrusu babalar, maç maç bastırsınlar parayı "dörtler"in maçlarına... Diğerleri mi? Hani şu genel kurula tedbir koydurtan G.Birliği kafası falan yanlıları da, havalarını alıp, o havayla birer birer alt lige insinler... Yapılsın vallahi! Yapılsın ki, tekdirle uslanmayının hakkı kötektir misali derslerini alıp, köşelerine çekilsinler... Biz bu filmler oynarken, bu ligden ne takımların düştüğünü biliriz. Ama ne yazık ki, hepsi de kazaya uğramış olmalarına rağmen hâlâ ders almamışlar... Bazıları çıkmış, "Haluk Ulusoy kim ki?" diyor... Ee, siz kimsiniz? Çıkın çıkın, yarın bırakın futbolcularınıza aylık ödemeyi, su, elektrik, telefon parasında dara düşerseniz, peşinden gittiğiniz bugün medya çığırtkanlığı yapan mâlûm kişi ve kişilerden borç istersiniz... Tabii alabilirseniz... Gökdeniz tam adammış be! Trabzonsporlu Gökdeniz'in kulübüyle sözleşme yenilemesi, yani Atatürk'ün "ahlâklı" tanımına tam uyuşuna alkış tutmuştum. Bu ülkede hâlâ forma sevgisi, kent tutkusu yaşayan futbolcular olduğunu öğrenmek ne kadar da büyük mutluluk demiştim. Sonra bir de baktım, Gökdeniz, sadece böyle bir sözleşme yenilemekle adam olduğunu anlatmakla kalmamış. Bu altın çocuk, gazetelerden okuduğuma göre, 4 çocuk okutuyormuş. Geçenlerde de ekonomik durumu son derece kısıtlı olan bir çifti evlendirmiş. Bize ne mutlu ki, böyle bir sporcuya sahibiz. Tabii Karadeniz ailesi de böyle bir çocuğa sahip olmakla ne kadar övünse azdır. Totti'den ders çıkar mı? İtalyan Milli Takımı'nın gözbebeği oyuncusu Totti, hakem ve gözlemciden kaçırdığı tükürüğü, 3 maç ceza alarak ödedi. Şimdi soruyorum; acaba bizim ligde, hem de büyük takımlardan birinin büyük oyuncularından biri bunu yapsaydı, ne ceza alırdı? Yabancı sayısı artsın mı, Cemal Bey? A.Gücü Kulübü'nün ve Kulüpler Birliği'nin başkanı Cemal Aydın, bir ara, AB üyesi ülkelerinin futbolcularının yabancı statüsünden çıkmasını istemişti. Ben de isyan etmiştim. Cemal Bey; İspanya'nın hali ortada... İtalya kan kusuyor... Türk Milli Takımı da öyle mi olsun? O halde, Ulusoy federasyonunun belirlediği kontenjana şükredelim... Vallahi ben olsam en fazla 4 derdim. Ulusoy yine de cömert davrandı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.