Spor basınını belki Hakan'lar kurtarır

A -
A +

Sevgili dostum, 15 yıla yakın bir süre meslekte kader birliği yaptığım, spor basınının yaşayan mükemmel kalemlerinden biri, TSYD'nin eski başkanı Attila Gökçe Çarşamba günkü Milliyet'te Hakan Şükür'e acı biberli bir yazı sallamış. Hakan'ın Dünya Kupası sırasında 3-5 gazetecinin tutarsız eleştirilerine öfkelenip tepki örgütlenmesi yaptığını dile getirmiş sevgili Attila. Zaten, "Tepki örgütlenmesi" yakıştırmasını bulmak da ancak Attila gibi esaslı yazarın işidir. Neyse... Attila diyor ki, "Hakan kendi başına pas geçtiği yetmiyormuş gibi bir de arkadaşlarını tepki göstermeleri konusunda örgütlemiş. Kulağında telefonu yanımızdan geçerken yüzümüze hiç bakmadı. Ardındaki arkadaşları da aynı eylemi yaptılar. Hakan iki çocuk babası ama hâlâ yaramaz bir gencin tavırlarını sergiliyor. Umarız o da bir gün baba olmayla özdeşleşecek bir olgunluğa ulaşır." Şimdi sıra bende sevgili Attila... Sen fazlasıyla alıngan bir kardeşimsin. Bunu benden daha iyi bir de Güven Taner bilir. Şu andan itibaren yazacaklarımı sakın şahsına alma... Bu tamamen genellemedir. Hakan Şükür Türk Milli Takımı'nın kaptanıdır. Haluk Ulusoy, Şenol Güneş ne kadar sorumluluk taşıyorsa, Hakan belki de onlardan daha fazlasını taşımaktadır. Bu ülkenin sözüm ona spor yazarlarının çok ama çok büyük bir bölümü Hakan Şükür gibi futbolumuza bence en büyük, "Gol ve kazanma hizmeti" vermiş oyuncusuna sevgili Attila, senin de çok değer verdiğin meslek eleştiri etiğinin ötesinde insafsızca, hatta adice saldırmıştır. İşte aslında senin de övmen gereken Milli Takım'daki sağlam dayanışma bu artık sınır tanımayan saldırıların eseridir ki dünya üçüncülüğünün temelindeki harçtır. Sevgili Attila, uzun süre üstlendiğin ve zor koşullarda yürüttüğün TSYD Başkanlığı'nda başarısız olduğun söylenemez. Bir tek Ali Şen vakası hariç. Neyse... Ama benim derneğim giderek yerlerde sürünmeye başlayan, daha doğru bir deyişle süründürülen mesleğini kurtarma adına kılını bile kıpırdatamamaktadır. Arkada kalışın başlıca nedeni de yönetimdeki dostların ceplerinden müesseselere bağlı oluşlarıdır. Şimdi aynı markaja Onur Belge kardeşim de girmiştir. Artık televoleci olmuş gece muhabbetçisi üyelerini, TSYD'nin içinden söküp kapıya koyabilecek, şayet 25 yıllarını doldurmamışlarsa, babayiğit var mı? Var ama... Acaba diyorum Hakan Şükür gibi 3-5 tane daha futbolcu veya sporcu çıksa, bu örgütlü tepkiyi sık sık gündeme getirse spor basını aklını başına alır mı? Daha doğru bir deyişle adam gibi spor yazarı kullanamaz ve bu tiplerce yönlendirilecek gençleri ortaya çıkaramaz mıyız? Yalan ve düzmece haber ustalarını, aile içine kadar saldıranları yok edecek bir başlangıcın habercisi Hakan Şükür olamaz mı? Ben Hakan Şükür'ün "Örgütlü tepkisinden" hiç ama hiç alınmadım. Kendime en küçük bir pay bile çıkarmadım. Tam tersine diyorum ki ve de tekrar ediyorum ki, Hakan Şükür'ler artarsa belki de başta teknik adamlar, kulüp yöneticileri, futbolcular olmak üzere futbol meraklısının da büyük bölümünü içene alan "Spor basınından nefret edenler" ordusunu kırabiliriz. Haaa ne dersin sevgili Attila?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.