Biri, 33. haftaki bir lig maçından sonra "Teknik adamın saha içi müdahalesi çok önemli değildir" demişti... Tabii bilgisi kıt, deneyimi olmayan bir teknik adam için çok doğru sözler bunlar... Peki, kim bu teknik adam? Zico'dan başkası değil... Karşısında kim vardı? Galatasaray'da idman programlarını hazırlayan, saçına futbol hocalığından aklar düşmüş Cevat Hoca diye biri... Zico hayranı, daha doğrusu Fenerbahçe yağcıları da, amigo yazarlar, reyting ve tiraj sığıntıları da aradaki farkı bu maçta gördüler... 20 Şubat'tan sonra Roberto Carlos'un yerine oynarken Jesus Naval ve Joe Cole gibi yıldızları söndüren Vederson yedekti... Denizli maçının yıldızı Selçuk kulübede, yerine halı saha oyuncusu Maldonado vardı... Sakat kalecisi ile Kızılderili gibi bir buçuk saat işaretleşen hoca ile kenara gelip, ciddi uyarılarda bulunan kır saçlı yerli malının marifetlerini göz önünde tutarsak, sizce büyük takımın başında bulunmak hangisinin hakkıdır? >> Kendi kendilerini ele verdiler! Fenerbahçe'nin Yüksek Divan Kurulu'nda, denetleme kurulunun verdiği raporda çok ilgi çekici bir kısım vardı. Efendim; bu yıl, stattan sağlanan toplam gelir 8.958 milyon YTL imiş... Yani aşağı yukarı 6.5 ila 7 milyon dolar arası... Eeee hani 20 milyon doların üstündeydi... Bakın bakalım gazete arşivlerine, televizyon bantlarına hangi rakamlarla karşılaşacaksınız... Daha neler neler çıkacak... Bekleyin... >> Spor basınına dikiz! Geçtiğimiz cuma günü gazetelerde şöyle bir manşet vardı: "Beşiktaş, ünlü stoperi izlemeye aldı..." Kimdi bu ünlü stoper? Brezilya Milli Takımı'nın ve Bayern Münih'in değişmez tandem oyuncusu Lucio... Ama Beşiktaş'ın gözüne girmek o kadar kolay mı? Bak, adamı izlemeye bile alıverirler vallahi... Sonra diyorlar ki, Türkiye'de tiyatro gereken ilgiyi göremiyor... Ne alakası var? Spor basınını izleyip, yazın senaryoyu, bakın bakalım kapalı gişe oynuyor musunuz, oynamıyor musunuz? >> Hıncal Abi kan kaybediyorsun! Hıncal Uluç Ağabey, geçen hafta da, maçların ligin bitimine doğru aynı güne alınmasını, takımlara güvensizlik olarak yorumladı. Yapma ağabey! Dünya Kupaları'nda, Avrupa Futbol Şampiyonaları'nda bile bu sistem uygulanıyor... Avrupa'nın bütün ülkelerinde de durum aynıdır... Bak bakalım, önündeki Avrupa Futbol Şampiyonası'nın son grup maçları nasıl oynanacak? Eeee, 1978'de 6-0'lık bir Arjantin-Peru maçı vardı hatırlar mısın? Hah işte ondan sonra bu düzene geçildi... Bakalım, kimse yazmadı, söylemedi diye merak öğesi üzerinden bunu da mı atlayacaksın? >> Cüneyt Çakır nereye gidiyor! Hani şu Fenerbahçe'nin "İstemezük" diye isyan ettiği hakemimiz Cüneyt Çakır var ya... Hah işte o, 6-8 Mayıs tarihleri arasında UEFA Yetenekli Hakem Seminerine katılacak... Yine Fenerbahçe ile mahkemelik olan Selçuk Dereli ise yeni yeni Avrupa Kupası maçları bekliyor... Hem de Ahmet Çakar'ın hakem komisyonundaki kankalarına rağmen... Ne ülke be! Yorumcusu tuluat peşinde, en büyük kulübü diye geçinen en büyük kokartlı hakem... >> Değer ve Bilge! Gazanfer Bilge'nin son yıllardaki takma adı neydi, bilir misiniz? "Baba Cartright..." Nereden mi çıktı? Bir Amerikan dizisindeki baba rolünü oynayan kişiye tip olarak benzemesi ve kafasına taktığı şapkadan... Değer, Turgay Şeren, Arjantin'den teklif aldığında, voleybol filesi önünden Galatasaray takımının kalesine geçmek üzereydi. Antrenmanlara bile başlatılmıştı. Yani mesele ciddi boyut kazanmıştı. Ama Turgay Şeren'in işi yatınca, Değer de voleyboluna dönmüştü. İki değerli, ünlü, yerleri doldurulamayacak sporcu dostlarımı böyle anayım dedim... >> Orhan Kaya Tok ne yazdı? Derbinin saha içinden sorumlu temsilcisi değerli dostum Orhan Kaya Tok idi... Orhan, terörle göğüs göğse çarpışan ilk emniyet mensuplarındandır... Bıçakcı döneminde, Fenerbahçeli Semih'in yedek kulübesinden hakeme üç defa küfür ettiğini rapor etmiş, Disiplin Kurulu da üç maç ceza vermişti. Ama ne var ki, Tahkim, "Rapor inandırıcı değil" diye cezayı sıfırlamıştı... Kimdi o federasyonun ikinci başkanı? Konya'ya giderken santrforsuz kalan Fenerbahçe böylece Semih'i oynatma şansını elde etmişti. Semih o maçta ne yapmıştı? Bana ne, araştırın, öğrenin... >> Yıldırım'a şok ceza! Yaşasın spor medyası! Aziz Bey'e 21 gün hak mahrumiyeti ve 20 bin YTL cezanın açıklandığının ertesi günü Türk Spor Basını'ndaki başlıklar şöyleydi; "Yıldırım'a şok ceza..." Doğru söze ne denir? Hakem odasına yönelip, "Utanmaz herifler" denince, ceza mı alınırmış... Daha doğrusu bunu yapan Aziz Bey'se ceza mı verilirmiş... Gerçekten de şok yani... Neyse ki 11 Altın Adam Yarışması'nda aldığı ödülü alındı elinden en azından...