Sürpriz mi?

A -
A +

Senegal, Fransa'yı, bir Dünya Kupası oyununda yenerse sürpriz olur mu? Bence asla... Zaten önceki gün bizim müdür Sadık'la konuşurken, "Bu maç bana göre bütün Dünya Kupaları'nın en ilginç maçı olacak. Yani Fransa, Fransa'ya karşı... Bu yüzden yazı yazmak isterim" demiştim. Gerçekten de Fransa, Fransa'ya karşı idi. Sistem olarak öyle, oyun felsefesi olarak öyle... Ama bir tek farklılık vardı, o da Senegal'in, karşısında çok usta ayaklar oluşu sebebiyle oyunu kendi yarı sahasında kabul edişi idi. Böylece Trezeguet, Henry, Wiltord, Petit, Vieira gibi oyuncular Senegal kalesinin yakınlarında hiç düşünecek, alternatif üretecek zamanı bulmayacaklardı. Şayet dörtlü Fransa savunması böyle bir oyunun rüzgârına kapılırsa -ki, kapılacaktı-, o zaman da Desally ve Leboeuf arasına bir sprinter sokup pozisyon bulunabilir miydi? Öyle de oldu... Ama göbekten değil, kanattan bir inişin sonunda Senegal'in golü geldi. Fransa'nın bu maçta özellikle Thuram-Wiltord kanadında kendi kendini tıkayışına şaştım kaldım. Nitekim, Wiltord ortaya kaydığı ikinci yarının baş bölümlerinde Senegal savunmasının balansı bozulduğu gibi, orta alanın verdiği destek sebebiyle hem Petit, hem de Vieira hücuma dönük aksiyon alanları bulabildiler. Tabii ki Fransa gibi bir takımda bir oyuncunun eksikliği mazeret sayılamazdı ama, bu oyuncu Zidane ise bal gibi de eksikliği hissedilirdi. Djorkaeff, Zidane rolüne soyundurulmuştu ama, ne var ki, bu büyük oyuncunun işlevlerini göremedi. Ne ön liberolar Petit ve Vieira'nın kafalarını kaldırmalarında kendini gösterebildi ki, bu çok önemliydi, çünkü Trezeguet ve Henry'nin arkasında alacağı bu toplar, Senegal'in ön liberolarını oyundan düşüreceği gibi, tandemi de zor duruma sokacaktı. Ama Djorkaeff bunu sadece biri kere yapabildi. Oyundan alınıp, yerine girmesi gereken oyuncu da ne yazık ki, çoktan sakata çıkmıştı. O da Pires idi. İşte bu çok önemli Zidane ve alternatifi Pires'in olmayışı Fransa'nın sisteminin doğuşundaki isteklerine cevap getirmedi. Ama Makalele oyun alınıp, Vieira daha ileri sürülebilirdi. Hocanın tercihi böyle olmadı. Şunu da hemen belirtmekte fayda var, Henry ve Trezeguet'nin Zidane olmasa da, kendilerini rakiplerini bu kadar teslim etmeleri beklenecek bir gaf değildi. Sonuçta, Fransa'nın bütün sırlarını bilen Senegal ki, bütün oyuncular o sistemin içinde o ligin göbeğinde oynuyorlardı, bana göre çok fazla sürpriz sayılmaması gereken şekilde maçı kaptı. Bu arada maçı anlatan TRT sprikeri arkadaşa Ömer Üründül'ün, "Yahu sen kaleciden hiç anlamıyorsun. Sistem böyle bir kaleci istiyor" diye çıkışmasını beklerdim. Çünkü o kaleci bırakın çerçeveye gelen topları, savunmasının arkasına düşmüş beş önemli pozisyonu kaptı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.