F.Bahçe’nin az da olsa şampiyonluk yarışındaki iddiasını sürdürebilmesi için Trabzonspor’u mutlaka yenmesi gerekiyordu. Kadrolar açıklandığında şöyle bir yerleşim yapayım dedim; baktım ki Trabzonspor yine çok alt seviyeden bir teknik direktör bulmuştu! Garip bir saha dizilişi, bunun yanı sıra da Trezeguet gibi bir oyuncunun kulübede kalışı F.Bahçe’ye kolay bir maç sunacağının bence ilk işaretleriydi. Jesus’un takımı o kadar kolay pas yaptı ki, şayet bu kolay pas tezgâhının ucunda hakiki Valencia olsa bu maç tarihî farka bile gidebilirdi. Çünkü karşı tarafta Visca’nın bile savunma ağırlıklı oynayışı, garip dizilişi bu tarihî farka davetiye çıkarmıştı.
F.Bahçe Arda ve Ferdi’nin adam geçme dinamizm özellikleriyle ne kadar eksiği varsa hepsini rahatlıkla tamamlayabiliyor ama öndeki zafiyeti sebebiyle bunlar tabelaya yansıyamıyordu. Arda’nın akıl dolu pasları, herkese keyif verdi. Tabii ki kaleciler İrfan Can ile Uğurcan bana göre dört gollü bu maça rağmen yine de parlayan oyunculardı.
Şimdi G.Saray’dan sonra F.Bahçe de kazandı ve gözlerimizi önünüzdeki cumartesi oynanacak maçlara çevirdiler.
Trabzonspor mu? Bence bir an önce bu teknik direktörü değiştirme yoluna gitmelidir. Ha bir de bu hoca sekiz transfer istemiş. Vah ki vah! F.Bahçe’nin ise önümüzdeki günlerde bu takımla ilgili yapacağı planlamayı çok merak ediyorum. Şunu da yazmakta yarar var; F.Bahçe her topa mutlaka hamle yapabilen, sahayı genelde daraltabilen, rakibin çıkışlarına elinden geldiğince mani olmaya çalışan bir yapıyı da tezgâhladı.
MAÇIN ADAMI: Arda Güler