Teknik, taktik değil psikoloji

A -
A +

Şayet son dünya üçüncüsü kendi sahasında Liechteinstein gibi bir ülkeciğin milli takımıyla oynuyor ise bunun teknik yorumunu yapmak biraz değil, çok fazla bir fantazi olur. Ama biz bazı ilgi çekici oluşumları dile getirmeliyiz. Örneğin en çarpıcı olanı Milli Takımımız'ın karşısında böyle bir av bulunca üç forvetle oynamasıdır. Türk futbolunun genel yapısı içinde olduğu kadar bugünkü kıymetli jenerasyonun da üç forvetli bir oyun kurup bunu yüksek randımana taşıması asla mümkün değildir. Bence Şenol hoca bu oluşumla bir fantazi aramıştır. Üstüne üstelik Liechteinstein'a 40 gol atsak yarın averaj hesabı sözkonusu olduğunda karavana mermiler değeri taşıyacaktır. İşte burada birazcık teknik bir eleştiri yapmak ihtiyacı duydum. Plağın arkasını çevirip Şenol hocanın neden 3 forvetle oynadığını incelersek de hem Nihat'ı, hem Arif'i, hem de İlhan'ı kullanma stratejisinden böyle bir uygulamanın çıktığını görebiliriz. Futbol dünyası insan insana kavuşur misali artık ufalmaya başlamıştır. Yani takımlar arasındaki oyuncu kalitesi belki değil ama oyun anlayışında ciddi yakınlaşmalar gözlenmektedir. Dün 3-5 metrekarelik Liechteinstein'da bile bunu gözledik. Ne tuhaftır ki; zayıf takımlar savunma organizasyonlarında başarılı olup direnirlerken rakip sahadaki oluşumlarda büyük zaafiyet gösterirler. Liechteinstein'da ise bu tam tersine çalışıyor. Savunmada alabildiğine dağınık, organizasyondan yoksun ama topu kazandığında kontratağa çıkmada gerçekten de ciddi biçimde yürek hoplatıcı. Nitekim kalemize 4-5 heyecanlı dakika yaşattılar. Bu oyunla ilgili çarpıcı bir notum da oyunun daha ilk 5 dakikası içinde bizim Bülent'le Alpay'ın karşılarında böyle keklik bir rakip bulmalarına rağmen anlaşılmaz biçimde gerilerek sarı kart görmeye çanak tutmalarıdır. Şenol hoca Yıldıray'ı ve Hasan Şaş'ı kenarda tutarak diğer elemanlarla, özellikle de Makedonya'da ilk devre sonunda dışarı aldığı Tugay, ilk başta yedek oturttuğu Ümit Davala'yla ilk 11 kurup böyle bir rakip karşısında teknik değil, psikolojik aşı yaparak bendeki güvenini katlamıştır. Hele hele kendi takımından önce Ümit Davala'ya ilk 11'de forma vermesi teknik direktörlüğün sadece 11 kurup taktik vermekle sınırlı olmadığını gösterişidir. Sonuçta Milli Takım bana göre oyunun çok büyük bir bölümünde ciddiyete sıkı sıkı sarılarak kolay bir galibiyete taşınmıştır. Bir de oyuncuların büyük bir bölümünü kullanma stratejisi olmayıp bu takımın kapasitesine uygun sistemin gerekleriyle oynasaydık skor tabelasındaki görevli arkadaşı daha fazla yorardık sanırım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.