Terim’de hafıza kaybı!

A -
A +

Fatih Terim hoca, yani Türkiye Futbol Direktörü 2 ve 3. Lig kulüplerinin yöneticileriyle geçtiğimiz hafta bir toplantı yaptı. Orada dedi ki, “83 kulübümüzde altyapı çalışması yok. 2 ve 3. liglerden Süper Lig’e oyuncu taşınması bekliyoruz...” Yapma be hocam! Her gün oyuncu taşınsa, tırlarla, 14 yabancıya izin varken hangisi oralarda oynar ki? Yani söylediklerinizle, yaptıklarınız çelişip durmuyor mu? TFF mi? Locasını almış bile, seyredip duruyor...

Vallahi bravo Riekerink Bey!
Efendim, izin verirseniz, bu satırların yazarı, neredeyse iki seneden fazla bir süredir Sneijder gibi bir ustanın neden ağırlıklı olarak sol çizgiye yakın oynatıldığını anlayamadığını ve bunun hem oyuncuyu, hem takımı harcamak olduğunu, hatta rakibe de kolaylık sağladığını yazıp söylemiştir. Şimdi de Bey, maçtan sonra diyor ki, “Sneijder’i bu defa son adam (Podolski) arkası oynattık ve etkili olduk.” Vallahi benden iki buçuk yıl sonra... Bir de o kadar şanslı idi ki bu Bey, Carole cezalıydı da yerine oynayan Linnes, Deniz’i kilitledi... Sanırım Bey öğrenecek ama, atı alan Üsküdar’ı geçer mi onu bilemem...


Bir Emre daha çıkmayacak mı?
Sahalarımızın hakem, rakip ve hatta seyirci ile kapışmakta bir numara olan futbolcusu Emre Belözoğlu aynı zamanda, benim ölçülerime göre, bizim futbolun Batı standartlarındaki bir numarasıdır. Beşiktaşlı Caner’le birlikte... Zaten adamı uzun yıllar İtalya ve İngiltere liginde oynatırlar mıydı? Biraz da Mehmet  Topal ve Selçuk İnan... Beşiktaş maçında o arka adalelerindeki illeti bir daha yakaladı onu ve o çıktıktan sonra Başakşehirspor sanki altı kişi kalıp oyun bitti.  Yazık! Biz bitmekte olanın yerine hâlâ bir yenisini bulup sunamıyoruz. Acaba o genç Cengiz o yola sürülür mü? Avcı bilir...

Avrupa biletinde durum!
Bence Fenerbahçe gruptan çıktı bile... Manchester’i Kadıköy’de yendiği günün ertesinde bunu yazmıştım... Osmanlıspor, İsviçre ikinci liginden bir rakibi Ankara’da yenerse o da bileti alacak. Konyaspor beklendiği gibi gitti. Beşiktaş mı? Şampiyonlar Ligi’nde son maça kadar namağlup gel, sonra elen... Allah korusun! Ben şimdi bir şeyi hatırlatmak isterim. Galatasaray, bir Avusturya takımı ile oynarken, o zamanlar İskoçya’da oynayan Tugay’ın takımının aldığı sonuç belli olunca, maç Ali Sami Yen’de orta alanda “haklı ve tatlı şike paslarıyla” oynanıp iki takımı da bir üst tura yükseltmişti. Bu nedenle Dinamo Kiev’i yenmek şart gibidir sanki... Haaa farklı giden bir Benfica üstünlüğü varsa, o zaman Beşiktaş da maçı berabere bitirebilir... Yani kulağımız dışarıda, gözümüz sahada olmalıdır. Hatta Kievlileri okşamak da işe yarar...

Harikasınız kızlar!
Geçtiğimiz cumartesi beni ekrana bir Kadın Voleybol lig maçı kilitledi. Ev sahibi Eczacıbaşı, konuk ise Vakıfbank idi. Yani bu sporun kadın platformunda ülkemin bütün dünyaya meydan okuyan iki takımı... Vay be ne maçtı? Eczacıbaşı 2-0 öne geçti sonra Vakıfbank maçı ele aldı. Hele hele üçüncü sette ev sahibi 20-10 önde iken konuk geldi onu geçip seti kaptı. Son seti de Vakıfbank kazandı. Sporda gerçek  mücadele budur işte... Bu arada bir takıntım var. Bu Vakıfbank kaçıncı defadır böyle büyük maçlarda rakiplerine avans verircesine 2-0 geriye düşüp maçları kazanıyor. Guidetti’nin sihri mi, yoksa Gözde, Naz ve diğerlerinin ustalığı mı? Vallahi bilmem ki!


Sadece Sow mu?
Tabii ki Rize’deki oyundan sonra Sow attığı gollerle manşet adam oldu. Bir de bunun takımı yenilgiden çıkartılış gerçeği var... Yani iki kere önemli... Tabii ki iki takım arasında neredeyse yarı yarıyadan fazla kalite farkı vardı. Sadece futbolcularda mı? Hayır! Kenarda da öyleydi. Ve Fenerbahçe bana öyle geliyor ki, öyle veya böyle, tek maç eksikli devreyi lider bile kapatabilir. Tabii ki eldeki malzemeyi iyi ve kırmadan kullanma kaydı şartıyla... Nasıl mı? Zorya maçını kazandıran golü atan Stoch dururken hafif arızası olan Volkan Şen, bitmiş maça on dakika oyuna sokulmazsa...

ABD toplamaları!
Bizim basketbol ligini de takip ediyoruz tabii ki... Ne de olsa Avrupa liglerinde iyi işler yapanlarımız var. Ama yabancıda 5+1 kuralı çıktıktan sonra, New York sokaklarında ne kadar gezip tozan siyahi gariban varsa hepsini ithal etmişiz. Kimse alınmasın, kızmasın ama Demir İnşaat, Best Balıkesir falan gibi bizim ligin yenileri bunlarla dolu... Tıpkı futbolu nasıl Afrikalı tamtamlara 14 kuralı ile teslim ettiysek, aynı derdi basketbolda yaşıyoruz. Allah milli takımı korusun! Tabii ki yabancı kontenjanı 1 de olsa artan voleybolu!

Şenol Hoca’nın yeni işi!
Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, son bir-iki maçtır, sadece bana göre değil, neredeyse tüm yazar çizerlere göre sahaya yanlış  on birlerle çıkıyor. Ama sonra yanlışını görüp ki bu da önemli bir özelliktir, değişiklikleri yaparak takımı rayına oturtuyor... Ama işin bir de matematik yönü var. Beşiktaş bu arada puanlar kaybediyor... Daha doğrusu kaybetmek üzere olduklarının sadece bir bölümünü geri alabiliyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.