Olacak şey mi? Trabzonspor-Eskişehirspor maçının hakemleri, müsabakadan bir gün önce Trabzon şehrine geliyorlar. Ve havalimanında, sayıları ne olursa olsun, taraftarlarca protestolarla karşılanıyorlar. "Akıllı ol Fırat..." atılan sloganların arasında... Böyle bir gelişmeden sonra maçın o stadta oynanması mümkün mü? Avrupa'da olsa ne olurdu? Federasyon maçı önce erteler ve başka bir şehre alarak hakemi de değiştirirdi. Ya UEFA veya FIFA ne yapardı? Bir düşünün, İsviçre-Türkiye maçını... Ve sonuçlarını... İsviçre Milli Takımı Yeşilköy'de malum kişilerin talimatı ile o biçim karşılandı diye başımıza neler gelmişti. >> Mehmet Topuz vak'ası! Bir olmayacak iş daha! Bizim medyaspor.com internet sitesinin canavarları Oğuz, Mert ve Eray geçtiğimiz pazar günü öğle saatlerinde, hiç üşenmeden, oturup ne yaptılar biliyor musunuz? Fotomaç'ta kaç yılda, hangi başlıklar altında, kaç "Mehmet Topuz transfer haberi" çıktı onu araştırdılar. Tam 50 başlık altında, taaa 2004'ten bu yana Topuz, başta Fenerbahçe olmak üzere, Galatasaray ve Beşiktaş'a transfer olmuş... Pardon; arada bir Trabzonspor da var... Yaşasın, hayal satan spor basını da böyle olur zaten!.. Tam Ertuğrul Bey'e uygun... >> Aziz Bey mi, Paşa mı haklı? Olmayacak iş biter mi, bizim spor dünyamızda? Bitmez. Sayın Aziz Yıldırım, daha dün, "Türkiye'de hocalar alt yapıda yeterli değiller. Dolayısıyla yerli oyuncu çıkmıyor. Zaten başarı için yabancı oyuncu gerekiyor..." demedi mi? Kendi sesi ve görüntüsünden... Eeee bugün Fenerbahçe'de neler oluyor? Ankaragücü'nden, temelli yeni bir yedek konumu için Gökhan alınmışmış... Bizim ligin üç beş yerlisinin isimleri daha geçiyor transfer listesinde... Şayet köklü denilebilecek bu değişim gerçekse, o zaman Aziz Bey'e sormazlar mı, Atilla Kıyat Paşa mı haklı, yoksa siz mi? Bu ne demek mi? Eh, Atilla Kıyat'ın, yetmiş milyon önünde Aziz Bey için kullandığı o kelimeyi unutmadık ki... Hangi kelime mi? Hatırlayamazsanız, gelecek hafta yazarım... >> Skibbe ateşle oynuyor ama! Tamam, Galatasaray, son haftalarda attıkça attı... Ama acaba bu işi becerirken, mesela on kişilik Beşiktaş'a üç net pozisyon sunarken, kaydırmalı geri dörtlüsünün, takımı istemeden ne hale getirdiğini görebiliyor mu? Arda'ya kulak verilse yeter! Ben şimdiden yazayım da; Galatasaray Teknik Direktörü ateşle oynuyor... Hele hele ufukta Bordeaux maçı varken... >> Beşiktaşlı beyler, destur! Olmayacak işler haftası sanki... Derbi bitiyor, bir de bakıyorsunuz ki, sahanın ortasında dört-beş adet Beşiktaşlı yönetici hakemlerin etrafını çevirmişler, basıyorlar fırçayı... Hiç böyle bir tablo gördünüz mü, futbol sahalarında? Bu tablo Batı'da olsa ne olur? Hemen söyleyeyim; Yöneticilere ve kulüplerine hayatlarında duymadıkları cezalar verilir. Ya bizde? Eh, Sadri Şener disipline verildi ya... Yetmez mi yani? >> Hakemlerle acı gerçek! Evet, gerçekten acı... Hakemlerle ilgili yazı yazmak, konuşmak istemeyen ben bile mecbur kaldım. Kuddusi kardeşimiz, bir düdük için beş metrede üç değişik karar verirken hiç mi rahatsızlık duymadı? Hadi o duymadı, gözlemci Hasan Ceylan dostum nasıl olur da 7,8 verir? Aydınus, Cale'ye faulü çaldığına göre sarı kartını neden unuttu? Çakır gibi UEFA Topp Class'a aday hakem, Delgado'nun ne demek istediğini nasıl anlamadı? Ama desenize, öyle MHK'ye, böyle hakemler! Fenerbahçe-Trabzonspor maçının hakemi mi? Biliyorum ama söylemem... Ha ha ha... Tam trajikomik!