Trabzonspor ne hâlde be!
Başkan değişti. Teknik direktör kaçtı... Yeni başkan ve eski teknik adamın yardımcısı başrole çıktılar. Ama o da ne? Kendi seyircisi önünde Trabzonspor, Kayserispor’dan dört yedi... Anlaşılan o ki artık eski Trabzonspor seyircisi de yok... “Üç Büyükler” saltanatına sor vermiş bir firma bu hâle gelmemeliydi. Bence önce bunun sebepleri araştırılıp bulunmalı... Tam noktayı koyarken bu defa Ankaragücü ayıp etti bu ünlü firmaya... Orhan Ak da gitti. Şimdi mi? Yazık yazık!
İcardi nerede idi?
Bizim spor medyamızın, hele hele yayıncı kuruluşun şişirdiği şu ünlü santrfor var ya... Hah işte o son Adana Demirspor maçında sahaya ilk on birde çıkmış mıydı? Ben dikkatle izledim maçı ve göremedim bu muhteşem oyuncuyu... Ne zamanki Okan Hoca aklını başına aldı ve oyuncu değişikliğine gitti, işte o zaman baktım bu ünlü (!) golcü sahada imiş...
Yaşasın Jesus!
Bu son maçta cezalı idi ünlü (!) teknik direktör... Sanırım tribünde bir yerlerde oturmuştu... Oradan sahadaki yardımcısına talimatlar gönderiyordu herhâlde... Nereden mi anladım ya da tahmin edebiliyorum... Sahaya çıkan takıma, başlangıç sistemine, yapılan değişikliklere bakarsanız anlarsınız. Eee spor medyasının ünlü yorumcuları ne oldu sizin büyük hocaya? Şimdi tutmuşsunuz şöyle yapıyor, böyle yapıyor diye sallıyorsunuz... Önemli olan bunun ismi ortaya çıktığında benim gibi sormanızdı. Neyi mi? Bu büyük (!) üstat neden acaba İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya ve Fransa gibi futbolun gerçek ülkelerinden teklif almamıştı da, buraya düşmüş idi? Elimde Portekiz’in ünlü kulübü Benfica’lıların zamanında yazdıkları var ki, sormayın... Gelecek hafta inşallah köşeme aktaracağım.
Beşiktaş’ın sahası Kadıköy!
Beşiktaş en değerli, en dikkat çekici ve ligin tepesini olumsuz etkileyen galibiyetlerini nedense hep Kadıköy’deki Saraçoğlu Stadı’nda kazanıyor. Hele bu sefer maça on kişi kaldıktan sonraki diziliş ve anlayış olarak başlayabilseydi neler neler olmazdı... Redmond neler yaptı neler... Şimdi bir soru; Acaba bu oyuncu bugüne kadar neden bu performansı gösteremedi? Eh koca bir arazi önünde bomboş olursa...
Ali Koç istifa mı, ayıp değil mi?
Fenerbahçe taraftarı bu defa bayağı ciddi bir kalabalıkla başkan Ali Koç’u istifaya çağırdı. Baktık tribünde de Uğur Dündar zatı muhteremle yan yana... Eee, Uğur Dündar muhtereme de neden yok aynı çağrı? Ali Bey’i o makama oturtan kimdi? Tabii sizler... Uğur Bey’i de getiren divan üyeleri değil miydi? Açık ve net, Fenerbahçe mutlaka ama mutlaka kendine gelme yollarını arayıp, bulup bünyeye getirmelidir. Yoksa?
Ali Şansalan kırmızıyı evde unutmuş!
Tabii ki dikkatle izliyorum maçları... Hem ekrandaki yorumlarda yanlış yapmayayım diye hem de gazetemdeki yazılarımda terse düşmeyeyim diye... Ama bu Galatasaray-Adana Demirspor maçında helalinden en az iki kırmızı kart vardı... İşin kötüsü ismi başlıkta yazılı hakemimiz sarı çekti. Yani gördü ama ucuz davrandı.
Yeter be Beşiktaşlı!
Fenerbahçe’yi, hem de on kişi kaldıktan sonra, 50 bin seyirci önünde 4 çekerek yeniyorsun ve hâlâ bazı yöneticilerin malum mesele hakkında bağırıp çağırıyorlar... Bizim Kadıköy’deki Beşiktaşlı dostlarım da bu durumdan çok şikâyetçi, bunu biliniz.
Kurşunu kim atmış ve seccade meselesi!
Efendim hani şu İYİ Parti binası kurşunlanmıştı ya... Acaba Tayyip dostum mu yapmıştı? Benim tanıdığım, hem de 50 yıldan fazla, Tayyip dostum futbol maçlarında kalelere müthiş şutlar atardı. Nitekim iş aydınlandı ve gerçek ortaya çıktı. Meral hatundan ses mi? Efendim üşütmüşler, sesleri kısılmış da ondan! Kemal Dayı seccade meselesi mi? Yok canım tezgâhtır o... Neden mi? Seçimde oy kullanmayı beceremeyen, Kağıthane’ye Kağıttepe diyen, yürüyen merdivenden ters çıkan, Lefter’i kaleci yapan, seccadeyi nereden bilsin ki?