TSYD bu mu?

A -
A +

TSYD, yani Türkiye Spor Yazarları Derneği... 1963'te ustalarımız tarafından kurulmuş ki, birçoğu ile yıllarca omuz omuza mücadele verdik. Ve "Burayı dincilere mi bırakacağız" mantığı ile davranıp o ayrılıkçı oylarla seçilen yeni yönetim, bu derneğin amblemini katletmiştir. Üzerinden sporun simgesini, ülkenin bayrağını yok etmiştir. Şimdi tedavi etmeye çalışıyorlar. Böyle ayıp tedavi kabul eder mi ki? Devam edelim... Galatasaray Televizyonu da, bu şaşkınlar, bu kıymet bilmezler, bu tarihe sırt çevirenlere, bu meslek kadri bilmeyenlere saatlerini ayırmış. Biz de Galatasaray bugünkü hallere nasıl düştü diye boşuna kafa patlatalım. TSYD artık yol geçen hanı olmuştur. Üyelik için aranan (bizim dönemimizde konmuş bir kuraldı), sarı basın kartı hamili olmak da silinmiştir defterden. Be kardeşler bizler onu spor yazarına gazetesi 212 sayılı kanun kapsamında sözleşme yapsın diye koymuştuk. Şimdi üye olduk diye göbek atanlar, yarın o kartsız kaldıkları gerçeği ile yüz yüze kalınca günümüz yönetimiyle sarılıp öpüşsünler. Şimdilik bu kadar. Ama devamı gelecek haaa....

Sefa'nın ardından...

Hiçbir kalem sahibi veya yorumcu Genç Fenerbahçeliler lideri Sefa Kalya'nın ardından yazı yazmaya cesaret edemedi. Tabii ki Sefa'nın da yanlışları, hataları oldu. Zaten hatasız, yanlışsız olmak Allah'a mahsustur. Ama bu taraftar grubunun dünyanın her ülkesinde örgütlenmiş olmasının benzeri yoktur. Nasıl mı oluyor? Onu bilemem... Ama böylesine bir ülke kulübünün dünyaca örgütlenmesinde reislik edenin cenazesine  tuttuğu takımın tek bir sporcunun katılmaması, yöneticinin bulunmaması ürkütücüdür. Neden acaba? Hepimizin gideceği yer Sefa'nın gittiği yerdir. En azından keşke bunu bilseydiniz!

Burak'ı neden protesto ettiler?

Önce Umut nasibini aldı, boş kaleye atamayınca... Sonra da Burak... Galatasaray'ın müthiş(!) taraftar topluluğu iki futbolcuyu bitirme noktasına geldi... Yarın bunlar Fransa'da ay-yıldız formayla senin için mücadele edecekler. Neyse, ben bu protestoların aslında Burak ve Umut'a olduğunu da sanmıyorum... Bu, "Ey yönetim, neden bize de Gomez, Fernandao, Van Persie, Eto'o gibi bir santrfor almıyorsun" isyanıdır. Ama yine de protesto hedefi yanlıştır, onu söylemek istiyorum.

Tatil skandalı!

Ben bu ülkenin spor medyasını artık çözemez hale geldim. 48 yıldır demek ki boşa kürek çekmişiz. Efendim; neden Mete Kalkavan maçı tatil etmişmiş? O zemin nasıl da pırıl pırıl olmazmış? Başakşehir Kulübü Asbaşkanı teknik olarak her şeye sahip olduklarını net biçimde açıkladı. Hakem de özellikle çizgileri görmede sıkıntı çekince çekti gitti. Ama mesele bazı kulüpler arasına nifak sokmak, reyting uğruna işleri karıştırmaktır. Vallahi doğa yarın size de öyle bir anda yüklenir ki, neye uğradığınızı şaşırırsınız. İsterseniz gidin en modern ülke Amerika’nın vatandaşlarına sorun!

Önüne gelene kokart takılmaz!

Hani biri çıkıp da, "Kaşarlanmış hakem istemiyorum" demişti ya... Hah işte, en üst kademeden, en alta kadar futbolumuzun bütün birimleri hazır ola geçip tedbir aldılar. Ne mi yaptılar? Çoluk çocuğa FİFA kokardı taktılar. Sorun bakalım, hayattaki eskilere, Cüneyt Hoca’ya falan acaba o kokardı takmak için kaç sene çamur içinde batıp çıktılar? Alper kardeş; verdiğin penaltıya ve de kırmızı karta sebep olanlar bile şaşkınlarını açıkça bakışları ve hareketleriyle dile getirdiler. Hatta Mehmet Topal kırmızıyı kendisi gördü diye kollarını yana açmadı mı?

Vah benim eskilerim vah

Atletizmde 1500 metrede altın madalya kazanan Aslı Alptekin'le ilgili tuhaf işler ortaya döküldü. Yok rüşvet, yok dopingle ilgili şunlar bunlar. Beni asıl şaşırtan ki, o zaman  haberin ayrıntılarını atlamışım, Aslı kardeşimiz o madalya karşılığı ve de yönetmelikler esasında tam 500 bin avro almış. Bizden haaa... Şimdi şöyle daldım da, Ekrem Koçak, Cahit Önel, Osman Coşgül, Muzaffer Selvi, Çetin Şahiner, Erdal Akkan ve kadınlarda Canel Konvur gibi eskilerin nice başarılarına gazoz bile açmamıştık. Ama onlar da hayatlarında bir gün bile "Hani bizim derecenin ödülü" dememişlerdi.  Acaba bu para denen illet sporu kirletiyor mu? Ne derseniz?

Sayın Kılıçdaroğlu,sizde hiç hafıza yokmuş be!

Sevgili müdür Ercan yine spordan çıkıyorum. Ama dayanamadım. Birilerinin çıkıp yazıp, konuşması gerekirdi. CHP'de yeniden Genel Başkan seçilen adaş diyor ki, "Sayın Necdet Sezer dönemindeki masraflar şu kadarcık idi de, şimdiki Sayın Erdoğan'ın da şu kadar çok..." Yahu Sayın Kılıçdaroğlu; Siz nasıl da bizim Hüsamettin'in suratına Anayasa fırlatıldığında ülke ne kadar zarara uğramıştı, hatırlamaz mısınız? Şimdiki Cumhurbaşkanlığı harcamasını acaba kaça katlar? Gidin hafızanızı kontrol ettirin! Belki de Meral Akşener kadar bile olamayan Mustafa Balbay, Umut Oran ve Muharrem İnce'nin tüyüşleri sizi uçurdu?

Hayırlı kaleciler!

Beşiktaş, 4.5 yıllık bir sözleşme ile ve de 3.3 milyon avro bonservis ile Boyko'yu almış. Hayırlı olsun! Tolga'yı sevenlere duyurulur! Dua edilsin de bu yeni kaleci ilk maçta hatalı bir gol yemesin. Yoksa Beşiktaş'ın sonu olur. Haa Tolga yedi de de ne oldu, devre lider bitirildi. Yakında yine yazışırız.

Bu fatura kimin?

UEFA, Galatasaray'a zılgıtı çekmiş. Kimilerine göre 1+1 sene Avrupa kupalarından men cezası kapıdaymış. Olabilir de, olmayabilir de... Peki, bu fatura kimin? Tabii ki ocak ayında 11 oyuncu transfer edip kulübü bu hale getirenlerin. Örneği var ise ben buradayım. Bizdeki en büyük eksik ne biliyor musunuz? Hesabı soramamak tabii ki...

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.