Tümer; biz de sana saygı duymuyoruz!

A -
A +

Hayret ki hayret! Türk Spor Medyası'ndan kimseler çıkıp, spor basınına saygı duymadığını açık açık beyan eden Fenerbahçeli Tümer'e çıtını çıkarmadı. Ya da çıkaramadı! O zaman iş gene başa düştü... Tümer kardeş; senin futbolculuk niteliklerini her zaman övmüş, hatta Alex'in yerine oynaması gereken oyuncu olarak göstermiş biriyim ama vatani görevinden, hem de böyle bir süreçte, mümkün olduğunca kaytarmaya çalıştığından da hiç saygı duymadığımı belirtmek isterim... Tabii bu arada senin konumunda bulunanların tamamına saygı duymadığımı da söylemek isterim... Onlar kimler mi? Desenize, ön teker nereye giderse, arka teker de oraya gidermiş... > Marion Jones örnek alınabilse! Dünya atletizm tarihin en muhteşem bayan atletlerinden, bir olimpiyatta beş altın kazanarak erişilmesi güç bir rekora sahip ABD'li Marion Jones, geçtiğimiz günlerde, o madalyaları kazanırken doping kullandığını itiraf etti. Ve sonuçta da madalyalarını iade etti. Acaba diyorum, bizde de, özellikle futbolda elde edilmiş başarıların arkasında karanlık işler çevirmişler Marion Jones'u örnek alabilirler mi? Nerdeeee o yürek ve nerdeee o medeniyet? > Zico mu, Kezman mı patron, göreceğiz? Dünyanın hangi ülkesinde, bugüne kadar, bir futbolcu para karşılığı, yani profesyonelce hizmet verdiği kulübe, yine kendisi gibi görev yapanları hiçe sayıp, özel çalıştırıcı getireceğini açıklamıştır? Ya da böyle bir tasarrufta bulunabilir mi? Bulunursa ne olur? Cevabı gayet basit; önce süresiz kadro dışı, sonra güle güle... Evet, Kezman da, statüsü, diploması hangi türden olursa olsun, Samandıra'ya kendine özel "BAKICI" getirirse, sonu böyle olmalıdır... Hatta getirmeyip, sözünü ettiği için bile aynı uygulamaya çarptırılmalıdır. Çünkü olmazsa, takım teknik direktörsüz kalmıştır demektir. Haaa çok fark eder mi? O başka mesele ama, burası da "Kezman'ın Çiftliği" değildir! > G.Saray'ın müthiş rekoru! Pes doğrusu! Taraftarının, tarihine hiç yakışmayan eylemleri yüzünden beş maç seyircisiz oynama cezasına çarpılan Galatasaray'da bu defa da yönetim öne çıktı... Ne ile, nasıl mı? Seyircisiz oynanması gereken maça 900 küsur seyirci alıp, 30 bin YTL cezaya çarptırıldığı için... > Beşiktaş'ın çenesi düştü! Ligde, en azından futbol olarak beklenileni veremeyen, Şampiyonlar Ligi'nde umutlarını daha kafadan kaybetmiş gibi görünen Beşiktaş'ta, bu gidişin çareleri aranacağı yerde, menajeri de, teknik direktörü de, şimdiden ocak kıyımından söz ediyorlar. İnanmak mümkün değil... Sanki ligde devre arası gelmiş, Avrupa maçları sona ermiş ve genel değerlendirme sürecine girilmiş... Her ikisi de, hem de, eski Beşiktaşlı futbolcu olan bu sorumlular, ya onca yıla rağmen camialarını tanıyamamışlar, ya da futbolculuk ve yöneticilik kariyeri yapalım derken yanlış kitaptan çalışmışlar... Hayret! > Ahmet Çakar'a dava, Yıldırım'a ne? TSYD, yani Türkiye Spor Yazarları Derneği, bir röportajında "Bütün spor basını terbiyesizdir" diyen Ahmet Çakar'ı önce protesto etti, sonra da dava açtı... Güzel! Peki, idmanı izleyen ve üç kuruş maaşa talim eden kameramanlara takındığı tavır ve sarf ettiği sözler için Aziz Yıldırım Bey'e bir şey düşmedi mi? > Mahmut Bey, F.Bahçe mahalle kulübü mü? Olacak şey değil... Geçen sezonki Beşiktaş kupa maçından sonra, hem Mahmut Uslu Bey, hem Ali Koç Bey, hem de Şekip Mosturoğlu Bey önlerindeki maçları oynamayıp ligden çekilmeyi düşündüklerini söylemişlerdi. Bu sezon da Cumhurbaşkanlığı Kupası Basketbol maçı sonrasında aynı Mahmut Bey, aynı eylemi gerçekleştirmek için Aziz Bey'in davranmak üzere olduğunu dile getirdi. Yetti mi? Hayır! Gazetelerdeki haberi göre, voleybol liginden çekilmeyi de gündemine getirmiş Fenerbahçe... Ayıp yahu! Siz yüz yıllık Fenerbahçe Spor Kulübü'nü, gayri federe bir mahalle kulübü mü zannettiniz? Hangi hakla böyle konuşabiliyorsunuz? Babanızın kulübü mü ki koca Fenerbahçe, öyle zırt pırt sahadan çekmeye kalkışabiliyorsunuz? Bir yapın da görelim bakalım delikanlılığınızı! Haaa unutmadım... Şekip Bey geçen sezon, "Türkiye Kupası'na PAF takımı ile katılacağız" demişlerdi. Hadi yapın da görelim bakalım... Demek ki Dünya Kulübü (!) böyle olunuyormuş... Yeni yeni şeyler öğrenmek ne güzel! > Teşekkürler Sayın Milletvekili! Trabzonspor milletvekili Sayın Kemalettin Göktaş telefonla aradı. Uzun bir sohbet yaptık... Mesele, Konyaspor maçı öncesi, sahaya iskemle, sandalye atıp yapılan basın toplantısı idi... Galiba da ekranlarda ve gazetede gündeme getiren bir tek ben olmuştum... Sayın Göktaş'ın futboldan bir özür dilemesi gerektiğini de yazmıştım, işte sohbet bunun üzerine idi... Karşımda son derece medeni, tartışmayı, değerlendirmeyi çok seviyeli yürütebilen biri vardı. Hatta, "Çok ısrarlıysanız, özür de diliyorum" dedi Sayın Göktaş... Anlaştık, ortak bir yerde buluştuk. Konuşma çok yararlı oldu... En önemlisi de, Trabzonspor'un ayağının altındaki zeminin giderek kaydığında ve acilen önlem gerektiğinde birleştik. Yaşasın diyalog! > Ne saygısı Sayın Ulusoy? Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Haluk Ulusoy, "Tahkim'in kararına saygı duyuyoruz" dediler... Bence şöyle olmalıydı, "Tahkim'in kararı en son ve nihai karardır. Yapacak hiçbir şeyimiz olamaz." Devam edelim... O malum maçın temsilcileri hâlâ nasıl görev alabiliyorlar? Bülent Demirlek temize çıktığına göre... > UEFA'dan yeni ders! UEFA, Celtic-Milan maçında yere yatıp, sanki vurulmuş gibi sözüm ona sakatlık geçiren Milan'ın Brezilyalı kalecisi Dida'ya "Dümen yapmaktan" iki maç ceza kesti. Bu, başka ülkeler beni ilgilendirmez ama, bize ders olmalıdır. Daha doğrusu bizce ders alınmalıdır. Nasıl mı? Efendim; en iyisini Holosko davasındaki müthiş (!) uygulamaları sebebiyle Hukuk Kurulu Üyeleri bilirler! > Ersen Martin işinin suyu çıktı! Futbolcu, bir bu yana, bir o yana... Trabzonspor kendine göre haklı... Huelva da öyle... FIFA yumuşak iniş yapıyor. Ama bu arada Trabzonspor'un Ersen'e verdiği 575 bin YTL'lik çekin karşılıksız çıktığı ve ağız kapamak için bir miktar ödendiği haberleri de basında yer alıyor... Yani ayıp büyüdükçe büyüyor... Ben derim ki, Trabzonspor, futbolcunun bonservis bedelini alabilmiş ise ya da alacağı garanti ise, bıraksın gitsin... Trabzonspor'a da bu yakışır... Hem de şu krizli dönemde, çok yakışır... > Blatter kim ki? Bizim genç kuşaktan bir dünyayı iyi gezen yazmış... Yazısında FIFA Başkanı Blatter'in, sahadaki yabancı sayısını beş veya altı ile sınırlamaya çalıştığını dile getirmiş. Kaç defa yazdım ve söyledim; Bu Blatter'e kalmış bir tasarruf değil... FIFA Genel Kurulu oy birliği ile bu kararı alıp, uygulamaya konulmasını istedi... Bu işin raporunu da Genel Kurula, Barcelona Başkanı Saporta'nın başkanlığını yaptığı komisyon sundu... Yani Blatter hava gazı... > Mecburum! Spor basınındaki akıl almaz yanlışları her hafta dile getireceğimize söz verdik. O halde, geçen haftaki Sabah'ın İddaa ekibindeki büyük yanlışı da yazalım... Ekin kapağında, "Milli Takım'ın yapacağı ilk maç olan Gürcistan oyununda..." diye devam ediyor... Başlığı atan arkadaş dalabilir, yorgun olabilir, o arada araya biri bir laf atar ve onu bu yanlışa düşürebilir... Peki, spor basınında yapılanı kontrol mekanizması iflas mı etti? Bu mekanizma çok önemlidir... Başka (!) işlerle uğraşacağına asli görevini sürdürmelidirler... > Basketbolda müthiş lige doğru! Önce flaş transferleri yapan bütün kulüp yöneticilerine teşekkür ederim... Bu sezon basketbol ligi gerçekten de izlenmeye değer olacak... Bence futbolu da sollayacak... Daha ilk haftadan itibaren bu açık ve net göründü... Zaten bu ülkede Spor Sergi Sarayı dönemlerinde basketbol, futbolu çoğu zaman tehdit etmiş ve geçmişti de... Haydi o zaman, harika bir basketbol sezonu izlemeye... > Emre'nin kaptanlığı ve forma işi Türk Milli Takımı'nda kaptanlık, teamül olarak en kıdemli oyuncuya verilir. Ya da en fazla en fazla milli olmuş olana. Emre'nin kaptanlığı üzerinde spekülasyon yapanlar bu neredeyse kural haline gelmiş uygulamanın milli takım içindeki durumunu gözden geçirsinler. Haa bir de siyah forma ve siyah bant meselesi var. Bu tip uygulamaların hangi koşullarda yapılabileceğini bilmeyenler Türk toplumunu hem de sayfalarında özel kampanyalar açarak yanlış yola sürüklediler. Bu iki önemli milli meseleyi vurgulayıp doğruların bulunmasında yardımcı olabildiysem ne mutlu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.