Yazımın başlığının çok ağır kaçtığını sanmayın. İçeriği de en az o dozda olacaktır. Hale bakın! Fenerbahçe artık salt Fenerbahçelilik'ten çıkmış, Milli Takım'a mâlolmuş, dolayısıyla herkesin futbolcusu konumuna gelmiş Tuncay'la kendi özel televizyonunda sözleşme imzalıyor. Ama aynı Fenerbahçe, rakiplerine sallamaya niyetli olduğu, devleti maç garantisi vermeye davet ettiği, Ali Aydın'ı olmadık açıklamalara çağırmaya kalktığı zaman Türkiye'de ne kadar televizyon ve gazete varsa, hepsini çağırıp basın toplantısı düzenliyor. Şu hale bakın! Şimdi insanın aklına tıpkı, devletten maç garantisi isteme garabeti gibi tuhaf tuhaf şeyler de gelmiyor değil. Acaba Tuncay'ın imzaladığı mukavele gerçek değil de, son 5 maç motivasyonu içinse orada bunu öğrenmek isteyecek bir gazeteci olur diye mi yapıldı bu ayıp? Şu hale bakın... Acaba Türkiye Spor Yazarları Derneği, hatta hatta bir Türk Milli Takımı oyuncusunun sözleşme törenini kaçırdığı gerekçesiyle ülkedeki başka basın kuruluşları bu büyük ayıba, daha doğrusu kendilerini açıkça argoca keriz durumuna düşürenlere nasıl bir tepki göstereceklerdir? Daha da önemlisi bundan sonra sayın başkan etrafa sallamaya niyetlendiğinde devletten garanti istediğinde Kadıköy'ün orasını - burasını devletten almaya kalktığını açıklamaya çalışacağında televizyonlar ve gazeteler bu toplantı çağrısına evet mi deyeceklerdir, yoksa bu imza ayıbını protesto mu edeceklerdir? Şu hale bakın... Türk spor basını, daha doğrusu Türk basını açıkça ve net bir şekilde keriz durumuna konmuştur. Tekrar ediyorum, o sözleşme şayet gerçek sözleşmeyse, onun altına imza atan oyuncu F.Bahçe'den çok, Milli Takım'ın, yani bu milletin oyuncusudur.