G.Saray, çok uzun bir süre sayılacak bir aradan sonra resmî maç oynamanın tabii ki sıkıntılarını yaşayacaktı. Buna ilaveten Kasımpaşa’nın kendi yarı alanından çok çabuk, fazla adamla birikmeyi gerçekleştirmesi zorlanmayı sanki ikiye katlayacaktı. Katlıyordu da…
Kasımpaşa’nın bu tür bir oyunu G.Saray karşısında benimsemesi bence hiç de çok büyük bir risk taşımayacaktı. Çünkü Kasımpaşa savunmasının göbeği Djilobodji ve Donk’tan oluşuyordu. Bunlara Günay’ın müthiş form sergisi de ilave olunca lider G.Saray’ın işini zorlaştırıyordu.
İlk yarıdaki notlarıma şöyle bir baktığımda benim ölçülerime göre sadece bir buçuk G.Saray şutu vardı. Nitekim ilk 45 golsüz bitti. Peki, lider kendi evinde onca seyirci önünde puan mı kaybedecekti? İşte bu düşüncelerle oyun zenginleşirken 57’nci dakikada sakatlanmış olan Mata’nın yerine oyuna giren Rashica, daha sonra oyuna giren yeni transfer Zaniolo’ya al da at dercesine bir top bıraktı. Eh, o oyuncu da bunu tabii ki gol yapacaktı. İşte bu maç sanki bu gole kilitlenir gibi devam edip durdu.
Ben bu arada maçın hakemine de bir iki cümle ayırmak isterim. Bu hakemimizin göğsüne FIFA kokardı hiç de boşuna konmamış. Yine benim ölçüme göre tek bir hatalı karar vermeden -kartlar da dâhil- maçı yönetti.
Geçelim yeniden maça…
Okan Hoca bu maçtaki değişikliklerle sanki bizi şaşırtır gibi olduysa da bu 35 günlük ciddi resmî maç eksikliği tarafındaki özel oyunlar ve idmanlar ışığında bu değişiklikleri yaptı sanırım.
Tabii ki liderin dün akşamki maçında Kerem sanki büyük formsuzluk sergilerken İcardi de zıpladı, hopladı.
Sonuçta Selçuk İnan yönetimindeki Kasımpaşa bu maçı kaybediyordu ama çok üst düzey bir fiziksel yapı kazanmış ve de toplu biçimde özellikle savunmaya birikimde ilerideki maçlar için umut veriyordu.
MAÇIN ADAMI: Abdülkerim