F.Bahçe, kâğıt üzerinde zorlu bir deplasman olarak gösterilen Ankaragücü’nü hemen hemen pozisyona girmeden iki enstantane golle mağlup etti.
Ankaragücü iyi mücadele eden, kazandığı veya rakibinin ikram ettikleriyle bir şeyler yapmaya çalışan ancak teknik kapasitesi çok üst düzey bir takım olmadığı için pozisyonları da olgunlaştıramayan bir görüntüdeydi. Buna karşılık F.Bahçe belki de maç yorgunuydu ama alışık olmadığımız bir şekilde temposuz, organize ataksız bir maç oynadı. Ankaragücü’nde sadece ve sadece az da olsa zaman zaman sivrilen Emre vardı.
F.Bahçe’de koca bir 90 dakika içinde ‘Vay be!’ diyebileceğimiz bir tek oyuncuya rastlayamadık. Tabii ki bunun sebeplerinden biri rakibin çok çalışkan, her bölgeye yardım yetiştirebilmesi olabilir ama teknik kapasite olarak rakibinden çok önde olan F.Bahçe bu özelliğini sergileyemedi.
Batshuayi’nin attığı goldeki dikkat çeken özelliği bu tip karambollerde son hamleyi iyi yapışıydı. İrfan Can ise uzun zamandan beri futbolumuzun genelinde pek rastlamadığımız ceza saha dışından gollere ‘işte alın” dercesine imza atıyor. Bu arada Ankaragücü’nün 26’da attığı gol, ofsayt çıkacak gibi hiç görünmüyordu.
Sonuçta kâğıt üzerinde zor gibi görünen bu maçı F.Bahçe son dakikalarda gelen Rossi golüyle pekiştirip çok kolay cebe indirdi.
Bu arada küçük bir parantez açmak isterim; 90 dakikayı geçtikten sonra yani bitime neredeyse saniyeler kala Arda’nın oyununa alınışı bana böyle kabiliyetli bir oyuncuya karşı yapılmış bir ayıp gibi geldi.
MAÇIN ADAMI: Yok