Vallahi hayret!

Milli Takım'ın, Slovakya beraberliği ve ardından da Makedonya'dan çıkan zor galibiyeti skor tabelacıları ve televizyonlarda ahkâm kesenlerce birer futbol faciası şeklinde yorumlandı. Hayret! Bu yazarlar ve yorumcular acaba Avrupa futbolundaki çarpıcı gelişmelerden haberdar değiller midir? Onlara sormak isterim; koca Rusya, Faroe Adaları gibi toplam futbolcu sayısı belki de yüz - yüzelli ile sınırlı bir ülke karşısında hangi skorla galip geldi? Sadece 1-0'la... Koca İngiltere, Arnavutluk'u Tiran'da 3-1 yenerken, galibiyeti getiren gollerini acaba oyunun hangi bölümünde attı? Uzatmalarda... Dünya Kupası'nı üç defa kazanmış koskoca Almanya, aynı Arnavutluk'u, hem de Almanya'da ancak kaç kaç yenebildi? Sadece ve sadece ve de güç bela 2-1'le.... Bugün büyük Hollanda acaba grubundan finallere gidebilmek için hangi sıkıntılar içinde yaşamaktadır? Buna benzer daha bir çok şaşırtıcı sonuç yatmaktadır grup maçlarında... Ve biz hâlâ grup birinciliği şansımızı sürdürmekteyiz... Futbol hergün ciddi değişimler, ciddi gelişmeler göstermektedir. Ama bu yorumcular ve skor tabelası yazarları işin farkında değillerdir. Onlar ne yazık ki, bu gelişmelerin çok gerisinde kalmışlardır. Bir fıçı görünümündeki problemli çocuk Oktay'dan medet umacak kadar... Artık atlarına dönmek mecburiyetindeki Sergen'den bile... Haaa, Şenol Güneş yanlış yapmamakta mıdır? Elbette her teknik adam gibi zaman zaman yapmaktadır. Makedonya'da 3 -5 -2'yle başlıyorsan, ileri ikilide tabii ki, Hakan'ın yanında ikinci tipik bir uç oyuncusu oynatmak gerekirdi. Bir başka bakışla; neden Slovak maçındaki dörtlü alan savunmasından, sarkık liberolu düzene döndük? Yani Makedon takımı, Slovak takımından daha mı güçlüydü? Bu soruları sormak ve eleştiriyi bu bazda yapmak yerine, futbolun tekniksel gelişiminden kopup, tabelaya bakmak hiç birşey kazandırmaz. Üstüne üstelik, bu ülke futbolu G.Saray'ın dışında ve bunun Milli Takım'a yansımasının ötesinde hangi aşamayı yapmıştır ki; her maçın mutlak favorisi olarak gösterilebiliyoruz? Ayıptır, yazıktır! Ligimizin içinde G.Saray'ın yanı sıra biraz A.Gücü'nde gözlediğimiz çağdaş gelişmenin bir başka takımda pırıltıları var mıdır? Neden G.Saray dışındaki takımlarımız Avrupa kupalarında daha ilk turların yemlikleri olmaya devam etmektedir? Evet, ben yorumcu ve skor tabelası yazarlarının yerinde olsam, Şenol hocaya çok başka sorular yönelir, eleştirilerimi futbol dünyasındaki gelişmeler ışığında yapardım... Avrupa kupaları ve lig statüsünden, ceza yönetmeliğinden haberi olmayanlardan başkaca bir şey beklemek boşunadır. Bu ülkenin spor medyası, Sturm Graz - G.Saray maçından önce "Eyvah sahayı küçültüp, tuzak hazırlıyorlar" diye gazetelerde manşetler, televizyonlarda nutuklar atmadı mı? Daha fazla söze ne gerek var?