Vallahi pes Selçuk Dereli!

A -
A +

Vallahi pes Selçuk Dereli! Taaaa Yimpaş Yozgatspor-G.Saray maçından beri Selçuk Dereli'nin FIFA kokartı takmayı hak etmediğini, hatta birinci lig için bile yeterli olmadığını yazar dururum... Hale bakın! Beş metre önünde kaleci ceza alanı çizgisinin dışında topu yumrukluyor, o hala yardımcının hareketini kovalıyor... Haaa Volkan atılsaydı ne olurdu? Hiiiiç... F.Bahçe belki de o zaman daha sıkar ve farkı daha da artırırdı. Semih'e yapılan penaltıyı veriyorsun, doğru... Peki, Tuncay'ın eliyle düzelttiği topa nasıl devam dersin? Bence kokartlar gözden geçirilmelidir. Federasyon Neron gibi gitti! Evet, aynen öyle... Bıçakcı Federasyonu ortalığı yakıp yıkıp gitti. Asıl hayret ettiğim, Başkan'ın yeniden adaylığını koyacak olması... Artık buna yüz denemez. Bakın son büyük marifetlerini kısaca yazayım. Mardin-Kayseri maçı sis nedeniyle 49. dakikada yarıda kalıyor. Ve sonra kaldığı yerden oynatılıyor. Malatyaspor-A.Gücü maçı da 38. dakikada aynı nedenle yarıda kalıyor. Sonra da sıfırdan başlatılıyor. Hale bakın! Ne hukuk! Artık demode olmuş guguklu saatler bile böyle hukuku yerini alır vallahi... Hiç olmazsa saat başlarında dakika şaşmazdı... Vurun, kırın! Tahkim ile devam edelim... Rakibinin hayalarına taban basan Ailton'a verilen üç maçlık ceza ikiye indirildi. Alpay, Almanya'da hafif dirsekten ne kadar aldı? İkisini karşı karşıya koyun bakalım, bu ülkede vuran, kıran mı karlı, yoksa vurmayan, kırmayan mı? Yaşasın adalet! Yaşasın Türk futbol disiplin talimatı! Yürüyün be! Tuğrul'un formülü Haber Türk'teki, bizim Şeref Tribünü'nün patronu Tuğrul Yenidoğan, sıkı Beşiktaşlıdır... Geçenlerde, Futbol Federasyonu Başkanlığı için Kıvanç Oktay'ın desteklenmesi gerektiğini, hem de ateşli ateşli ortaya atmaz mı? Yüzüne baktım, adam ciddi mi ciddi... Yine de bu işte bir iş var dedim... Sonra düşündüm de, Tuğrul'un formülü Beşiktaş için mi, federasyon için mi? Sizce?.. Levent Bey nihayet alındılar! Futbol Federasyonu, geçtiğimiz hafta, ocak ayı için Olağanüstü Genel Kurul kararı aldı. İyi güzel de, Başkan, güven tazeleyeceklerini ifade etti. Yani yeniden aday... O aday oladursun, asıl önemlisi, birilerinin kendisinin işinin bittiğini anlatması.. Neyse ki anlamış, alınmış... Çünkü Başkan genelde, duymaz, görmez... Bu biletleri kim sattı, para ne oldu? Erman Toroğlu, PSV-F.Bahçe maçının devre arasında iki Türk seyircinin kendisine, aynı tribün, aynı sıradan iki bileti uzatıp, "Erman ağabey; ben bunu gişeden üzerinde yazdığı gibi 37.50 euroya aldım. Arkadaş da, üzerinde 00.00 yazan, yani bedava bileti Fenerium'dan 150 euroya almış... Bu ne biçim iş" biçiminde yakındıklarını yazmıştı. Erman yazıyı burada bırakmış... Ben ilerleteyim dedim. O biletleri kim o paraya sattı? Alınan para nerede, kimde? O Fenerium hangisi? İş ciddi? Tabii anlayana... Tuncay'dan Daum'a ciddi ders! F. Bahçeli Tuncay, PSV yenilgisinden sonra Star mikrofonlarına, başta hocası Daum olmak üzere, çok ama çok kişiye ders olacak bir konuşma yaptı. Detaylarını burada yazmanın alemi yok... İsteyen arar, bulur... Bence bu senenin fair-play ödülü ve de bir profesyonelin nasıl konuşabileceği ya da nasıl konuşması gerektiği için ortaya konacak bir ödülün Tuncay'a verilmesi gerekir... Tuncay, o sözleri ile futbolculuk sonrasının sağlıklı düşünen, doğru konuşan bir teknik direktör sinyalini de verdi. Tıpkı Aykut Kocaman gibi... İnşallah şu anda giydiği formada Aykut'un başına gelenler onun da başına gelmez... Benim aslan hocalarım! Bundan yaklaşık 15 gün önce İsviçre'de uluslararası bir teknik direktör semineri vardı. Peki, böylesine önemli bir toplantıya bizden giden oldu mu? Olmaz mı? Şu an çalışmayan Fethi Demircan ile Özkan Sümer... Bir de İsmail Dilber... Bitti mi? Hayır! Antalya'da Terim Hoca yeni bir kuşak için hazırlık kampı yaptı. Kimler gitti? Tigana ile Lorant... Sonra 'Neden Türk teknik adamları gelişmiyor' diye sızlanıp duruyoruz. Öyle ya, hocalar takımlarını bir günlüğüne bırakırlarsa felaket olur... Türk Dil Kurumu! Türk Dil Kurumu Başkanı Sayın Şükrü Haluk Akalın'a, gösterdiği duyarlılıktan dolayı teşekkür ederim. Bana, hayli uzun bir faks çekerek, "Ulema" kargaşasına ışık tutmaya çalışmışlar. Rastlantı bu ya; Sayın Akalın'ı, Taha Akyol dostumun söyleşisinde de izledim. Sanırım, sözcüklerle fazla oynayarak kargaşa ortamı meydana gelmekte, getirilmektedir. Yani yenilik adına, tam anlamıyla kargaşa... Sayın Akalın'a görevinde başarılar ve en önemlisi de kolaylık dilerim... Daum'un sırları! F.Bahçe Teknik Direktörü, sözüm ona, Erciyeslilerin önünü kesecek ya, demiş ki "Biz Şampiyonlar Ligi'nde hakemlerden hiç yakındık mı?" Yani aslında Erciyeslilerin önünü kesmek gibi davranıp, başkalarına karşı tedbir almış görünüyor... Kimlere karşı mı? Eh, varın siz bulun... Belki de bize öyle geliyor. Çünkü; ortada müthiş bir istikrar vardır... Öyle ya, dokuz puandan dörde inince... Sizi gidi yabancı hakemler sizi... Orhan Kaya Tok diye biri... Hani şu Semih'in aldığı üç maçlık ceza var ya... Hah işte, o cezayı aldırtan, federasyon temsilcisi Orhan Kaya Tok... Yani raporu yazan temsilci... Peki, o temsilci kim? Hem Polis Akademisi hem de hukuk mezunu bir emniyet müdürü... Terörle göğüs göğüse çarpışmış, bu ülkenin az kalmış aslanlarından... Eski profesyonel futbolcu... Trabzonsporlu eski santrforlardan Hüseyin Tok'un amca çocuğu... Kadıköy'ün köklü amatör kulüplerinden Yeldeğirmeni'nin eski başkanlarından... Yazdığı raporlarla koridorlarda rakibiyle itişen Beşiktaşlı Okan'a ceza aldırtan temsilci... G. Saray seyircisinin Daum ve kulübeye yaptığı eylemlere ceza aldırtan kişi... Siz şimdi Tahkime mi, yoksa bu kişiye mi inanırsınız? Ankaralı okurum; sakın Tahkime deme... Çünkü Başkan'ın Tahkime hiç inanmadı da ondan... Basketbol ligi aynen devam! Her hafta yazacağım... En azından futbol utanır umuduyla... Tuborg Pilsener - Efes Pilsen, Banvit - F.Bahçe, G. Saray Cafe Crown - Pınar K.Yaka, Beşiktaş Cola Turca- B.Kolej maçları yine nefes kesti. Türk Telekom'un liderliği hala devam ediyor... Basketbol liginin yayınını sürdüren NTV'ye bir kere daha teşekkür edelim... Naklen yayınların saat 16.00'da sabitleştirilmesi de, hiç kuşkusuz, izlenme oranını katlamıştır. Dünya Şampiyonası'na kontenjandan giren basketbola katkı yapan herkese teşekkür... Canaydın nasıl yandı? Önce hemen şunu belirteyim; G.Saray Kulübü Başkanı Sayın Canaydın, Kulüpler Birliği Başkanı olarak kendini ateşe attı. Çünkü orası, tam anlamıyla fasa-fiso bir Birlik... Yani, dostlar alış verişte hesabı... Yaptırım gücü yok, üstelik her açıklama sonrası, muhtemeldir ki, F.Bahçe Başkanı'nın hışmına uğrayacak. Sonra? Sonrası, Sayın Canaydın, hakemlerle ilgili açıklamasını bu Birliğin Başkanı olduktan sonra yaparak, bana göre, çok ve büyük bir hata işlemiştir. Demek ki, kongre paniği başladı... Tigana da, Halilhodziç de ağlamasın! Beşiktaş'ın hocası, dördüncü hakemin oyuncu değişikliğini rötara uğratması yüzünden kaybettik demiş. Olmadı! Hiç yakışmadı... Oyuna giren Youla ne yaptı? Belki de on kişi oynasalardı, daha da iyi olabilirdi... Trabzonspor'un hocası da, tıpkı Şenol Güneş dostumun Kıbrıs'taki yanlışına düşüp, maç biterken savunmasının çivisini yerinden oynattı... Sonuç mu? 2-0'dan, 2-3... Blatter'in dediğine bak! FIFA Başkanı Blatter, Kadıköy'de oynadığımız İsviçre maçı sonrası gündemimizden rüzgar gibi gelip geçmişti... Aynı Blatter bu dafa da bir süre önce gündemimizi yoğun şekilde işgal eden yabancı meselesine dalmış. Dünya futbolunun patronu demiş ki; "Mutlaka ama mutlaka sahadaki 11'lerde yerli oyuncular çoğunlukta olmalıdır. Bunu bir kural olarak oturtmak için bütün yolları deneyeceğiz." Türkiye'deki yabancı oyuncu furyası peşinde koşan futbol bilginlerine duyurulur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.