Vestel'le Kayseri'nin en ciddi rakibi!

A -
A +

Çok şükür; Türkiye Süper Ligi'nin 7. haftasını geride bırakırken, zirvede alıştığımız Dört Büyükler'in birbirleri ardına sıralanması gözükmüyor. İkinci ligden henüz gelmişlerden Vestel lider, Kayserispor üçüncü... Ama bu takımların şampiyon olmaları pek mümkün görünmüyor. Baksanıza; Kayseri-Sakarya maçında, saymadım ama herhalde 3-4 bin seyirci vardı. Vestel'in Rize maçı tribün faturasını, sayın başkanı yaklaşık 7 bin 500 kişi olarak verdi. Oysa stat 10 bin kişilikmiş. Bir de satıla satıla 2 bin 700 kombine satılmış. Peki, nerede kaldı Kayseri'nin ateşli taraftarı? Hani, en azından birinci lige susamış İzmir'in Manisa'ya akını? Bunlar olmazsa, her iki takıma yazık olur, onu şimdiden yazayım. Bu atmosferde futbolcunun hırsı da, şevki de törpülenir... Bu, böyle biline... Selçuk Dereli'nin Hakan'a borcu! FIFA kokartlı, hem de milli maçlardaki gol rekoruna düdük çalmış olanı, yani hakemimiz Selçuk Dereli, müthiş bir borca girdi. Ne borcu mu? Trabzonspor maçında Stepanov tarafından forması üç beş yerinden paramparça edilen Hakan Şükür'e bir forma borcu var. Bu biiiir... İkincisi de, vücudunda yaralanmamış yeri kalmayan Hakan'a pansuman ve ilaç borcu... Delgado bir Fahri ediyor mu? Beşiktaş'ın Arjantinli oyuncusu, bonservisine sponsor kanalıyla 5 milyon 250 euro ödenerek alınmıştı. Hal böyle olunca, bonservisi beleş olan bizim milli Fahri müzmin yedek konumuna düştü. Ben de Tigana ile bahse hazırım... Ne bahsine mi? Bizim bedava milli Fahri, Delgado'dan beş defa daha iyi oyuncu... Acaba diyorum, Delgado'nun sözleşmesinde "Kesilemez" şartı mı var? Ziya Doğan büyük lokmacı oldu! Hani derler ya, büyük lokma ye, büyük söz söyleme diye... Sanki bizim yerli hoca Ziya Doğan için dizilmiş... Hiç büyük konuşmuyor, hele hele kulübenin önünde bile takımı rakibini ezerken büyüklük taslamıyor. Ama devamlı büyük lokma yiyor. Önce Beşiktaş, sonra G. Saray... Ziya Hoca eski Trabzonspor'da ciddi sıkıntılarla boğuşmuştu. Şimdi elinde geniş geniş kullanacağı bir kadro da var. İster misiniz, bu büyük lokma yeme alışkanlığı sürsün de, ligin tepesinde üç Anadolu takımı birbiri peşine sıralansın. Amma gülerim haaaa... Kime mi? Kendini yönetici sanıp, çuvalla dövizi sıradan teknik adam ve futbolculara sayanlara tabii ki... Türk kızları akıllıdır akıllı! Gazetelerde çok keyif veren bir haber vardı geçen hafta... Kübra Öztürk adlı 16 yaşındaki bir kızımız, kendi yaş grubunda Avrupa Satranç şampiyonu olmuştu. Hem de finalde Rus rakibini yenerek... Yani zekâ oyununda... Hep söylerim, Türk kızları akıllıdır diye... Tebrikler Kübra kardeş! Asena Özkan'ın Aurelio yazısı! Asena Özkan, Cumhuriyet'te eğitim almış, şimdi de Radikal'de yazan ve artık genç kuşaktan orta yaşa yol almış bir spor yazarıdır. Geçenlerde "Aurelio ne kadar Türk" diye bir yazı yazmış... Tam kesilip baş ucuna asılacak bir yazı... Koca yazıyı burada yazamam... Ama ana mesaj şu: " Aurelio ne kadar vergi verir?" Yazıyı bulup okumanızı tavsiye ederim. Geçen hafta içinde çıktı. Hangisi skandal! Kayserispor'un İranlı futbolcusu Kavianpour'un doping testinde numunesi ilk incelemede pozitif çıkmış. Ve İranlı maç öncesi yasaklı ilaç kullandığını, daha ikinci sonuç gelmeden itiraf etmiş. Kayserispor yönetimi de bu futbolcunun değil idmana katılmasını, tesislerin önünden geçmesini bile yasaklamış. Buna karşılık, Sivasspor maçından sonra doping testi için numune veremeyen F.Bahçeli Tümer, takımın otobüsüne binip havaalanına yollanmış. Ardında da numuneyi alacak doktorun bulunduğu araba... Sonra bir yerde Tümer inip, "Buyrun" diye şişeyi vermiş. Şimdi sizce bu sağlıklı bir doping kontrolü müdür Ve sizce hangisi gerçek skandaldır? Kim doğru söylüyor? F.Bahçe'nin Başkanı, "Transferde geç kalmadık. Aurelio ve Anelka'nın durumları sonra beli oldu. Sadece Nobre'nin yerine Lugano'yu aldık. Zaten hepsini bize Zico önerdi, sadece Baros'u almadık" şeklinde bir açıklama yaptı. Ardından da Zico, "Transferin benim onayımla yapılıp yapılmadığına takılı kalmak mantıklı değil... Çünkü yönetim de oyuncu almak istiyor, alıyor da... Ben de onlarla çalışmak zorunda olduğum için, onları takıma koyuyorum" açıklamasını yaptı. Şimdi sizce kim doğru söyledi? Üstelik bu açıklamalar da, sipariş üzerine bir taraftar sitesine... Ne dünya kulübü ama değil mi? Hey gidi günler hey! Ekrana bakıyorum şaşkınlıkla, dehşetle... Macaristan'da yer yerinden oynuyor. Halk, başbakan yalan söyledi diye devlet televizyonunu ele geçiriyor. Ortalık yangın yeri gibi... Bir zamanlar ne yalanlarla yönetilmiş olmalarına rağmen kıllarını kıpırdatamayanlar şimdi aslan kesilmişler. Tepki gösteriyor, protestonun her çeşidini sergileyebiliyorlar. Yaşasın komünizm değil mi, sevgili aydın kesimi? Çulcu'nun çicekleri! MHK Başkanı Mustafa Çulcu, G.Saray-Beşiktaş derbisini yönetecek hakemlere moral olsun diye, soyunma odasına bir çiçek yollamış. Çok şık bir davranış... Ancak Digitürk'ün muhabiri, "Çiçekler sarı-kırmızı " diye yaygara çıkarmaz mı? Al sana iş... Yahu, illa ki Silah Lale filmini oynayan Alain Delon'u mu bulalım, siyah-beyaz çiçek için? Sizde ne kafa var yahu? Ya da kafa yerine benzeri bir şey! Beş milyon dolarlık gösteri! Araba yarışlarından hiç zevk almam, hemen söyleyeyim. Belki de araba kullanmasını bilmediğimdendir. Ama, henüz dünyada kimsenin tanımadığı Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na uluslararası bir yarışma sonucu ödül verdirmek de neyin nesi? Siz hiç, bu ülkenin futbol takımlarının 1974'den beri bir tek Kıbrıs takımı ile gazozuna bile maç yapamadığından haberdar değil misiniz? Hem de oralarda sezon arası onca yıl kamp yapılmış olmasına rağmen... Şimdi 5 milyon dolar cezayı kim ödeyecek? Bence Talat Bey'i kürsüye iten kafa kime ait ise, o ödemeli... Yalçın ağabeyin sosislisi! Bizim semtin sempatik salonu Caferağa yeni sezona hazırlanıyor. Özellikle bayan maçları bu salonun en heyecanlı atmosferini oluşturur. Salonun büfesi ise, bizim ülkedeki salonların belki de gıda açısından en tanınmışıdır. Yıllarca birlikte top oynadığım, feci şekilde şut atma becerisi olan Yalçın Abi, bir de büfedeki ünlü sosislisi ile şöhret olmuştur. Tavsiye ederim... Maçlar başlayınca Caferağa'ya, en azından beslenmeye gelin! Radikal de bunu yaparsa! Türkiye'deki ciddi gazetelerden biri de Radikal... Spordaki Helenio Herrera'sı ürkütücü ama olsun, öyle yazarlara da ihtiyacımız var. Ama Tekel'den bu sene gelen playmaker Reese'den, hem de kendi ağzından, "Beşiktaş'ın Akatlar salonu müthiş... Buradaki ikinci sezonumda... " diye devam eden bir demece yer vermişler. Röportajı yapan kim, belli değil, imza yok. Lütfen biraz dikkat! Saçmalayanlar el ovuşturuyor! F.Bahçe mi, basın mı doğru yazıyor? Önce Vatan Gazetesi'nde, sonra da TV'8'de, F. Bahçe'nin son dört yabancı transferine toplam 55 milyon euro verdiği haberleri çıktı. Ben de yaklaşık 20 günden beri bu haberlerin yalanlanmasını bekliyorum. Öyle ya, F.Bahçe resmi sitesinden, kendilerine ait olmayan haberler bile yalanlandığına göre... Neyse... Tık yok... O zaman bu rakam doğru... Maliyetler euro ve milyon olarak şöyle; Kezman 18.3, Edu 14.5, Lugano 15.2 ve Deivid 8.7... Peki, son Dünya Kupası'nda oynayan Ricardinho, hem de borsaya bildirilmiş resmi rakamı ile toplam 7.750 milyon euro ise, acaba kim doğru söylüyor sizce? Haaa bir de UEFA'daki resmi rakamlar var. Toplam 22 milyon küsur euro... Allah rahatlık versin F.Bahçe'nin değerli kongre üyeleri! Gerets'in maskesi düştü! G.Saray Teknik Direktörü Eric Gerets'in, saçmalıklarla dolu takımlar sahaya sürdüğünde, "Acaba gitmek için kasten mi yapıyor" diye kuşkuya kapılıyorduk. Ancak Trabzon'da acı gerçek ortaya çıktı. Gerets bu işi az biliyor. Yahu; Arda hiç çift santrfor arkası oynar mı? Arda'nın en büyük özelliği, sahanın en tenha yerleri olan çizgi kenarlarında, birebir adam yakalayıp kolayca geçtikten sonra bozulan defans balasına ceza kesmektir. Arda gibi ufak fizikli bir oyuncuyu sahanın en kalabalık yerinde rakibe yem etmek hocalık mıdır, Allah aşkınıza... Son dakika! Gerets'in taa G.Saray'a geldiği ikinci ayından beri eleştirdiğim teknik direktörlükteki zayıf yönleri artık tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı. "Nefes alırsa her zaman her yerde oynar" dediğim Okan'ı kendi İngiltere'ye uçtuktan 5 saat sonra yanına çağırmış. Kendi düşünüp yaptıysa şarj oluyor ama biri kulağına fısıldadıysa hakikaten dönüşte Brüksel'e uğrasın. > Ah Hakan Şükür ah! F.Bahçeli yanılmıyorsam 8 futbolcu, hem de Konyaspor maçı günü, Cuma namazı için caminin yolunu tutmuşlar. Gazeteler ve televizyonlar haberi verirken, bir satır, bir kelam bile yorum yapmadılar. Güzel... Böyle de olması gerekiyor. Peki, Hakan Şükür önderliğinde, hem de o kadar sayıda G.Saraylı aynı tabloyu çizseydi, ne denilecekti? Bakınız; şerefsizlerin haberleri... > Helal olsun Tayfun! Tayfun Korkut, uzun bir süre F.Bahçe'de, sonra da Beşiktaş'ta oynadı. Arada da İspanya'da... Almancıdır. Orada onu Selim Soydan kardeşim keşfedip, F.Bahçe'ye getirmişti. Geçenlerde gazetelerde bir habere rastladım. Tayfun, Almanya'da oynanan Süper Kupa maçının gelirine el koydurtup, Beşiktaş'tan alacağı olan 870 bir euroyu kapmış. Bütün aklı başında profesyonellere duyurulur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.