Ya işte böyle Okan Hoca’m!

Sesli Dinle
A -
A +

Konya’da kaybedilen maçtan sonra Okan Hoca’m, böyle takım mı çıkar sahaya diye yazıp söylemiştim. Bu defa baktım ki, en ideal on bir diziliyordu sahaya... Kaleci zaten malum idi de, arka dörtlü, orta alan ve ileri üçlü için tek bir “olmaz” demek mümkün değildi. Ve sonuç olarak farklı bir galibiyet geldi. Hani yolun sonu yaklaşırken maceraya ne gerek vardı demezler mi adama? Nasıl ama... Alanyaspor da aynı doğru ile yere serilmedi mi?  

 

Kadın voleybol zaferleri!

 

Bu sütunlarda kaç defa yazdım, ekrandan kaç defa söyledim. Bu ülkenin en başarılı spor branşı kadın voleyboludur diye... Nitekim Avrupa’nın bu branştaki bir numaralı kupasında finali Eczacıbaşı ile Vakıfbank oynayacaklar. Fenerbahçe’de üçüncülük yerinde diyelim. Daha ne olsun! Şayet bir branşın Avrupa finalinde iki Türk takımı var ise, sizce ülkenin en başarılı spor branşı ne olur? Kim kazanırsa kazansın, hepinizi alnınızdan öperim.  

 

Arkadaş Sergio kim? 

 

Galatasaray-Kayserispor maçının tenkit yazısını yazdım. Ama oraya önemli bir notu sıkıştıramadım. O ne mi? Efendim maçı ekrandan izledim. Spiker arkadaş Galatasaray’da bir oyuncunun adını devamlı Sergio olarak söyleyip durdu. Bu arada bütün oyuncuların, yabancılar için, soy isimlerini kullandı. Peki, bu Sergio için neden böyle idi? Acaba yayıncı kuruluşun bir zat-ı muhteremi bunu sordu mu? 

 

Tepkiye bakın be!

 

F.Bahçe’nin malum işini bilmez insanları, Kayserispor’un Dursun Özbek’in otelinde kalmasını 6-0’a bağlar oldu. Ya yarın birileri de çıkıp, eh siz de falan maç öncesi bilmem kimin otelinde kaldınız derse... Amma ucuzlattınız be işi...

 

Hakeme dikiz!

 

F.Bahçe-Ankaragücü maçının hakemi, ismini bile yazmayacağım, baktı ki maç deplasman takımına, hem de hiç oynamadan gidiyor, tuttu garip düdükler çaldı durdu. O penaltıyı veriyorsan rakibinkini neden çalmıyorsun? 

 

Kadın basketbolda da övünç!

 

Avrupa Kadın Basketbol Şampiyonası’nın finalinde de iki Türk takımı vardı. Ve Fenerbahçe rakibi Mersin ekibini hiçbir finale yakışmayacak derecede çok ama çok açık farkla yenerek kupayı Türkiye’ye taşıdı. Sarı lacivertli takımda kim girdi ise oyuna rakibi yerle bir etti.  Ve bu düne kadar kaybedilmiş finallerin müthiş silinmesi idi. Rakip mi? O ne hoca, o ne yaptığını bilmeyen kadro öyle...

 

Jesus çift santrfordan vazgeçmez ise...

 

Baktım ki Fenerbahçe sahaya yine iki uç adamı ile çıkıyor. Acaba dedim kimseye ayıp olmasın diye mi? Ve maç tehlikeye girerken işler değişiverdi. İsmail ve Arda oyundan alındılar, yerlerine Arao ve İrfan Can girdiler... Emre Mor taaa 64’te sahadaydı... Şu Crespo ne oldu diye sorup dururken baktık ki 78. dakikada girdi ve maçı kopardı... Acaba diyorum kenarda daha usta bir takımdan sorumlu birileri olsa... Not: Bu bölümde Başakşehir maçı yoktur...

 

Kör dövüşü! 

 

Bizim sevgili dost Ömer Üründül ile Trabzonspor-Beşiktaş maçının 20. dakikası falan idi malum telefon paslaşmasını yaptık. Ve o ana kadarki oyunun devam edeceği ve tam bir kör dövüşü şeklinde biteceği konusunda birleştik. Nasıl bitti ama! Bu maça başka ne yazılır ki?

 

Nurlar içinde yat Serkan’ım!

 

Fenerbahçe’nin eski futbolcusu, kulüp müdürü, yani ne kadar önemli makam varsa hepsinde emeğini olan Serkan Acar kardeşimi vefatının 10 yılında yine andık. Serkan, yani bizim takma adımızla Genco, içimizde büyüdü desek yeridir. Rahmetli Fare Raşit, Erdinç ve Serkan bizim evden çıkmazlardı. Sonra Ayşecik ile evlendi ve iki oğlu oldu. Serkan’ım nurlar içinde yat! Rahmetli anne Sebahat Teyze’yi de andım. Bu Serkan ne yakışıklı idi, bir bilseniz... Zaten bu konudaki birinciliği de vardı Vay ki vay!

 

Hayırlı bayramlar!

 

Tüm Müslümanların Ramazan Bayramı’nı canı gönülden kutlar, ömür boyu sağlıklar, huzur ve refah dilerim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.