Yağcılar sıraya girdi! F.Bahçe, bana göre Beşiktaş'ın Samsunspor faciasından sonra, şampiyon oldu. Son Bursaspor piyangosunun ardından da puan farkı açılınca, bizim spor medyasının yağcılık şampiyonları kolları erken sıvadı. Bu ne demek? Şu demek; F.Bahçe'nin şampiyonluğunun sırlarını erken gündeme getirme yarışına girdiler. Bunların arasında bir zamanlar F.Bahçe Başkanı'nın, Karadeniz sularında ölümle tehdit ettiği iddiasında yer alan spor yazarları da var. Bizim Ali Sami Alkış bile hemen uçmuş. Uçun uçun ki, tıpkı Denizli döneminin sonrasındaki gibi bu kadronun da acı günlerinin hazırlayıcısı olun! Beşiktaş basketbol takımı bir harika! Beşiktaş'ın bir basketbol takımı var ki, aman aman... Tam anlamıyla bir harika... Karşıyaka maçlarını izledim, nefesim kesildi... Efes'i devirdiler, heyecandan yerimden kalkamadım... Genç hoca, bir zamanların oyun kurucusu İhsan Bayülken'i kutluyorum. Bizim Emir Turam, "Az parayla doğru işler yaptılar" dedi... Futbol takımının hâli meydandayken, ezeli rakipleri pota mücadelesinde yerlerde sürünürken, Beşiktaş'ın bu basketlbol takımı, bana göre büyük işler yapıyor. Hele hele, amatör şubeleri kapatma projeleri üreten ezeli rakiplerinin yöneticilerine de adeta ders veriyor. G.Saray, tarihine ihanet ediyor! Hadi diyelim ki Terim hoca hatalıydı, tek adamlığı can sıktı ve kongre malzemesi yapılarak ayrılmaya zorlandı. Hoş Terim gibi hocayı G.Saray bir daha zor bulur da... Haaa hataları yok muydu? Tabii ki vardı. Hatasız kul olur mu? Neyse... Gelene bakın! Hagi... Romanya'da görev aldıktan hemen sonra milli takımı eleten, Bursaspor'u dibe oturtan hoca... Turgay Kıran, "8 maçlık aldık" diyor... Ergun Gürsoy, "2.5 yıllık imza attırdık" diyor. Ben onu bunu bilmem ama, G.Saray'ın önünde çok ama çok büyük bir şans duruyor. O da, gelen hocanın 8 maçlık, takımı ve ligi tanıma şansı... Bugüne kadar hiç bir hocaya bu nasip olmadı. Yani kime imza attırıldıysa, o imzanın üstünde en az 1.5 sezonluk ifadesi yer almalıydı. Yani Hagi 8 maçı da kazanırsa kalacak mı, yoksa yenilgiler daha fazla sayıda olursa gidecek mi ? Vah be, Batı'ya açılan pencerinin pervazları çürümüş de haberimiz yok... Şimdi yandınız Kâzım, Hıncal ve Erman kardeşler! Şenol Güneş'in Milli Takım patronluğu bitti. Yerine kim gelecek? Bilmem... Ama, dün Kâzım Kanat, Hıncal Uluç ve Erman Toroğlu, Milli Takım'a "kariyeri, karizması olan hoca" diye tutturup Şenol'u kravatı, ceketi yüzünden uygun bulmamışlardı ya... Şimdi ben de aynı isteklerde bulunuyorum; Milli Takım'a en az dünya üçüncülüğü olan bir hoca bulun bakalım... Şaka be... Benim için hocanın beyni, gözleri önemlidir. İcraatı önemlidir. Ama siz üç yazar, siz de tıpkı bundan bilmem kaç sene önce tutturtuğunuz gibi yine kariyerlide ısrar edin... Şayet ilkeli ve dürüstseniz bunu yapın. Şayet en az dünya üçüncüsü bir hoca bulunamazsa, yine "Nerede kariyer?" diye yazın, çizin, söyleyin... Şayet bunu yapmazsanız sizi milli formaya ihânetten şikayet edeceğim... Üç Büyükler'i şampiyon yapan hoca! Bizim Dalyan semtinin, yani F.Bahçe'nin yanı başı, hasta G.Saraylılar'dan Kardeşler Market'in sahibi Muhittin geçen gün, "Abi, spor basını olarak hepiniz uyuyorsunuz. Haberin kralı yanı başınızda" demez mi ? "Ne oldu yahu?" diyecek oldum, cevabı aynen şöyle oldu: "Türkiye'de Üç Büyükler'i şampiyon yapan hoca var mı? Sakın yok deme... Bak, Lucescu önce G.Saray'ı, sonra Beşiktaş'ı, bu sezon da F.Bahçe'yi şampiyon yaptı. İşte sana haber..." Vallahi Muhittin haklı... Sen Lucescu olarak Hıncal efendinin, Kâzım efendinin korkaklıkla suçlamalarına karşı koyma adına, sürekli, ağır adamlardan kurulu olduğunu söylediğin savunmanın sigortalarını gevşet, bazı maçlarda üç-dört forvete kadar çık, sonra da o ağır adamların bölgesini enine, boyuna genişlet, her maç üçten az yeme... Ne dersiniz? Muhittin haksız mı? F.Bahçe taraftarını övmeye gelmiyor! Geçen hafta, F.Bahçe taraftarının, takımın sıralamadaki yeri ne olursa olsun, oynadığı, futboldan başka şeylere benzerse benzesin, tribünleri dolduruşu Batı standartlarında diye yazmıştım. Vay sen misin yazan... Takım 1-0 galip, yardımcı hakemin ensesine parayı nişanla... Takım 3-1 galip, sahaya, hakem Metin Tokat'ın göstermekten bile utandığı bir maddeyi fırlat... Eeee şimdi seyircisiz cezası gelirse, bundan zararı kim görür? Sonra, Ali Aydın'a neden küfür edilir? Adam, sana Rizespor maçından iki puan artı getirdi. Dört G.Saraylı'yı doğradı... Bu hakeme bağırılır mı be? Bitmedi... G.Birliği takımını neden taşlarsınız? Adamlar başta Daum olmak üzere herkese, günümüz futbolunun nasıl oynanmasını gerektiğinin dersini verdiler... Alkışlayın ki, Batı standartlarındaki taraftar unvanını yerlere düşürmeyin! Teşekkürler Bahri! G.Saray Kongresi'ni televizyondan takip ediyorum... Oy kullanma süresi tamamlandı... Oylar sayım görevlilerinin önüne yığıldı. Düzeltildi ve sayıma geçilecek. Digitürk'ün G.Saray muhabiri Bahri'den bir yorum; "Sevgili seyirciler buradan görüldüğü gibi, Mehmet Cansun'a ait yeşil oylar, Canaydın'a ait kırmızılardan çok fazla görünüyor. Yani Cansun önde gibi..." Eh, ben de Bahri haberi erken verdi diye başka kanala geçtim. Sonra haber geldi, 170 oy farkla Canaydın yeniden seçilmiş. Yahu Bahri, sizde şu Şampiyonlar Ligi'ne, UEFA'ya katılım sayılarını yanlış verip Şansal'ı milyonlarca kişinin önünde kontrpiyeye düşüren, yine Şansal'ın tanımı ile harika çocuk vardı ya, yoksa sen de mi ondan kaptın? Mustafa Denizli denize düşerse ne olur? Soru garip değil mi? Mustafa hoca tabii ki aslanlar gibi yüzer ve kıyıya çıkar... Çıkar da, cebi, bizim denizlerde nesli bile tükenmiş balıklarla dolu olarak... Hatta pantalonun minik para cebine bile balık girer... Neden mi? Manisa Vestel 5 maçı uzatma dakikalarında kurtardı. Son Kayserispor maçını da 0-1'den... Balın olacak ki, fazla kafa yormayacaksın... Nihat Özdemir de yönetici, Murat Özaydınlı da... F.Bahçe - Bursaspor maçından sonra F.Bahçe İkinci Başkanı Nihat Özdemir, tam anlamıyla çağdaş bir yönecinin ağzıyla konuştu. Kutlarım... Çerçeveletir duvara asarım... Ama Murat Özaydınlı ne dedi? Efendim, 93. dakikada sahaya yabancı madde atanlar olsa olsa provokatörler olurmuş. Peki, Beşiktaş - Samsunspor maçında sahaya kar topu atanlar da sizin yönlendirdiğiniz provokatörler miydi, diye sormazlar mı? Efendim?.. Şimdi bu iki yönetici aynı çatının altında, yan yana görev yapıyor. Biri doğru da, biri yanlış... Acaba hangisi? Ve Coşkun Demirbakan! Denizli, hem de hayli pahalı malzemelerle balık tutmaya devam ederken, benim çok tuttuğum hocaların başında gelen Coşkun Demirbakan, onca kısıtlı imkânlarla Antalyaspor'u neredeyse potaya sokacak... Üstelik Antalya'nın televizyonunda program yapanların iki aydan beri kellesini istemelerine rağmen... Dedik ya, ya şansın olacak, ya da sıkı lobin... Coşkun'da bunların ikisi de yok. Terim hoca giderken! Biz ülke olarak, her alanda çok zor ve az sayıda yetişen değerlerimizi, toprağa gömmede dünyada eşine rastlanmamış maharet gösteririz. Hoş Terim hoca gömülmedi, gömülemez de, bizim topraklardan kaçtı ya, o kötü işte... Bir zamanlar ta İtalya'ya kadar uzanıp icraatlarını izlemiştim. Şimdi ister misiniz, bizim bütçenin kaldıramayacağı uzaklıktaki bir yere gitsin... Sakın hocam! Çanakkale Savaşı ve Türkiye Gazetesi! Sakın ola ki, Türkiye'de yazı yazıyorum diye şimdi dile getireceklerimi, "normal" olarak yorumlamayın. Çünkü size bir sorum var; "Çanakkale Savaşı günlerini hangi gazete lâyıkıyla hatırladı?" Saydım; Türkiye Gazetesi'nde tam beş sayfa bu tarihte eşine rastlanmamış ve bir daha da rastlanması mümkün olmayan zafere ayrılmıştı. Kimin düşüncesi ise benden küçükse yanaklarından, alnından, benden büyükse ellerinden öperim... Hıncal Uluç, Çakar'ı vurdurtanı açıklamalısın! Öyle yağma yok! Hem çıkıp ekranlarda "Ahmet Çakar'ı vuran veya vurdurtanı bilmeyen yok, ey emniyet açıkla ve yakala" diye nara atacaksın, ya da gazetende aynı yaygarayı koparacaksın, sonra da köşene çekilip, "Ulan acaba kim?" diye kafanı kaşıyacaksın. Şayet iddia ettiğin gibi her şey gün gibi ortada ise o zaman sen açıkla da duyalım... Yeter artık yahu; yoksa dedektif de mi oldun? Hâlâ bekliyorum! Dedim ya, yazmaya devam edeceğim diye... Başkan Aziz Yıldırım, kendisine, 70 milyon kişinin huzurunda, açık ve net biçimde, hem de üç defa "Yalancı "diyen emekli amiral Attila Kıyat'ı "bizzat" haysiyet divanına ne zaman verecek ? Zaten biraz daha gecikirse, zaman aşımı başkanı bu külfetten kurtaracak ama, yeni bir sıfatla dolaştıracak. Çifte standarta öteden beri karşıyımdır... Adaletin terazisi nasıldır, isterseniz bir gün anlatıveririm... Madem bunu yapamayacaktınız, sizin maddi desteğinizle yıllarca ayakta durmuş Birleşik Grup'un lideri, F.Bahçe'nin eski şampiyon kaptanı Onur Kayador'u da kurtarsaydınız ya...