"F.Bahçe 1-0’ın üstüne iki seksen uzandı desek yeridir. İsmail’in yeni yeri futbol literatürümüzde özel bir yer edinecek."
F.Bahçe’nin ligdeki iç saha beraberlik sürprizinden sonra Manchester’dan da 4 yemesinin Konya’da yeni bir dramatik sonuç ortaya çıkaracağı görüşü kuvvet kazanmıştı. Ama ben F.Bahçe’nin tam tersine hiç pozisyon bile yaşamadan bitireceği maç olarak bunu gördüğümü ekranda da söyledim gazetede de yazdım. Çünkü karşılarında geçen senenin sürpriz 3.’sü, kendi mahallelerinde bile tanınmayan yabancılarıyla, bizim futbolun üçüncü sınıf oyuncularıyla donanmış Konyaspor vardı. Ancak aynı Konyaspor Aykut Hoca’nın oyun disiplini şartını iyi benimsemiş, bunu yapmaya gayret etmekten öteye geçemeyecekti. İkinci yarıdaki neredeyse tek kale kuşatması ben yazıyı yazdırdığım 80. dakikaya kadar hiç pozisyon üretemedi.
Peki F.Bahçe ne yaptı? 1-0’ın üstüne iki seksen uzandı desek yeridir. F.Bahçe takımının emekli ama dolayısıyla deneyimli çalıştırıcısıyla tanınmış oyuncular topluluğu; ben bu Konya’yı uzaktan nasıl tahlil ettiysem, onlar da sahada edeceklerdi. Tabi İsmail’in sol önde oynaması artık bizim futbol literatürümüzde özel bir yer edinecek herhalde.
Aykut Hoca takımındaki tek şut atma özelliği olan Meha’yı hem de kuşatmayla oynarken ancak 75. dakikada akıl edebildi.
Lens’in takıma gelişiyle F.Bahçe öndeki Emenike faktörünün yanı sıra koşu ve alan değiştirme doğrularıyla atak yapabildi. Ali Çamdalı’nın yokluğu Konyaspor’da ön ve arka blokların irtibatında arıza oluştururken, F.Bahçe’deki etkin orta saha fukaralığı dün de Konya’da sahnedeydi.
Maçın hakemi Bülent Yıldırım ise bir penaltıda yani golde doğru çalarken Konyaspor’un belki de tek doğru atağındaki Skrtel el bloğunu es geçti. Bunun yanı sıra Konyaspor’un top gezdirirken maruz kaldığı pozisyonlarda kart eksikliğiyle bende şöyle bir fikir uyandırdı: Acaba Aziz Bey’in nutuğundan ürkmüş müydü?
Maçın admaı: Emenike. F.Bahçe hücumlarının tamamı ona endeksliydi.