Yenilirken umut olur mu?

Alman Milli Takımı; yani bir 30 sene dünya futboluna patronluk etmiş Almanya'nın futbolu, günümüz Avrupa Şampiyonası'ndan ikinci turu göremeden dönüş bileti aldı. Aynı Alman futbolu çok değil, 2 yıl önce son Dünya Kupası'nın finaline çıkmıştı. Şimdi, bu nasıl bir düşüştür diye teknik direktör Völler ve de bu işte kim ilgili, sorumluysa hesap vermeye çekilebilirler ama bence işin aslı böyle değildir. İki sene önce Dünya Kupası'nda final oynayan Alman takımı, bana göre yarınlar için bir yalan, dün akşam elenen Alman takımı ise tam tersine ülkesinin futbolunda bir umuttur. Almanya, neredeyse bir 10 seneye yakın süre içinde bulunduğu yerden özellikle star oyuncu eksikliği ve yeni sisteme ayak uyduramama nedenleriyle irtifa kaybedip duruyordu. Völler'in dün akşam Çekler'e de yenilen takımının savunma kanatlarında yer alan gençler, Podolski, Schweinsteiger ve daha uzun süre takıma patronluk edecek Ballack önümüzdeki iki yıllık süre içinde deneyim kazanırken ve de onlara deneyimliler katılınca 2006 Dünya Kupası'nda evinde favori olarak mücadele edecek bir Almanya çıkacağına ben senet imzalarım. Dün akşam, eksik falan, ama futbolu çok organize oynayabilen Çek takımını bir yarım saat tek kale altında tutan Alman futbolu, talihsizliğine, rakip kalecinin uyanıklığına ve de çokça uç adamlarının zaafiyetine mahkum oldu. Ama özellikle de Podolski, Ballack, Schweinsteiger orta üçlüsünün Hamann'dan aldığı destekle savunmanın kenar adamlarını da hücuma çekerken ortaya koyduğu performans; bu turnuva kaybedilmiştir ama 2006'ya umut taşımıştır. Çek takımı, kulübe ağırlıklı kurulmasına rağmen özellikle Heinz'ın organizatörlüğünde aslarla kurulu onbirini aratmadan oynayabilmiştir. Bu arada Çek Milli Takımı'nın hocasını şu ana kadar turnuvada maçı en iyi okuyan hoca olarak bu işin kürsüsünün birinci sırasına oturtabiliriz. Poborsky'yi oyuna alışı, Baros'u rakip savunmanın göbeğine atışı, galibiyeti getiren faktörlerdi.