Yine iş başa mı düştü Ertuğrul Bey?

A -
A +

Dün gibi hatırlarım... Ertuğrul Özkök Bey, 2006'da Fenerbahçe'nin Denizli'de şampiyonluğu kaybettiği maçın hemen ertesinde, Kanlıca taraflarında bir akşam yemeği yemişler ve ertesi gün de (o sıralar genel yayın yönetmeni idiler) Aziz Yıldırım'la akşam söyleşisini tam sayfa gazetesine yansıtmıştı. Şimdi de 70 milyon avroya mal olmuş takımın kaçırdığı şampiyonluğun açtığı yaranın üzerine pansuman yapmak, tek sorumlu gibi gösterilen Aziz Bey'in bir kere daha kurtarılması adına bu defa yazar olarak aynı gazetede neredeyse seri röportajlar yazıyor. Basketboldan dem vurarak. Yerlerse tabii... Desenize iş yine başa düştü ünlü yazar! Ama 2006 röportajınızda bir yere takılmıştım. Aziz Bey'in önemli bir vatan görevi ile ilgili yakınmasına "O da ne demek" gibilerinden bir soru soramamış, başka bir konuya atlamıştınız. Bu yüzden de bu defaki yazılarınızı hiç okumadım...

Yılın futbolcusu skandalı!

Pazartesi akşamı şöyle bir ekran dolanayım dedim. Baktım Digitürk'ün kanallarından birinde tören var... Hani şu rahmetli Abdi İpekçi ile Namık Sevik ağabeylerin bulduğu... Yani yılın sporcusu ve de yan işler... Ben daha adaylar falan ekrana gelmeden, hatta konuşmalar faslında yanımdaki dostlara Arda seçilir dedim. Onlar da tepki gösterdiler. Yahu dediler, "Arda altı ay top oynamadı. Tam oynar diye beklerken de yedeğe çakıldı. Nasıl seçilir ki?" Ben kendilerine bütün ödül alanların seçimle falan değil, başka türlü belirlendiği iddiamı tekrarladım... Tıpkı, hadi isim vermeyelim, bir ağabeyimizin bir zamanlar, "Avucumda sence kaç falanca oyu vardır" diye etrafına gelen mektupları gösterdiğini çok iyi bilirim. Şimdi avuç yok, başka şeyler var. Tebrikler Arda! Hani şu İspanya'da yılın en kötüler karmasının oyuncusu...

Katledilen tandem!
Başlık sizi şaşırtabilir. Ancak Milli Takım'ın tandeminde, yani savunmasının ortasında çok ciddi sıkıntılar var. Mehmet Topal gibi bir ön liberoyu oraya çekmeye kadar varan... Peki neden? Eh, siz yabancı sayısını böyle serbest bırakırsanız, ülke futbolunun lokomotifi olan “Üç Büyükler” de bugün toplamda 11 yabancı tandeme sahip olurlar... Hadi çıkın bakalım işin içinden...

Hollanda aklını kaçırmış!
Avrupa Futbol Şampiyonası'ndan elenerek büyük sürpriz yapan Hollanda da hazırlık ve deneme diyelim özel maçlar oynayacakmış. Kadroda Van Persie yine yokmuş. Hani resmi maçta koşamaz diye anlamamış olabilirler de, en azından özel maça niye çağırmazlar? Neyse, biz Türkler varız ya, kimseye karada ölüm olmaz...

Tekdir ile uslanmazsan...

Tam UEFA'nın ekonomik yaptırımları kafamıza inmişken, bir de FİBA'dan bomba düşmez mi? Başta Fenerbahçe ve Trabzonspor olmak üzere bundan böyle birkaç kulübümüz daha ayağını yorganına göre uzatacak. Devamla da, basketbolda darbeler yedik. Fenerbahçe ve Galatasaray'ın kadın basketbol takımlarına bu sezon transfer yasakmış.  Eeee siz malum federasyonlar ödünüz koparcasına etrafınızda olanları seyrederseniz, elin adamı böyle köteği indirir.

Ahmet Hocam yılan nasıl?

Geçen hafta yerim kalmamıştı. Bu nedenle bu haftaya sakladım. Dr. Ahmet Çakar hocam, yani eski FİFA hakemimiz, programında bu defa boynuna yılan dolamış. Yılan da canlı imiş haaa... Eh, Samet'in kardeşi Adnan stüdyoya eşekle girerse, koca doktor da yılanla çıkar... İster misiniz önümüzdeki sezon da timsahla, fille falan girsinler stüdyoya... Olur mu olur? Aman oralarda bulunan görevliler dikkatli olunuz! Peki, kabahatli bu koca doktorla, Adnan mı? Tabii ki hayır! Kendini televizyon sananlar ve onları izleyenlerdir tabii ki...

Şenol Hoca’nın turları!

Şampiyon Beşiktaş'ın Teknik Direktörü Şenol Güneş geçtiğimiz beş-altı günde müthiş bir ekran turu attı... Önce de A Haber'de başladı bu turneye... Son yıllarda bu kadar saha dışında kalan ama çok önemli ince işlere giren, çağın teknik adamında olması gereken önemli yan unsurları dile getiren hoca görmedim. Ancak, bu nasıl medya böyle? Bir televizyon kanalı işi kapmış, ilk yayını yapan olmuş. Eskiden olsa, kimse Şenol hocayı A Haber'den sonra ekrana, en azından bugünlerde çıkarmazdı. Ama desenize; internet çıktı mertlik bozuldu... Haber atlatma, röportaj önceliği falan artık tarihte kaldı... Şimdi adeta birer ajans olarak çalışılıyor...

Kim mi kazanır?

Bu sezon ezeli ve ebedi rakipleri karşı karşıya getirecek üçüncü maç Türkiye Kupası için olacak. Yer; tarafsız saha Antalya... Fenerbahçe'de kaleci Volkan, belki de Kjaer, Caner gibi önemli eksikler olacak. Galatasaray'da eksik yok gibi ama, takım da Fenerbahçe'nin ayarında değil pek... Galatasaray bir faturayı hafif zararla ödemenin peşinde... Fenerbahçe ise 70 milyon avroluk faturayı en azından bir kupanın kulpuna takmak zorunda... Favori mi? Ne zaman olmuş ki?

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.