Yol yakınken

A -
A +

Yol yakınken Bayılırım bu deyime... Yanlışa gidilirken, doğru yolu kestirip dönmek gerekliliğini belirtir. Yani tam Daum, başkan hariç yönetimin hemen hemen tamamıyla alay ettiği günlerde, basın toplantılarıyla şova çıkarılmayıp kapıya konsaydı, bugün F.Bahçe'nin ne Şampiyonlar Ligi'ndeki kötü gidişi, ne ligdeki hâli, ne de Samandıra'daki olaylar yaşanırdı. Yani, adam kendisi F.Bahçe yönetimine doğru yolu göstermişti ama çakamadılar... Üstelik bu, her kötü futbol ve sonuç sonrası futbolcularını ikinci sınıf gösterme alışkanlığı olan hocaya bir kamyon dolusu da yeni oyuncu sundular. Samandıra'daki olayları odasından izleyip, müdahale etme zahmetini bile göstermeyen Daum'un suçu, takımı karda aynı yerde tutup Dereağzı'na getirmeyen Mustafa Denizli'den daha mı azdır ki hâlâ görevdedir?.. F.Bahçe yöneticiliğini ağaç dikme, beton yığma, doğalgaz taşıma zannedenlerin dikkatine sunulur. Bravo Alex! F.Bahçeliler kızıyorlar, Daum öfke kusuyor ama, Alex'te çok ciddi olumlu bir gelişme var. Herkesin dikkatinden kaçmış. Yahu, Alex son Beşiktaş maçında, 12 maç sonra, Juanfran pozisyona girerken faul yaptı ve sarı kart gördü... Nasıl ama? Ne gelişme değil mi? Averajlı liderlik dikenli yoldur! Hafta içinde, D.Bakır TRT radyosu bağlandığında, "Şayet Beşiktaş, F.Bahçe'yi yenip de G.Saray'a liderlik yolu açılırsa - ki bu averajla olacak - o zaman Hagi ve öğrencilerinin işi zorlaşır" diye bir görüş belirtmiştim. Öyle de oldu. Anlaşılan ve görülen oydu ki, G.Saraylı oyuncular, rakip nasıl olsa A.Sebat diye hayli rahat (!) bir hafta geçirmişlerdi. 6 farklı bir galibiyet bekleyenler, az kalsın trajik bir sonuçla karşılaşacaklardı. Bir takıma liderliği kolay kolay bırakmama savaşını mükemmel futbol oynayarak ortaya koyan Sadi Tekelioğlu ve öğrencilerini kutluyorum. Hagi'ninkilerin de kulağına küpe olsun! Almanya'dan gelen telefon! Almanya'dan gayrimüslim bir Türk vatandaşı aradı. Dedi ki; "Bu Daum, Leverkusen'de şu anda boştaki ünlü kulüp menajeri şişko Calmund'u da yaktı. Zaten Daum, amatör kümede hasbelkader oynamış biridir. F.Bahçe nasıl oldu da, hem de önünde Beşiktaş örneği dururken bu adamı teknik direktör yaptı?" Cevap olarak mâlum kişinin adresini ve telefonunu bulup, yakınmasını oraya yapmasını, soruyu oraya sormasını söyledim. Ne dersiniz? Vietnam'da G.Saray forması! Şu dünya kulübü olmak hayali var ya, hah işte ona kilitlenmiş olanlar için bir kere daha yolu gösteriyorum. Geçtiğimiz hafta Ankara'da, yanlış okumadıysam, bizim dışişleri ile yabancı misyonların futbol maçı vardı. Gazetelerde G.Saray forması ile bir çekik gözlünün fotoğrafını gördüm. Bu kişi, Vietnam Elçiliği Ataşesi Who Tyn efendiymiş... Adam G.Saray taraftarı imiş... Tıpkı, UEFA Başkanı Johansson gibi yani... Acaba neden? Yoksa bu Vietnamlı da, Hasnun Galip kulüp lokalini, Kuruçeşme Adası'nı, Florya idman sahalarını mı görüp de G.Saraylı oldu? Haaa, duyamadım... Bir kere daha tamam mı Del Bosque? Haftalar önce bu sütunlarda da, müsabaka analizlerimde de, televizyonlarda da Beşiktaş'ın tandemini Emre ve Mustafa Doğan'dan kurması gerektiğini yazmış ve söylemiştim. Gerekçe olarak da, takımda bu görevde bundan önce oynamış yegane iki oyuncunun bunlar olduğunu göstermiştim. Tek alternatifin de Ahmet Yıldırım olduğunu ilâve etmiştim. İşte, 3 maç, 9 puan, toplam 10 golün 3'ü bu bloktan... Keşke hocaya yanındaki veya etrafındakilerden birileri bu uyarıyı yapabilseydi... Futbolun yorumunu yaparken beyninde hayli zengin bir bilgi dağarcığı asılı olacak. Yani güne bakarken, geçmişten filtre yapacaksın... Arıza Reyhan ve düzen hastası Gülçin! İki televizyon kanalında pazartesi akşamları programım var. TV - 5'te Reyhan kızımız, her işe balıklama dalıp, her işte arıza meydana getirmede şimdilik şampiyonluğu kimseye bırakmıyor. Kaseti kaçırdın kaçırdın, yoksa siyaha düşmek kaçınılmaz... Haber Türk'te ise bizim TVK'dan Gülçin de, benim önümdeki kağıtları her reklam arasında düzeltmek için adeta pusuya yatıyor. Yapma diyorum, bırak dağınık kalsın, yok ille de aklımı karıştıracak... Aslında bizim meslekte bunlar olmasa, artık giderek kaybolan heyecanı biraz olsun geri döndüremeyeceğiz. Hagi de isim kurbanı! Bana göre Hagi, A.Sebat maçında Conceiçao'yu ilk onbire koymakla futbolcularının kendisine olan güvenini az da olsa zedeledi... Neden mi? Çünkü, Trabzon'da son 20 dakikanın orta sahasını oynatmadı da ondan... Canceiçao'yu, skoru garanti altına aldıktan sonra sahaya sürmeliydi. Şimdi şu durum ortaya çıktı: "Transferde kim ön plana çıkmışsa, öncelik onun..." Bu çok tehlikeli bir tasarruftur. Ziya Doğan tam hoca olmuş be! Trabzonspor Teknik Direktörü Ziya Doğan'ı zaten herkes övüp duruyor. Ben ise bu haftaki D.Bakırspor maçı sonrası yaptığı basın toplantısındaki açıklamasından dolayı alnından öpmek istiyorum. Ziya diyor ki, "...Hem Mehmet Yılmaz'ı, hem Yattara'yı, hem de Fatih'le Gökdeniz'i, rakibimiz geride liberolu oynadığı için ilk onbire koydum..." Helâl be! İşte, rakibe, şartlara göre takım kurmak diye buna denir. Sanırım bu toplantı sırasında bu konuyla ilgili bazı çatlak sesler çıkmış. Sen boşver Ziya hoca; bu memlekette anlayan da konuşur, anlamayan da... Şike var mı, yok mu? Federasyon ve spordan sorumlu Devlet Bakanı, kolları sıvayıp, şike iddialarının üzerine abandılar. Ne çıkar? Hiiiiç... Bugüne kadar ne çıkmış ki?.. Sanırsınız ki, şike ve teşvik sadece iki yıldır var... Vah, vah, vah! Şike Tahkik Komisyonu diye bir bilirkişi topluluğu var... Oradan bir şike kararı çıksın, boynuma asar Taksim'de dolaşırım... Ama onlar da bilirler ki, falanca maçta şike olmuştur... Fakat burası Türkiye... Hani şu Avrupa Birliği kapısındaki Türkiye... Geçin yahu! Sağolasın Yüksel Aytuğ! Sabah'ın ekinde televizyon eleştirmenliği yapan Yüksel Aytuğ, önceki gün AB grubundaki reyting ölçümleriyle, Türkiye'nin AB üyeliği arasında harika bir bağlantı kurmuş. Ve bunun sonunda da haklı olarak utanmış. Şayet, bu ülkenin elit tabakası, güya, Aytuğ'un değindiği programlara yapışmışsa, biz bu AB'yi 3 yılda ortadan kaldırırız... Varsa iddiaya giren, gelsin! Emre'ye neden kızıyorsun Erman hoca? Kimse maçta görmedi ama, yayıncı kuruluşun kameraları yakalamış. Neyi mi? Beşiktaşlı Emre'nin barajda Nobre'ye yaptığını... Şık mı? Oradan bakınca tabii ki değil... Erman Toroğlu da, kendi üslubunda eleştirmiş. Erman, sen aynı eylemi kim bilir kaç defa yaptın? Ben, en az 50 defa için iddiaya girerim... Duran toplarda bu biçimde pozisyon almaya çalışan hangi rakip takım futbolcusu aynı muameleye uğramamış ki? Futbol bu... Oyun... Hem de içinde en fazla hile olanı... Sakın ola ki, Emre'ye ceza falan vermeye kalkmayın... Yoksa bir kamerayı buna ayırırlarsa, Türkiye'de iki haftada savunma oyuncusu kalmaz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.