Önce Milli Takımlar Teknik Direktörü Şenol Güneş'i çok yakınındaki puan maçları öncesi ligin en civcivli ortamı içinde özel bir maç organize ettiği için kutluyorum. Bundan önceki hocamız gibi, eyyamcılık yapmayarak, yani özel maç fobisine kapılmayarak Milli Takım'ın iskeleti dışında başka oyunculardan da faydalanıp faydalanamayacağını görmesi cebindeki diploma açısından tam notla örtüştü. Bu bir yüreklilik gösterisiydi. Ama bunun yanı sıra sanırım ki; Şenol hoca ve de Türk futbolu acı gerçekle de tanıştı. G.Saraylı futbolcuların yanı sıra yurtdışında oynayan Alpay, Tugay, Hakan Şükür, Tayfun ve F.Bahçeli Rüştü, Ogün ve Abdullah'tan başka ne yazık ki; Türkiye 1.Ligi'nde forma giyenlerin milletlerarası alanda, yani yabancılarla mücadele edebilecek bir formasyona sahip olmadıkları ortaya çıkmıştır. Şenol hoca, geniş bir ufuk perspektifinden Milli Takım'a bakmak istemiştir ama, ligin içindeki flaşların aldatıcı gerçeğiyle sanırım yüzyüze gelmiştir. Bu bir hazırlık maçı idi. Bakıyorum da, gazeteler yine mağlubiyeti bir facia olarak yorumlamışlar. Hele hele uçmakla, reyting yapma peşindeki yazarlar Şifo Mehmet'in niye Milli Takım'a alınmadığı gibi tam anlamıyla çağ dışı bir düşünce sergilemişlerdir. Ama aynı kafalar Şenol Güneş'in günümüzün çağdaş sistemi ön liberolu dörtlü alan savunması üzerindeki ısrarcılığını dikkatten kaçırmışlardır. Dün G.Saray'ı UEFA Şampiyonu yapan, bugün Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale taşıyan sistemin, Milli Takım'da da şekillenmesi doğrusuna sıkı sıkıya sarıldığı için bu paragrafta da Şenol hocayı kutlamak istiyorum. Ama aynı hoca, özellikle geri dörtlünün ortasında G.Saraylı Bülent'le, Alpay'dan başka alternatif bulunmadığını da içi cız ederek görmüştür sanırım. Yıldıray'ın kadroya çağrılışı olumlu bir davranıştır. Ama bana göre Türkiye'nin alternatifsiz yegane futbolcusu Hakan Şükür'ün ve de onunla en iyi uyumu gösteren Arif'in kadroda bulunmayışları sistemin pozisyon üretme ve gol yapma sonuçlarını engellemiştir. Buradan bakınca, Türkiye 1.Ligi'nde leblebi gibi gol atanların aslında uluslararası platformda daha fırınlarca ekmek yemek mecburiyetinde oldukları da görülmüştür. Arnavutluk'u Avrupa'da sıradan takımlar arasında göstermek Dünya Kupası grup eleme maçlarının puantajına baktığımızda doğru bir yorum gibi görünüyorsa da, giderek gelişen futbol anlayışından nasiplendiğini görmek de gerekir. Almanya'yı Almanya'da inleten, İngiltere'ye Tiran'da ıstırap çektiren Arnavutluk ve onun gibi isimsizler dahi artık Avrupa haritası üzerinde kolay milli maç olmayacağı gerçeğini de göstermiştir. Şenol hocayı dörtlü savunma oynattığı ve bu özel maçı Haziran'ı düşünerek organize ettiğinden dolayı kutluyorum. Ama ülkedeki kısır seleksiyon açısından aynı hoca için üzülüyorum. Milli Takım, üzerinde dolaşan bütün baykuşlara ve de şık giyimli, edebiyat dilli hoca meraklılarına rağmen Japonya - Kore ortak yapımına iştirak edecek ve de en önemlisi orada da ses getirecektir. Hem de diğer rakiplerine oranla 14 -15 futbolcuya endeksli olmasına rağmen.