Ulu önder Atatürk'ün ülkenin bütün spor alanlarında asılı vecizesi, hiç kuşkusuz bugün Türkiye Birinci ve İkinci Ligleri'nin finiş gelişimi içinde bir kere daha yerini bulmuştur. Buradan yola çıkarak önce G.Saray-A.Gücü maçına bir kez daha bakalım... G.Saray'a maçı, hem de farklı skorla bırakacağı iddia edilen Başkent takımı, belki de sezonun en agresif, en etkili futbolunu sergilemiştir. Maç sonunda sarı-lacivertli futbolcular, çirkin dedikoduları yayanlara unutamayacakları bir ders verdiklerini sportmenlik çerçevesinde dile getirdiler. Erzurum'da da küme düşmüş Erzurumspor'un, F.Bahçe'nin averajını daha da iyileştireceği yolunda çıkan söylentiler, liderin adeta kan kusarcasına zorlanmasıyla iflâs etti. Bu çirkinlikleri, özellikle son üç - dört haftadır sergileyen, bu ülkedeki bütün yönetici, futbolcu ve teknik adamları şike, teşvik primi tüccarı yapan Star televizyonu da sanırım artık ders almışlığından inişe geçecektir. F.Bahçe-G.Saray maçı sonrası yazdığım yazıya "İş namusa kaldı" şeklinde bir başlık atmıştım. Şimdi Bursaspor, Trabzonspor, Samsunspor ve bir kere daha Erzurumpor'un ulu önderin vecizesine sıkı sıkıya bağlı yaşadıklarını ispatlamalarını beklemek sanırım hakkımızdır. Bu hakkımızı da alacağımıza inanıyorum Gelelim Beşiktaş'a... Büyük ve örnek başkan Süleyman Seba'yı bunamış, çağdışı kalmış gösteren medyadaki Beşiktaş amigoları, onların tribünlerdeki çığırtkanları çok acı bir ders almanın utancıyla acaba insan yüzüne bakacak durumdalar mı? Briegel'i stajyer teknik adam ilân edenler acaba dün Scala'yı, bugün Daum'u hangi sıfatla anmaktadırlar? Futbolcularının hakkını aylardır ödemeyen Süleyman Seba olsaydı, aynı kafalar bu kadar sessiz kalırlar mıydı? Birinci Lig'de bir sonuca varmak gerekirse, G.Saray ve Beşiktaş yönetimlerinin ve teknik adamlarının acilen yenilenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu iki büyük kulübümüzün tarihlerindeki 10 yılı aşkın süre hasret çekilmiş şampiyonluğa yeniden yakalanacakları gün gibi ortadadır. F.Bahçe'nin ise şayet Yıldırım'ın kulübe yakışan isimlerle yönetimini yenileyip devam etmesi halinde, kadrosunu koruması kaydı şartıyla Gaziantepspor'la daha bir kaç yıl yarışabileceğini görmek, sanırım Amerika'yı yeniden keşfetmek olmasa... Ve İkinci Lig... Diyarbakırspor-Altay maçını naklen yayından saklayanlar kimlerse, bu ülkenin en popüler sporu futbola fesat karıştırmışlardır. Terör belasından kurtulabilmek için futbolu kullanmak spor adına işlenmiş bir cinayettir, ihanettir. Duyumlarıma göre, hükümetin önde gelen isimlerinden birinin talimatı ile Diyarbakırspor - Altay maçı yayından çıkarılmış, yerine Göztepe'nin maçı konmuştur. Nerede ulu önderin ahlâklı sporcusu veya yöneticisi? Nerede benim delikanlı federasyonum? Yazık!